İşte ‘sahte delil’ olarak üretilen sonra ‘yanlış yapmışız’ denilen 11 bin 480 bylock numarası!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 bin 480 cep telefonuna, kullanıcı iradesi dışında ByLock programı yüklendiğini iddiasında bulunmuştu. Bunun üzerine Başsavcılık 11 bin 480 telefon numarası için harekete geçmişti.

Başsavcılığın açıklaması sonrası 17 ByLock tahliyesi

Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği, güncellenen Bylock listesinden adı çıkartılan 11’i eski polis 17 kişinin tahliyesine karar verdi. Sözde byLock listesinden adı çıkartılan ve hakkında ‘F…’ye yönelik başkaca bir delil bulunmayan 11’i eski polis 17 kişinin tahliyesi talep edildi. Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebi üzerine eski polisler Mustafa A., Fatih A., İbrahim A., Murat T., Erhan A., Ayhan Ç., Birol T., Rasim G., Kenan K., Selçuk T., Coşkun B. ile diğer 7 kişinin tahliyesine karar verdi.

Saadet Partili avukata tahliye

ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklu yargılanan Saadet Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Yaman’ın, adının “ByLock” listesinden çıkarılmasının ardından tahliyesine karar verildi.

BTK, 102 bin kişiye sahte ByLock belgesi üretiyor

15 Temmuz kurgu darbesi sonrasında on binlerce kişinin haksız tutuklanmasına ve bugünlerde hapis cezalarına gerekçe gösterilen ByLock, BTK’nın sahte delil üretmesiyle ancak delil olabiliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), ByLock davalarına delil diye on binlerce sahte evrak ürettiği tescillendi. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), daha önceki gizli ibareli raporunda, 17 Kasım 2014 tarihinden itibaren ByLock sunucusuna Türkiye ve Ortadoğu’dan erişimin sadece VPN (Sanal Özel Ağ-Virtual Private Network) ile yapılabildiği belirtilmesine rağmen, BTK’nın bu tarihten sonrası için on binlerce ‘erişim kaydı vardır’ yazısı hazırladığı ortaya çıkmıştı.

Avukat Murat Akkoç: Listede kalan 91 bin kişi de suçsuz ve masumdur

Avukat Murat Akkoç, 11 bin 480 kişilik ByLock listesi için, “Siyasi iktidara yakın olanları ve parasını verenleri listeden çıkartırken içine bir kaç bin masumu da koyarak IP çakışması ve mor beyin gibi gerekçeler üreterek listeden çıkartıyorsunuz.” diye özetleyen Akkoç, “2016 Eylül tarihinde 215 bin olarak açıklanan ByLock kullanıcı listesinden 113 bin kişi hangi sebeplerden çıkartılmışsa 11 bin kişi de aynı sebeplerden listeden çıkartılacaktır. Listede kalan 91 bin kişi, listeden 16 ay içinde çıkartılan 124 bin kişi kadar suçsuz ve masumdur.” ifadesini kullandı.

İşte adaletbiz.com adresinde yayınlanan 11 bin 480 kişilik ByLock ayıklama listesinin tamamı.

İndirmek için tıklayınız.

ByLock_Telefon_List

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. ByLock hakkında veriler toplayıp analizler yapmaya başladıktan hemen sonra bende, MİT’in ByLock Serverını ele geçirdiği iddiasının kocaman bir yalandan ibaret olduğu, MİT’in sadece ve sadece Türkiye’den çıkış yapıp ByLock Serverı ile bağlantı kuran IP numaralarını toplayarak yanlışlarla dolu bir ByLock listesi yaptığı kanaati oluşmuştu.

    Dün Ankara C. Başsavcılığının Mor Beyin uygulamasına istinaden 11.400 kişinin aslında ByLock kullanıcısı olmadığı halde ‘hataen’ ByLock listesine girdiği yönündeki haberini görünce yukarıdaki kanaatim tam olarak pekişti.

    Siz bakmayın Ankara Başsavcısı’nın ‘ByLock hala geçerli bir delildir’ şeklindeki kıvranmalarına. Mor Beyin uygulamasının ortaya çıkardığı durum, ByLock soruşturmalarının ne kadar çürük ve uyduruk bir emareye dayanılarak yürütüldüğünü artık gizlenemez şekilde ortaya koydu. En yetkili ağızdan yapılan bu itiraf ByLock konusundaki Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararını da Ceza Genel Kurulu kararını da hükümsüz hale getirdi.

    Aslında Mor Beyin’le ilgili gerçekler Ekim ayında ortaya çıkmıştı. Ama gerektiğinde ilaveler yapılarak yeni kurbanlar ekleme imkânı bile sunabilen ByLock gibi etkili bir kıyım aracından vazgeçilmek istenmiyordu. O yüzden uzun süre bu görmezden gelindi. Ama artık mızrak çuvala sığmadığı için bu son adımı atmak zorunda kaldılar.

    Kıyas yapabilmeniz için durumu bir örnekle açıklayayım: 1 yıl önce ByLock soruşturmalarında AVEA’nın IP çakışmasından kaynaklanan bir sorun olduğu anlaşılmıştı. Şöyle ki, 15 milyon abonesi olmasına rağmen sadece 811 bin IP numarasına sahip olan AVEA (her 18 aboneye 1 IP düşüyor), NAT teknolojisi sayesinde bir IP’yi birden fazla abonesine tahsis etmiş ama kullanıcı kimlik bilgisi ile IP-PORT bilgisini zaman damgalı olarak saklaması gerekirken bunu yapmamıştı. AVEA’nın, bu şekildeki IP klonlamasına (ikiz IP) bağlı olarak ByLock’la ilgili olmadığı halde klon IP’yi kullandığı için binlerce kişinin mağdur olduğu ortaya çıkmıştı.

    Aslında tıpkı Mor Beyin gibi tek başına ByLock’u delil olmaktan çıkarmaya yetecek olan bu hatanın üzeri örtüldü ve ByLock tutuklamaları tam gaz devam etti.

    MOR BEYİN UYGULAMASI, BYLOCK KONUSUNDA ŞU GERÇEKLERİ NETLEŞTİRMİŞTİR :
    Mor Beyin uygulaması, kullanıcıyı çok kısa bir süreliğine ByLock serverına yönlendirmektedir. Dolayısıyla kullanıcının telefon numarasının aldığı anlık IP numarası izlendiğinde ByLock serverına bağlandığı ortaya çıkmaktadır. Mor Beyin uygulamasının yönlendirdiği kullanıcıları ByLockçu yapan tek şeyin, en basit anlatımla, kullandıkları IP’nin ByLock serverı IP’siyle yaptığı kısa süreli temas olduğu net şekilde ortaya çıkmıştır. Bu şu anlama gelmektedir :

    1- Mor Beyin uygulamasının yönlendirdiği kişiler hiçbir zaman ByLock programı indirmediklerine göre, demek MİT bazı kişileri ByLock indirmedikleri halde ByLock kullanıcısı saymış.

    2- Söz konusu kişiler ByLock’ta üyelik hesabı açmadıkları, kendilerine kullanıcı adı ve şifre belirlemedikleri halde ByLock’çu sayılmışlar.

    3- MİT, Ocak 2017 Tarihli Teknik Raporunun 56. sayfasında, ByLock serverınde yer alan 215 bin kullanıcıyı tespit ettiğini belirtmişti. Mor Beyin uygulamasının yönlendirdiği 11.480 kişinin hiç ByLock kullanmadığı ortaya çıktığına göre bu kişiler ByLock serverında kullanıcı olarak kayıtlı değillerdi ama buna rağmen kullanıcı sayıldılar. Demek ki MİT, ByLock kullanıcı listesini ByLock serverındaki üye kayıtlarına bakarak oluşturmamış.

    4- Mit Teknik Raporu’nun 56. sayfasında ByLock’la ilgili şu bilgilere yer verilmiştir:
    En Az 1 Kez Mesaj Atmış ve/veya Almış Şahıs Sayısı =60.473
    Uygulamayı Sadece Sesli iletişim için Kullanan Şahıs Sayısı =46.799
    Madem MİT, ele geçirdiği serverda yer alan mesaj atan/alan ve sesli iletişim kuran (toplam 107 bin kişi) kişileri tespit etmiş, o halde neden bu kişileri değil de sadece IP numarası bir şekilde ByLock serverına ulaşan kişileri listelemiş.

    Halbuki MİT teknik raporunun 15. ve 16. sayfalarında ‘bilinçsiz indirmenin dikkate alınmadığı, kullanmaya bakıldığı’ belirtilmiş. Ancak uygulamaya bakıldığında değil indirme, yönlendirme yoluyla IP teması bile ‘suçlu’ olmak için yeterli sayılmış.

    5- MİT Teknik Raporunun 31. sayfasında “Elde edilen 17.169.632 adet mesajlaşma içeriğinin tamamı kriptolu olarak veri tabanında saklanmakta olup, gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde 15.520.552 adet mesajlaşmaya ait içerikler çözümlenmiştir.’ şeklinde bir açıklamaya yer verilmişti. Ancak aradan yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen bu 15 milyon mesaj içeriği bir türlü ortaya çıkmadı.

    Az sayıdaki mahkemeye gönderilen içeriklerin de sahte olduğu, bunlardan birinde o tarihte cezaevinde olan kişinin ByLock üzerinden mesaj göndermiş gibi gösterildiği ortaya çıkmıştı. Zaten ByLock’a dayalı mahkûmiyet kararları, içerik olmadan verildi.

    Mor Beyin uygulamasıyla bir kez daha anlaşıldı ki MİT’in içerik çözümleme iddiası tamamen yalan. Çünkü içerik çözümlemesi yapılmış olsaydı doğal olarak o içeriği üreten gerçek kullanıcılar da tespit edilmiş olur ve Mor Beyin uygulamasında olduğu gibi sadece IP numarasıyla işlem yapılmazdı.

    Sonuçta ByLock, Google Play’de yaklaşık 1 yıl kadar kalmış ve buradan 500 bin kişi tarafından indiilmiş, App Store da ise yaklaşık 6 ay kalmış ve buradan da100 bin kişi tarafından indirilmiş. Bu indirme verileri tamamen gerçek ve indirme verilerini derleyen sitelerde halen mevcuttur. MİT teknik raporunda da zaten ‘ByLock’un 500 bin ila 1 milyon kişiye ulaştığı (ulaşmayla ne kastediyorsa) belirtilmiş.

    En azından bir dönem herkes tarafından indirilebilen ve insanların merak ederek dahi indirebileceği bir programın ‘örgüt üyeliği’ açısından delil kabul edilmesi mümkün değildir. Bu kadar açık bir gerçeğe rağmen ‘ne idüğü belirsiz’ bir ByLock listesi hazırlayanlar veya o listeye dayanarak onbinlerce masuma zulmedenlerin de bu son gelişme ile korkuya kapıldıklarından eminim.

    Zira, KHK ile getirilen zırhın hiçbir koruyuculuğunun olmadığını anlamak için hukukçu olmaya gerek yok. Hele de 12 Eylül’ün suçlularının Anayasal zırhının bile işe yaramadığını ve hayatlarının son demlerini yargılanarak geçirdiklerini gördükten sonra.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin