Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Altıparmak, 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen ve yüzbinlerce insanın ihracı ve tutuklanması gibi büyük mağduriyetlere neden olan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının birinci yılını değerlendirdi. Medyascope.tv’nin konuğu olan Altıparmak, bir yıl önce OHAL ve KHK’larla ilgili yaptıkları bütün itirazlar ve uyarılarının üzücü şekilde gerçekleştiğini kaydetti. Altıparmak, OHAL komisyonunun adil karar vermesinin nitel ve nicel (sayısal) açıdan karar vermesinin imkansız olduğunu vurguladı. OHAL komisyonunun 2 senede 100 binlerin başvurusunu neticelendiremeyeceğini, arkasından yaşanacak diğer yargı yollarının süresinin uzamasıyla insanların hak arayışının 8-10 yıla kadar uzayacağından endişe ettiğini anlattı. Altıparmak, AİHM ictihat ve son kararlarının buna neden olduğu eleştirisi getirdi.
Türkiye’nin OHAL sonrasında hak sınırlamalarıyla ilgili uluslararası kurumlara hakların kullanımını askıya aldığını bildirdiğini hatırlatan Altıparmak, muğlak ifadelerle yapılan bu bildirim sonrasında yasak konmak istenen her alanda KHK eliyle yasaklar getirildiğinin altını çizdi.
Hükümetin OHAL KHK’larıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) anayasa aykırılığını değerlendirmemesiyle her türlü keyfi düzenlemelenin kapılarını açtığını hatırlatın Altıparmak, “Bir yıl önce aynı görüşleri ifade eden akademisyenlerden biriyim. Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnameleri ilk çıktığında bunların OHAL KHK’sı olarak değerlendirilemeyeceğini söylemiştim. Gerekçesi şuydu; AYM’nin daha önceki kararlarının gerekçesi de şöyleydi. KHK’lar OHAL şartlarını aşan kurallar getiriyorsa, OHAL KHK’sı sayılmaz iptal edebilir diyorduk. Ancak AYM hiç tatmin edici bir gerekçe sunmaksızın bu içtihadından döndüğünü, Anayasa’daki Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez hükmünü denetim yaparsa anlamsız olacağını söyledi. Bunlarla sınırsız bir şekilde her şeyin düzenlenmesinin yolunu açtı. AYM’nin kendisini kaldırmak dahil herşeyi yapabilirsiniz KHK’lar ile. O yüzden biz bir OHAL döneminden değil, hukuksuzluk döneminden söz ediyoruz dersek, çok abartmış olmayız.” dedi.
Bir yıllık OHAL süresince 26 KHK çıkarıldığını, 100 binin üzerinde ihraç yaşandığını kaydeden Altıparmak, AİHM ve Türkiye arasındaki anlaşma gereği ortaya atılan ve 6 ay boyunca hiçbir icraata imza atmayan OHAL Komisyonu’nun da bu zararları karşılamayacağına dikkat çekti. AİHM’in bu tür komisyonların önce kurulması ve çalışmasına bakıp, sonra başvuruların yapılmasını istemesi gerekirken, tuhaf şekilde doğrudan bütün işi OHAL komisyonunu havale eden bir tavır sergilemesinin garipsediğini aktardı. Altıparmak, grevlerin durdurulması, hak mahrumiyetleri, 30 günlük gözaltı süresi, avukatıyla kişinin 7 gün görüştürülmemesi gibi bir dizi hukuksuzluğun yaşandığını sıralayan Altıparmak, OHAL komisyonunun sağlıklı bir işleyiş ortaya koyamayacağını, bağımsız ve tarafsız olmayacağını kaydetti.
