Hukukçular yorumluyor: Gökhan Açıkkollu cinayeti BM tarafından tescil edildi; AYM suç ortağı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin, ‘Gökhan Açıkkollu’ kararı Türkiye adaletindeki hukuksuzlukları uluslararası düzeyde bir kez daha tescilledi. Komite, Açıkkollu’nun ‘işkence ve kötü muamele yasağının, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararla birlikte, Gökhan Açıkkollu’nun hakkında hiç bir somut delil olmaksızın keyfi olarak gözaltına alındığı, işkence ve kötü muamele sonucu hayatını kaybettiği, ölümüyle ilgili etkin bir soruşturma yapılmadığı BM tarafından tescillenmiş oldu. Ayrıca işkence, kötü muamele ve insanlığa karşı suçları görmezden gelen Anayasa Mahkemesi, suç ortağı olmakla suçlanıyor.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihbar üzerine Ümraniye’deki evinde gözaltına alınan tarih öğretmeni Gökhan Açıkkollu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde 13 gün boyunca gördüğü işkencelere dayanıp 4 yıl önce 5 Ağustos’ta hayatını kaybetmişti. Yargılandığı sözde ‘darbe’ davasından beraat etti. Ölümünden 1,5 yıl kadar sonra da ‘göreve’ iade kararı çıktı! Ölümüyle ilgili soruşturma ise takipsizlik kararı verilerek kapatıldı.

Ailesi iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine dosyayı BM’ye taşındı. BM İnsan Hakları Komitesi, ‘Gökhan Açıkkollu’ başvurusuyla ilgili çok önemli bir karara imza attı. Karar, Gökhan Açıkkollu’nun işkenceyle öldürüldüğünü tescilliyor. İşkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği belirtilen kararda, özgürlük ve güvenlik ihlaline de dikkat çekiliyor. Komite ayrıca ”Bylock kullanmak ve Bank Asya’da hesap hareketliliği tutuklanma için yeterli değildir.” diyerek; bu tür ‘delillere dayanılarak verilen’ mahkumiyet kararlarının hukuksuz olduğunu da kayda geçiriyor.

Komite, Alakuş ve Özçelik kararlarına atıfla yerel mahkemeler tarafından kararları uygulanmayan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na bireysel başvuru yolunun etkin olmadığına dair içtihadının yerleşik hale geldiğini de teyit ediyor.

BM İnsan Hakları Komitesi’nin kararıyla ilgili hukukçuların değerlendirmeleri şöyle:

İnsan Hakları Hukukçusu Gökhan Güneş: “BM’den, bir ülke için utanç vesikası ifadeler! Gökhan Açıkkollu’nın gözaltında işkenceyle öldü(rül)ğünün, ölümüyle ilgili etkin bir soruşturma yapılmadığının ve savcılığın dosyayı kapatmak için ne taklalar attığının BM’nin en yüksek yargı merciinden teyidi.”

AİHM’NİN TUTARSIZLIĞI DA TESCİL EDİLMİŞ OLDU

KHK’lı Hakim Kemal Karanfil: “15 Temmuz yargılamalarına BM den bir ihlal daha! İşkence sonrası şehit edilen KHK’lı öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun keyfi ve haksız olarak gözaltına alındığı ve yaşam hakkının ihlal edildiği vurgulandı. Bu arada Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın AVM’den bir farkının olmadığı, Anayasa Mahkemesi’nin ihlalleri önlemede etkili bir merci olmadığının tekrar altı çizildi. Tüm bunlara rağmen, etkisiz olan Anayasa Mahkemesi ve iç hukuku adres gösteren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tutarsızlığı da tescil edilmiş oldu.”

AYM, HUKUKSUZLUK YAPANLARI CESARETLENDİRİYOR

KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Erdem Gençay: “Türk yargısı tarafından verilen kararlarin hukuka aykırı olduğunu tescilleyen kararlar ardı ardına geliyor. Her birisi ders niteliğinde olup hukukun yüzyıllardır uygulanan temel ilkelerini hatırlatır nitelikte. Enseyi karartmaya gerek yok. Her şey güzel olacak.”

İnsan hakları hukukçusu Nevra Kadıgil: “Masum bir insanın işkence ile vefatı. Aynı durumda onlarca vefat oldu. Bu hukuksuzlukların yargı eliyle yapılması ise ayrı bir utanç! Bunları görmezden gelen, bu tutumu ile de bu hukuksuzlukları yapanları cesaretlendiren ve fiile ortak olan @AYMBASKANLIGI.”

KHK’lı Hakim Mehmet Köroğlu: “Yakında seri olarak ihlal kararları verilecek. Bu kararları ve ilhalleri tüm dünya öğrenecek. Umarım beklediğimiz güneş tez zamanda doğacak.”

BUNDAN SONRAKİ BAŞVURULAR DA BENZER ŞEKİLDE SONUÇLANACAK

KHK’lı Hakim Saim Nergiz: “Bu karar, öncesinde verilen kararlarla birlikte değerlendirildiğinde bundan sonraki başvuruların da benzer şekilde sonuçlanacağı hususunda kuşku yok. Bu kararların diğer anlamı ise; yargı kullanılmak suretiyle toplumun bir kesimine yönelik olmak üzere Roma Statüsünün 7. Maddesinde tanımlanan fillerin gerçekleştirildiği uluslararası yargı merciilerince verilen kararlarla ortaya konuluyor. Deniyor ki; iktidarın zaten umrunda değil muhalefete ne oluyor? Hiç kuşkunuz olmasın, muhalefet iktidar olmak istiyor/ya da olduğunda bu kararlara kayıtsız kalamaz. Hangi siyasi parti dünyanın her köşesinde insanlığa karşı suç fiili iddiasıyla yargılanan/yargılanacak şüphelilere sahip çıkabilir. Bu nedenle hukuki mücadele önemli. İktidarda kim olursa olsun hukuki mücadele önemli.”

TUTUKLAMAYA YETERLİ OLMAYAN DELİLLE MAHKUMİYET KARARI VERİLEBİLİR Mİ?

Prof. Dr. Kemal Şahin: “Tutuklama için gerekli suç şüphesi/delil durumu, mahkumiyete göre daha düşük bir eşiğe sahiptir. Siz bir de aynı delillerle verilen mahkumiyet kararlarının ne denli hukuksuz olduğunu düşünün. Tek başına, sistematik hapis uygulamasının neden insanlığa karşı suç teşkil ettiğini azıcık hukuk bilen, ortalama zekaya sahip herkes ama herkes kavrar. Ya siz?”

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin