YORUM | M. NEDİM HAZAR
Diyanet’in 15 Temmuz hutbesini gördünüz mü?
Bir dinin, bir siyasi partinin elinde neye dönüşebileceğinin en acı örneği.
Saray ve Erdoğan, memleketteki her şey gibi, dinin ve din adına ne varsa her şeyin iğdiş edip, içini boşalttı maalesef.
Hırsızlık, arsızlık bilmem ne, neyse de, bu zararı tamir etmek on yıllara mal olacaktır.
Camileri siyasetin ahırına çeviren siyasal İslamcıların hala “Geçmişte CHP camileri ahır yaptı” diye parlamasının ve şarlamasının anlamı kalmadı.
15 Temmuz iktidar için yalanlarla örülü bir piramit.
Neredeyse tek bir doğrusu olmayan bir yalan, toplumu kontrol edebilmek adına düzenlenmiş bir kurgu.
İki gün önce, yandaş medyacılardan biri bir görüntü yorumluyor.
Tayyip Erdoğan ve yanındakiler bir resmi törende uçan jetleri izliyorlar. Erdoğan’ın çevresinde korumaları, misafirleri, askeri yaveri filan da var.
Kamera bir ara bir jeti yakın plan gösteriyor.
Yandaş eleman diyor ki, “İşte bu uçağın pilotu terörist, kamikaze olarak Erdoğan’ı öldürmek istedi, beceremedi. 15 Temmuz’dan sonra tutuklandı…”
Hani bir kuşa takılsa, kuşu ters uçuracak bir zeka.
Zira orada Erdoğan hemen ardında belinde silahıyla duran askeri yaveri de “FETÖ’cü terörist” diye tutuklandı.
Silahı çıkarıp yarım metre önündeki başbakanı öldürmeyi akledemiyor da uçakla öldürme planı yapıyor bu örgüt!
Şimdi 20 yaşında, o zaman 16 yaşında olan hepi topu 40-45 kilo ağırlığındaki genç kız anlatıyor.
“15 Temmuz gecesi ailemle birlikte askerlerle savaştık. Bize ateş ettiler. G3 mermisi sol kolumu parçaladı, göğsümden girip sırtımdan çıktı 15 santimlik oyuk açtı… Kalkıp yine saldırdım”
Ne silahlar, ne kurşun ne de yaralanma hakkında en ufak bir fikri bile olmadığı için üfürdükçe üfürüyor havuz kanalında.
Nasılsa inanan bol ve nasılsa kendisine gazi maaşı verilmeye devam etsin diye!
Çok afedersiniz eşek kadar bir adam.
Koskoca profesör!
Gerçi güneydoğuda çok meşhur bu “prof” ve kardeşi.
Mülteci bütçesini nasıl yuttukları efsane olarak anlatılıyor.
Mülteci kamplarına yollanan paraların büyük bölümünü aile olarak iç ediyorlar.
İş bu “prof” diyor ki;
“15 Temmuz akşamı 11. katta zıplayarak F16’ya kafa atıp şehit olan vatandaşlarımız var!”
Olayı zihninizde canlandırın.
Saniyede bilmem kaç kilometre hızla giden bir jet diyelim ki alçaldı ve 11. kata kadar geldi. Siz zıpladığınız anda uçak mahallenin sonuna gitmiş olurdu. Hadi diyelim zamanlamayı yapıp kafanızı uçağa değdirdiniz, beyin olmayan başınızla beraber bina da yere inmiş olurdu!
Diyeceğim o ki, Gülen Gözler’deki Vecihi bile bunu yapamazdı.
Mazharrrrrr…
Mazhar ve ailesini bizzat tanıyorum. Kardeşiyle aynı dönem Uludağ üniversitesinde okuduk. Köylerimiz komşu. Prof daha önce Dicle üniversitesindeyken öğrencisine cinsel tacizde bulunuyor. Bu olay üzerine rektör işlem başlatiyor. Işlem neticesinde üniversiteyle ya ilişiği kesiliyor yada AKP ( O zaman AKP MKYK üyesi) onu hemen Yildirim Beyazit üniversitesine yerleştiriliyor. Cemaatte düşmanliği da Dicledeki durumdan kaynaklaniyor. Nedeni de rektör hanimi cemaat mensubu biliyor. Mensup olup olmadiğini bilmiyorum ama bu hanimefendinin tutuklandiğini biliyorum.
Bu arada benim arkadaşimda yani profun kardesi Urfa TMO da müdür yardimcisi olmuştu. 2021 nisan ayi olmasi lazim 78 milyon yolsuzluk yaptiğindan dolayi tutuklandi. Şimdi tam çikti mi cikmadi mi tam bilmiyorum. Amca oğlu Selim Bağli sgk da genel mudurdu sonra bir bakanlikta bakan yardimcisiydi. O da yolsuzluktan dolayi görevinden alindi.
Başka bir kardeşi var. Bizim Birecik’te ihale, yolsuzluk vs bunlara soruluyor. Bu aile tamda reisin istediği bir profil. Yani tam akplik