Kedi bu ise bizim et nerede?

YORUM | TARIK TOROS

17 Aralık 2013 rüşvet operasyonu ardından emniyet ve adliye teşkilatında taş taş üstünde bırakılmadı.

Hatırlayın:

Bundan dört sene önce…

11 Mart 2014’te internete bir telefon kaydı düştü.

Dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala konuşuyordu.

Efkan Ala, valiye gazeteci Mehmet Baransu’nun gözaltına alınması talimatını veriyordu.

Aynen şöyle demişti:

“Mahkeme kararına gerek yok, kapısını kırın alın o adamı.”

Savcının gözaltı kararı vermemesi ihtimaline karşı, “savcıyı da alın” diyordu.

Ala, “Resmi Konutta toplantıdayız” ve “şu anda herkes burada, tereddüt edilecek bir şey yok” cümleleriyle de, talimatın esasen Beyefendi’den geldiği mesajını veriyordu.


***

İnternete düşen ikinci kayıtta…

Efkan Ala, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer ile konuşuyordu.

Ona da Baransu’nun internet sitesinin kapatılması talimatını veriyordu.

Acarer tereddüt edince tarihe geçecek şu cümleyi sarf etmişti:

“Biz yasa yapan yeriz, gerekirse hangi yasa yapılıyorsa onu yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız.”

***

Ortada yasa yoktu.

Sadece sözlü talimat vardı.

Bu talimat da yasa dışıydı.

Bir kısım kamu görevlisi, sorumluluk almamak için buna uymadı.

Nitekim, konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilemez.

O gün Baransu’nun kapısı kırılmadı, gözaltına alınmadı.

Vali Hüseyin Avni Mutlu, şu anda tutuklu.

Son duruşması geçen Aralık ayındaydı, tahliye talebi reddedildi.

 

***

2014 yılı iktidar için mühim bir dönemeçti.

Önce 30 Mart yerel seçimleri…

Ardından 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi ile illegaliteye bulaşan bürokrasi rahat nefes aldı.

 

***

Ülkede hukuk 25 Nisan 2015 günü bitti.

O gün, tutuklu polislerin tahliye kararı uygulanmadı.

Kararı veren iki hâkim tutuklandı.

 

***

31 Mart 2017’de ise tutuklu 21 gazetecinin tahliye kararı uygulanmadı.

Gazeteciler kâğıt üzerinde tahliye edilip derhal gözaltına alındı, sonra tutuklandı.

Tahliye kararı veren hakimler açığa alındı.

 

***

Tüm bunlar olurken, ülkede paramparçaydı.

Bir taraf oturmuş çekirdek çitlerken…

Diğer taraf, “Bunlar nasıl serbest kalır” diye bastı yaygarayı.

Onun için…

Ülkenin şu gün düştüğü çukuru analiz ederken, geriye doğru bu projeksiyonu yapmak zorundasınız.

 

***

Sonunda 11 Ocak 2018 tarihine gelindi.

Ağır ceza mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamadı, üç gazeteciyi tahliye etmedi.

Deniyor ki:

Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) elini güçlendirecek, Türkiye’de iç hukuk yollarının tükendiğine hükmedecek ve elindeki dosyaları ivedilikle sonuçlandıracak.

Peki…

Anayasa Mahkemesi kararını takmayan Saray yargısı, AİHM kararını takar mı?

Uygulamazsa ne olur?

Bu soruların cevabını hiçbir yerde göremedim.

 

***

Ülkedeki müzmin muhalefet evlere şenlik.

İki temel argümanları var:

-Cemaatçiler çıkıyor, mücadele edenler içeride?

-En baba Cemaatçiler AKP’de, onlara niye kimse dokunmuyor?

 

***

Düşünmüyorlar mı ki…

4 yılı geçti…

İktidarın ve kendilerinin “kumpas kumpas” diye üzerinde tepindikleri başta Ergenekon davası olmak üzere hiçbir darbe soruşturması kapanmış değil.

Ergenekon duruşması, önümüzdeki 21 Nisan’da görülmeye devam edilecek.

Mahkemesi sürüyor.

Oysa iktidar, 17 Aralık davasını aylar içinde kapatmış, hatta üzerine beton dökmüştü.

12 Eylül davası sonuçlandı, Kenan Evren hasta yatağında mahkûm oldu.

28 Şubat davası devam ediyor, 100’ün üzerinde sanık, daha geçen hafta hâkim karşısındaydı.

Yine… Ergenekon sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Yüce Divan’da yargılanmayı bekliyor.

Kime ne anlatıyorsunuz?

 

***

Anayasa Mahkemesi…

Mehmet Altan, Şahin Alpay ve Turhan Günay hakkında “tutukluluğun hak ihlali” olduğu kararı verince…

Eski darbe soruşturmalarında sanık avukatlarından biri tweet atmış: “Cemaat’le birlikte ülkeyi içten vuran ‘gazeteciler’ aramıza geri dönüyor.”

Bi̇r başka avukatın tweet’i de şu: “Siz muhalifleri yaftalaya durun.. Fetöcüler bir bir salıveriliyor. Anayasa Mahkemesine bakın çay demleyin.”

 

***

Sizin gibi düşünmeyen, karşı olduğunuz herkesi gaz odalarına mı yollayalım?

“Aramıza geri dönüyorlar” telaşı niye?

-Cemaatçiler ölene kadar cezaevinde kalsın.

-Altan kardeşler ve tayfası, gün yüzü görmesin.

-Liberaller sürgüne gönderilsin.

-Yurt dışındaki muhalifler MİT tarafından temizlensin.

-Cemaat bitti şimdi AKP’liler bürokrasiden ayıklansın.

-MHP’liler daha az kabahatli değil, onları da kamplara kapatalım.

-Tüm olan bitene çanak tutan medyayı yargılayalım.

-Ülkeyi güçsüzleştiren Ciner, Doğan, Demirören, Şahenk, mallarına el koyalım.

-Bizi içten vuran gazetecileri cezaevine tıkmaya devam edelim.

-İnsanların özgürlüklerini çalanları, bundan zevk alanları fişleyelim, kapılar yüzlerine kapansın.

Bu mu yani?

Türkiye vizyonunuz bu mu?

Milyonları keselim, biçelim. Kalan mutlu azınlık demokrasi ve hukuk devletini inşa etsin öyle mi?

 

***

İdeolojilerinin içi o kadar boş ki…

Korkundan “AKP” diyemiyor, “AK Parti” diye yazıyorsun, bu titrekliğinle nasıl olacak ki 🙂

 

***

Fıkra güzel:

Hoca’nın canı et yemeği istemiş.

Kasaptan iki kilo et almış.

-Akşama güzelce pişir bunları, demiş hanımına.

Gelgelelim, çat kapı misafir gelince kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş.

Akşamda çorba yapmış.

Hoca, “Et nerde” diye sorunca:

-Eti kedi yedi, demiş.

Hoca kanar mı buna.

-Getir şu kediyi bakalım.

Teraziyi çıkartıp kediyi tartmış.

Bakmışlar ki kedi tam iki kilo geliyor.

Hoca hanımına dönüp taşı gediğine koşmuş:

-Kedi bu ise bizim et nerede? Et buysa kedi nereye gitti?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Fanatik Fenerbahçeli bi akrabamla konuşuyordum; “bu ülkede hukuk 3 temmuz 2011’de bitti” dedi! Onun için milat bu tarihmiş, şike olayı yani. Siz 25 nisan 2015’i milat almışsınız. Bence 2014 temmuz operasyonlarında gözaltı süresi bittiği halde “muhafaza” adı altında rehin tutulan etrafı polislerle çevrili polislerin fotoğrafıdır milat, “kaç ismail” malum.. Kimine göre 17 aralık 2013 milat… Kimi daha dünkü AYM skandalını milat alıyor… Kimine göre hukuk, Deniz Fener’i davası kapatıldığı gün bitti…

    Bu konuda tam bir milat olduğunu sanmıyorum, zira 28 şubat döneminde de hukuk yoktu bu ülkede, 80 darbesinde de yoktu, 60 darbesinde de, istiklal mahkemelerinde de yoktu… Daha da geriye gitsek zaten TC yoktu Osmanlı vardı yani 🙂

    Demek ki neymiş; aslında ortada et de yok kedi de yok 🙂 kedi sandığınız şey bir dejavu dalgalanması, what is the matrix 😉

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin