İlahiyatçı Prof. Dr. Tekineş: Türkiye’deki ilahiyatçılar, makam için dini heba ettiler

KHK’lı akademisyen ilahiyatçı Prof. Dr. Ayhan Tekineş, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla ‘İslam ve İnsan Hakları’ konusunda görüntülü bir mesaj yayınladı. İslam dünyasının insan hakları bakımından durumunun iyi olmadığını anlatan Tekineş, “Müslümanların ciddi manada insan hakları problemleriyle karşı karşıyayız.” dedi. Tekineş, Türkiye’deki din adamları ve ilahiyatçıların dünya menfaatleri için dini heba ettiklerini anlattı.

Müslümanların ‘azınlıkta’ olduğu yerlerde de benzer problemler yaşandığını anlatan Tekineş, bunun sebeplerine dair açıklamalarda bulundu. İslam hukukunun temel gayesiyle ilgili yıllar önce yazılan kaynaklara değinen Tekineş, “İnsanın dini hakları var, insanın can güvenliği hakları var, mal güvenliği, onuru gibi temel hakları var. İnsanın özgürlüğünün korunması hakkı var. İnsan hakları evrensel beyannamesindeki maddelerin her birini İslam hukukunda belirlenen hakların altına koymanız mümkün. İnsan haklarının korunması konusunda Müslüman ilin adamları 1000 yıl önce temel ilkeleri belirtmişlerdir. Fikirler özgürce ifade edilmeli ancak insanların hukukunu ilgilendiren konularda hassas olunmalı.” diye konuştu.

Ardından sözü Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine getiren Ayhan Tekineş, şunları söyledi:

“Türkiye’deki şartlara baktığımız zaman İslamcı olduğunu iddia eden bir iktidarın yönetimi altındaki insanların ne can güvenliği kalmış, ne malları ne akılları korunuyor. İçki yasağını geçtik; insanlar devlet eliyle esrar kaçakçılığı yaptığını görüyoruz. İnsan onuru diyoruz; daha yargılanmamış insanlar çıplak aramaya maruz bırakılıyor. Bu insanlar yaptıklarının yanlış olduğunu bilmiyor mu? Tabi ki biliyor. Neden ses çıkarmıyorlar?

1979 İran devriminden sonra Türkiye’deki din adamları, ilahiyatçılar, siyaset yoluyla itibar elde etmek arzusuna kapıldılar. Siyasetçiler de aynı şeyin farkında. Ellerindeki malzemenin (din adamlarının, ilahiyatçıların) ne olduğunu biliyorlar. Bugün geldiğimiz noktada din adamları bir takım makamlara kavuştular. Oğulları, damatları rektör oldu, müdür oldu. Yakınları iş sahibi oldu ama dinin itibarı yerle bir oldu. Dinin itibarının en kötü dönemde olduğu günleri yaşıyoruz. Dini, bir takım menfaatleri için heba ettiler. Hırsızlığa, yolsuzluğa göz yumdular. İnsanların haklarının, hukuklarının çiğnenmesine göz yumdular.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin