‘Hoşumuza gitmeyen proje’

Ülke KHK cehennemine döndü

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Türkiye parlamenter sistemi 24 Haziran 2018 Pazar günü resmen defnetti ve Binali Yıldırım “son Başbakan” unvanı ile Çankaya Köşkü’ne 7 Temmuz Cumartesi günü veda etti.

Yıldırım veda merasiminde tarihe geçecek, hatta Türkiye’nin son iki karanlık senesinin aydınlatılmasına vesile olabilecek sözler sarfetti. Meğer Son Başbakan’ın hoşuna gitmeyen projelerin başında 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü geliyormuş.

Hazine’den her sene 70-80 milyon TL aktarılan Anadolu Ajansı’nın editörleri ile yaptığı son mülakatta böyle söyledi.

15 Temmuz hoşa gitmeyen bir proje imiş…

O sözleri sosyal medyada yayıldığı ve infiale sebebiyet verdiği halde Binali bey beyanına herhangi bir tavzih yahut izahat getirmedi.

O halde sürç-i lisan yahut anlam kaymasından mütevellit bir cümleden bahsetmiyoruz. Bir nevi itiraf, en yetkili kişiden gelen ibretlik bir itiraf!

TÜRKİYE’Yİ KHK CEHENNEMİNE ÇEVİRDİLER

Binali beyin hoşuna gitmeyen projesinin memleketi nasıl cehenneme çevirdiğini 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bir kere daha müşahede ettik.

Kahir ekseriyeti Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden olmak üzere 18 bin 632 kişi Resmi Gazete ilamı ile “işsiz” bırakıldı.

Esasında kararnameler keyfi hazırlandığı için gerekçe yazılmıyordu. Mamafih 5 ismin karşısında -telaştan unutulmuş olacak- bir kutucuk yer aldı.

Memuriyetten atılma gerekçesi olarak mahkeme kararından eser yok.

“Bylock”, “kurum kanaati” ve “sosyal medya” yazıyor o kutucukta. Sosyal medya hesabına kadar insanları takip eden muhaberat devleti böyle münasip görmüş.

Senelerin emeğine, gayretine ve alın terine mukabil 18 bin 632 memura “ihraç” listelerinin yer aldığı o excel tablolarında tek satır layık görüldü.

Olağanüstü Hal’i (OHAL) kaldıracağına dair seçimden evvel taahhütte bulunanlar yangından mal kaçırırcasına keyfi kararnameler çıkarıyor. Seçim bitti nasıl olsa!

ERDOĞAN REJİMİNİN İLK ADIMLARI

OHAL’i fiilen icra edecekleri için kâğıt üzerinde kalkmış gibi yapıyorlar. 699, 700 ve 701 sayılı KHK’lar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) temsil ettiği parlamenter sistemin (Recep Tayyip) Erdoğan rejimine dönüştüğünün ilk işaretleridir.

Başkanlık projesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 senesinden beri ince ince işleyen Erdoğan’ı bundan böyle sadece kendisinin insaf ve merhamet hudutları tahdit edebilir.

Ne bağımsız yargı ne tarafsız medya kaldı. TBMM de otoriterlik yumruğunun kadife eldiveni olarak kullanılacak.

Bir tarafta 20 bin haneyi açlık ve sefalete mahkum eden ihraç kararına imza atarken diğer tarafta 181 bin 500 kişinin pasaportlarına getirdikleri keyfi tahditi kaldıracaklarını söyleyebiliyorlar.

Adeta sağ elinde yalancı bir cennet, sol elinde yalancı bir cehennemi hatırlatan bir duruş sergiliyor.

Binali Yıldırım’ın hoşuna gitmeyen projenin meyvelerini Erdoğan toplamaya devam edecek.

AİLE ŞİRKETİ PROJESİ

Hazır projeden bahis açılmışken Pazartesi günü akşam saatlerinde bin küsur odalı Saray’da Başkan Recep Tayyip Erdoğan ilk kabinesini ve ilk fermanını ilan edecek.

Kabinede Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) rozeti taşıyanların haricinde isimlerin olacağı işaretini bizzat Erdoğan vermişti.

Proje safahatı yeni imar ve inşa faaliyetlerini ihtiva ediyor. Erdoğan bugüne dek kendisine ayak bağı olan eskiye ait bütün uzuvları kesip budayacak.

Kabinede koltuk tahsis ettiği isimler eski sistemi kesip doğrayan, kıyma makinesinde öğüten kasaplar olarak tarihe geçecek.

BÜROKRATLAR ENDİŞELİ

Ahval-i umumî kimse adına ümit vaat etmiyor. Ekonomi bürokratları derin bir endişe ile akıbetlerini merak ediyor.

Bürokrasinin tamamında fırtına evvelindeki sessizlik hâkim. Kanun, nizam, teamül hak getire artık!

1.Meşrutiyet’in ilan edildiği 1876’dan beri bürokrasi Meclis ve kabine ikilisi ile çalışıyordu.

Darbe, harp gibi mücbir sebeplerle bu ikilinin inkıtaya uğradığı devirlerde bile müktesebata riayet ederek ayakta kalan bürokrasi için yeni devir tam bir muamma olacak.

Erdoğan’ın nazarında her biri oligarşinin mümessilliğini yapan bürokratlar bundan böyle şamar oğlanına dönecek.

Hukuken bakanlar ve Başbakan Erdoğan layüs’el, memurlar ve bürokratlar ise eski mevzuata tabi olacak.

Yetki Saray’da, her nevi mesuliyet bürokratlarda.

HEPSİ MAZİDE KALDI

Bakanlıklar, Merkez Bankası, Hazine, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul (BIST), Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank için müktesebat, serbest piyasa vs.’nin hepsi tarih oldu.

Artık yeni bir rejim inşâ edilecek.

Erdoğan memleketi aile şirketi gibi idare etmek hayaline kavuştu.

Hâlâ konuşma hürriyetimiz kaldı mı? Binali Yıldırım gibi bizim de hoşumuza gitmeyen projeyi söyleme hakkımız var mı?

Varsa bilesiniz ki “Türkiye’nin aile şirketi gibi idare edilmesi” projesinden ziyadesi ile müteessiriz.

İmza:

Aile şirketinin çalışanları…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Tebrik ederim. Sonunda “en sevmediğim proje” sözünü makale konusu yapacak biri çıktı. Aslında bu sözün üzerinde aylarca durulmalıdır.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin