İtibar ne yana düşer usta?

YORUM | HAKAN TANER

Bir ülke güvenilir kişi kurum ve markalarıyla bir ve bütündür.

Global alanda varoluşun olmazsa olmazlarının başında güven ve itibar, sonra da güvenilir kişi kurum ve markalar gelir.

Ülkeniz ne kadar güvenli ve muteber ise sizin itibarınız ve güvenilirliğiniz de hemen hemen buna eşdeğer bir seyir izler.

Dünyanın hangi köşesinde yaşarsanız yaşayın mensup olduğunuz genetik kodlar peşiniz sıra sizi takip eder.

Bu sebeple biriyle tanışırken nereli olduğunuz söylendiğinde muhatabınızın kafasında ona göre konumlanırsınız. Bu durumu bireysel olarak birkaç puan yukarı ya da aşağı çekme artık sizin kişisel inisiyatifinize kalmıştır.

Güven ve itibar konumlanması global olarak böyle olduğu gibi yerelde de hemen hemen aynıdır.

Bir ülke düşünün tüm kişi ve kurumlarıyla birlikte itibar ve güveni yerle bir olsun.

Böyle bir şey olabilir mi?

Türkiye son yıllarda hızlandırılmış olarak böyle bir dönemi yaşıyor.

Tüketici güven endeksi bile masa başı makyajlarına rağmen son yılların en kötüsü olmaktan kurtarılamıyor…

KIZILAY’DA PATLAK VEREN SKANDAL

Deprem sadece yeri sallamıyor, adeta her yeri sallıyor.

Son Elazığ Depremi de buna örnek.

Kızılay Başkanı Kerem Kınık depremi fırsat bilerek depremin hemen ardından yardım çağrısı yapıyor. O andan sonra ülkede adeta başka bir deprem daha yaşanmaya başlıyor.

150 yılı aşkın bir tarihi olan, ülkenin en köklü ve güvenilir kurumlarının en başında gelen Kızılay’ın adı vergi kaçakçılığına alet edilmekle kalmıyor, ismi kötüye çıkmış bir vakfa para aktarılmasına da aracı olarak kullanılıyor.

Bu tür vak’alar demokratik ülkelerde olduğunda hükümetler düşer, yetkililer istifa eder, soruşturmalar açılır, hukuk devreye girer vs.

Rönesans yaşamamış, ülke kaynakları ile yönetenleri zengin halkı fakir ülkelerde de bu ve benzeri skandallar kamplaşma vesilesi olur.

Her hâdisede olduğu gibi lanetleyenler ve alkışlayanlar tribünlerdeki yerlerini alarak yeni bir gündem oluşana kadar 90 dakika birbirlerine küfür ve slogan atar dururlar…

Sonra ne mi olur? Unutulur gider.

Kızılay gibi ata yadigârı bir kurum bile vergi kaçırmaya alet, yurtlarında çocuk tecavüzleri yaşanan bir kuruma emanet ediliyorsa herkesin yüzü kızarmalı ve bunun hesabı sorulmalı değil mi?

Hayır, böyle olmuyor.

Ülkedeki bütün kurumlar bu şekilde olduğu için bu tür skandallar artık adli değil adi birer vaka olarak görülüyor.

Utanmazlar, utanmadan kurum hakkında yorum yapanları adli makamlara şikâyet edeceğiz açıklaması yapabiliyor.

Ülkenin bütün kurumları siyasi birer arpalık.

Geçen gün bir TV programında yandaşlık için belediye kasasından kendisine 500 bin TL aktarılan Hadi Özışık bu durum hatırlatılınca utanmadan sesini yükseltip stüdyoyu terk etme cüretini gösterebiliyor…

Diğer zamanları bilemem, fakat yaşadığım dönem için kati bir şekilde söyleyebilirim ki?

Tuz koktu.

Ne ülkede ne kişi ve kurumlarda itibar ve güven kaldı.

Hukuk adalet ve özgürlük bu diyarları terk edeli zaten yıllar oldu.

İşin kötü tarafı düzeltmek isteyen de yok. Diğerini eleştiren de biraz da biz yiyelim derdinde.

Hâl böyle olunca olan yine tarafsız korumasız ve korunmasız olanlara idealistlere oluyor…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. O idealistler de o ülkeyi terk etsinler artık, alçakların elinde oyuncak olmasınlar. O alçaklar batırdıkları ülkeyle beraber batarken onlar da batmasınlar…

    • Ya! Çok çıkıp gitmek herkes için çok kolaydı sanki!
      Ayrıca o ülkede, ülkenin tamamen o alçakların eline geçmemesi için destan yazan kahramanlar da var…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin