Kalede sıkıntı varsa şampiyonluk zor

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Futbolda başarı için gol atmak kadar gol yememekte önemlidir. Attığından daha az yemek için kalenin sağlam olması lazım. Kalecinin güven vermesi defansın daha rahat oynamasını sağlar. Son yıllarda Fenerbahçe’nin, bu yıl da Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durumu görmek için kalecilere odaklanmak gerekiyor.

Beşiktaş’ın deplasmanda Başakşehir’e 1-0 yenildiği maçta eleştiri oklarının hedefi hatalı gol yiyen Loris Karius oldu. Sezon başında Fabri’yi satan Beşiktaş, Tolga Zengin’in güven vermemesi üzerine Liverpool’dan Alman kaleci Karius’u kiralamıştı. 25 yaşındaki kaleci özellikle Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’den yediği hatalı gollerle hafızalara kazınmıştı. Sezon başında Liverpool’dan 2 yıllığına kiralanan Loris Karius yediği gollerle tepki toplamaya devam ediyor. Tolga Zengin’den kaleyi teslim alan Alman eldiven şu ana kadar 11 resmi karşılaşmada görev yaparken tam 16 gol yedi. Maç başına kalesinde 1.4 gol gören Karius, 11 karşılaşmanın 10’unda kalesini kapatamadı. Siyah-beyazlı file bekçisi sadece Kayserispor karşılaşmasını gol yemeden tamamlamayı başardı. Ligdeki 8 karşılaşmada 9 gol yiyen Karius, UEFA Avrupa Ligi’nde ise 3 maçta kaleyi korudu ve 7 kez meşin yuvarlağı ağlarından çıkardı.

Beşiktaş’ın son dönem kalecilere baktığımızda file bekçisi tercihlerinde pek isabetli davranmadıklarını görüyoruz. Kolombiyalı Cordabo’nun görev yaptığı 2002-06 arasında kalede sorun yaşamadı. Beşiktaş taraftarının en sevdiği kalecilerden olan Kolombiyalı, 100. yılda kazanılan unutulmaz şampiyonluğun mimarlarındandı. Kartal’da 80 maça çıkan Cordoba, kalesinde ise 81 gol gördü. 27 maçta rakip forvetlere göz açtırmadı. Cordoba’dan sonra Runje, Rüştü Reçber, Hakan Arıkan, Cenk Gönen, Tolga Zengin, Günay Güvenç, Allan McGregor, Denys Boyko ve Fabri, siyah- beyazlıların kalesini korudu. Bu isimlerden Rüştü Reöber ve Fabri beklentileri karşıladı.  Son yıllarda Fabri ile kalede istikrarı yakalayan Beşiktaş, bu sezon tekrar başa döndü.

Fenerbahçe kalecilerden yüzü gülen kulüplerden biri oldu. 1980’li yılların sonunda Almanların ünlü eldiveni Toni Schumacher’in gelmesiyle sarı-lacivertli ekip uzun yıllar sonra kalesini güvene alıyordu. Schumacher ilk sezonunda kalesini gole kapatırken, sarı-lacivertliler 103 gol atıp şampiyonluğa ulaşıyordu. Schumacher’den sonra 6 sezon kalenin sahibi Engin İpekoğlu oluyordu. Engin İpekoğlu’nun yedeği Rüştü Reçber, önce ustasını geçip kaleyi devralıyordu. Rüştü Reçber’le Fenerbahçe kalede istikrarın sembol kulüplerinden biri oluyordu. 12 sezon boyunca sarı-laciverli eldiveni giyen Rüştü’den bayrağı 2003’de Volkan Demirel devralıyordu. Rüştü Reçber’in Barcelona’ya transferiyle Volkan Demirel kalenin bir numaralısı oluyordu. Bu süreçte Fenerbahçe’nin yedek kaleci kontenjanında Volkan Babacan, Serkan Kırıntılı, Mert Günok, Oğuz Dağlaroğlu gibi isimler yer buluyordu. Ancak bu isimler önlerindeki ustalarını geçemiyordu.

2002’den bu yana Fenerbahçe formasını giyen Volkan Demirel son yıllarda yaşınında ilerlemesiyle eski formundan uzaklaşmıştı. Geçen sezon yediği hatalı gollerden sonra Fenerbahçe kaleci arayışına giriyordu. Kadroya katılan Carlos Kameni beklentilerin çok altında kalıyordu.

Bu sezon Altınordu’dan gelecek vaat eden Berke Özer’i kadrosuna katan Fenerbahçe, kaleyi direk devralacak ismi ise Bursaspor’da buldu. Kaleci Harun Tekin’i renklerine bağladı. Volkan Demirel’in kadro dışı kalmasıyla Harun kalenin tek sahibi oldu ama yediği gollerle Fenerbahçe’ye en kötü sezonlarından birini yaşattı. Elbette yenilen gollerde Harun Tekin tek suçlu değil. Ancak önceki yıllarda kalesinde takıma güven veren Volkan Demirel karatında bir performans göstermediği de aşikar.

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a göre kalede oldukça şanslı. Sarı-kırmızılar Claudio Taaffarel ve Faryd Mondragon’la yüzü gülmüştü. De Sanctis, Leo Franco, Ufuk Ceylan, Cenk Gönen gibi isimlerden aradığını bulamadı. Fernando Muslera’yı 2011’de kadrosuna katan Galatasaray, kalesini güvene almanın rahatlığını yaşadı. Geçen yıl Muslera’nın yılın futbolcusu seçilmesi kazanılan şampiyonluktaki payını ortaya koymaya yetti. Takımın kaptanlığını yapan Muslera’nın varlığı hem defansa hem de taraftara güven veriyor. Ancak bu sezon defansın dağınıklığı Muslera’nın varlığına rağmen kaleyi gole kapatmaya yetmiyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin