”Hollanda’nın yaptığı iyiliği ne Eset yaptı ne de başka bir Müslüman ülke”

BASRİ DOĞAN | AMSTERDAM, TR724

Ülkelerindeki iç savaş nedeniyle ülkelerinden kaçan Suriyeliler sadece Türkiye’ye değil Avrupa’nın da kapısını çalıyor. Suriyeli mültecilerin çoğunluğu Almanya ve Hollanda’da kampa çevrilen eski hapishaneler ve askeri üslerde kalıyor.

Kamp süreçlerini tamamlayan Suriyeli mülteciler, oturum almalarının  ardından sosyal evlerde yerleşik yaşama adım atıyor. Bunlardan biri de yaklaşık dört yıl önce 6 çocuğu ve eşiyle Hollanda’ya gelen Suriyeli Türkmenlerden Feridun İsmail. ‘Her şey düzelse kim istemez vatanına dönmeyi’ diyen İsmail, ancak bunun çok zor olduğunu vurguluyor vr Irak örneğini veriyor. ‘15 sene geçti Irak’a dönebilen var mı?’ diye soruyor.

’’Hollanda’nın bize yaptığı insani yardımı ne bir Müslüman ülke ne de  Suriye Devleti Başkanı Esed yapmadı. Hollanda bize insanlığımızı hatırlattı.’’diyor.

6 çocuğu ile Hollanda’ya iltica eden ilk Suriyeli Türkmenlerden olan Halep doğumlu Feridun İsmail, yaşadıklarını Tr724’e anlattı.

EVLERİMİZ YIKILDI

Adım Feridun İsmail. Suriye’de ayakkabı  sektöründe çalışıyordum. Evimiz Halep’te idi. Suriye’de iç savaş ilk önce Dara şehrinde başladıktan sonra Şam’a sıçradı. Sonra Humus geneline yayıldı. Ardında bizim memleketimiz Halep’te savaş başladı. Bu vesile ile  bizlerde mülteci olduk ve Hollanda’ya yerleştik. Hollanda’ya gelmeden önce 3 yıl mülteci olarak Türkiye’de İstanbul’da kaldık. Buralara gelmemizin asıl nedeni evlerimizin ve barklarımızın yıkılması neticesinde oldu. Çünkü bir insanın evi olmaz ise ne yapsın mecburen en yakınına sığınır. Bizde mecburen Türkiye’ye sığındık.

5 ÜLKE GEÇEREK HOLLANDA’YA ULAŞTIK

Bir saat içinde Antep’e geldik. Oradan İstanbul’a geçtik. İstanbul’da kimseye yük daha doğrusu devlete de yük olmadan çalıştık. Parada kazandık. Bizde aile olarak, Türkiye’de ikamet eden 3,5 milyon Suriyeliden bir tanesi idik. Bizim Türkiye’ye geldiğimiz 2011 yıllarında Türk pasaportu ve vatandaşlıkta vermiyorlardı. Sadece kimlik veriyorlardı. Biz pasaport almadık. Çocuklarda baba biz Avrupa’ya iltica edelim. Orası bizim için daha iyi dediler. Orada eğitimimize devam ederiz dediler. Bende tamam dedim. İstanbul’dan otobüs ile Edirne’ye gittik. Oradan bir bot ile Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçtik. Oradan Atina’ya geçtik. Daha sonra karayolu Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Avusturya ve Almanya üzerinden Hollanda’ya ulaştık.

ÖLÜMÜ GÖZE ALARAK 6 ÇOCUĞUMLA YOLA ÇIKTIK

Eşim ve 6 çocuğum ile birlikte bu yolculuğa çıktık. Hatta Türkiye’den Meriç üzerinden bot ile çıkar iken, ya hepimiz ölürüz, yada bir ülkeye sığınarak mülteci oluruz dedik. 36 kişilik bir botta 8 kişi idik. Biz gerçekten ölümü göze alarak bu yolculuğa çıktık. Sonrasında Hollanda’nın iltica merkezi Ter Apel şehrinde ki kampa gittik. Orada kimliklerimizi aldılar. Bize mülteci odalarına yerleştirdiler. Sonrasında bize neden buraya geldiğimizi sordular. Bizde savaş ortamından kaçtığımızı söyledik. Sonrasında bizi Heerhugowaard şehrinde ki kampa gönderdiler. Heerhugowaard kampında 6 ay kaldık. Altı ay sonrasında Hollanda’da 5 yıllık oturma izni aldık.

SOSYAL BİR KONUTTA KALIYORUZ

Şimdi oturum aldıktan sonra belediyenin vermiş olduğu sosyal imkanlardan yararlandım. Şu anda kendi evimize çıktım. Bu eve çıktıktan sonra yaklaşık 4 hafta dil kursuna gittim. Bu süre zarfında temel dil bilgisini öğrenmeye muvaffak oldum. Şu anda Amsterdam belediyesinin sosyal ödenek (uitkering) ile geçinmeye çalışıyorum. 6 çocuğum var. Bu çocuklarımdan 3 tanesi benim yanımda kalıyor. Diğer 3 tanesi ise öğrenci evlerinde kalıyor.

YENİ GELEN MÜLTECİLERE DESTEK OLMAYA ÇALIŞIYORUM

Düşüp kalkmayan tek Allah var. İnsanın başından her türlü olay geçiyor. Bir yıl önce Heerhugowaard’daki kampta toplam 400 kişi kalıyorduk. Bunların bir çoğu benim gibi oturum aldıktan sonra evlere çıktılar. Bu kampa yine başka yerlerden ağırlıklı olarak Suriye’den tanıdıklarım geliyor. Kendim haftada bir iki defa onları ziyaret etmek için gidiyorum. Onlara elimden geldiği kadarıyla destek olmaya çalışıyorum.

Feridun İsmail, kaldığı sosyal evde Tr724’e konuştu.

AİLELER DAĞILDI

Aile olarak çeşitli ülkelere dağılmış durumdayız. Aslında aile olarak sadece bizler dağılmadık. Bütün Suriye nerede ise dağılmış durumda. 10-15 kişilik aile olan Suriyeliler bugün 4-5 kişiye düşmüş durumdalar.  Bütün tanıdığım aileler dağılmış durumda. Daha doğrusu bu savaş nedeniyle bütün Suriye perişan olmuş durumda. 21 milyon nüfuslu ülkenin yarısı dışarıda kaldı. Başta , Türkiye, Ürdün, Avrupa ve Kanada’ya iltica ettiler

SAVAŞ BİTTİĞİNDE MEMLEKETİMİZE GERİ DÖNMEK İSTİYORUZ

Herkes savaşın bitmesini istiyor. Fakat bitmesi yönünde işaret görülmüyor. Savaş bitse Irak’ta biter idi. Saddam gideli 15 yıl oldu. Hala Irak düzelmedi. Bu gün Suriye’de iç savaş başlayalı 9 yıl oldu. Hala ufak bir düzelme yok. Bundan sonrada düzeleceğini zannetmem. Biz elbette savaşın bitmesini oraların düzelmesini isteriz. Bizlerde başkaları da Suriye’de iç savaşın bitmesinin ardından memleketimize tekrar geri dönmeyi çok arzuluyoruz.

AF KONUSUNDA SURİYE REJİMİNE GÜVEN YOK

Her yıl aslında af çıkar mülteciler dönsün diye. Bu açıklamada onlardan bir tanesi. Ama zannetmiyorum ki  Suriye rejimine güven yoktur. Mesela ben dönmüş olsam benim 6 erkek çocuğum var. Bunlar orada asker olacaklar. Onlara işkence edecekleri endişesi var bizde. Suriye’de emniyet ve güven olduğunu söylemek doğru olmaz. Ben şahsen gitsem dahi çocuklar kesin gitmezler. Çünkü söylem doğru olsa gerçeklikte bunun hayata geçmesi çok zor.

İÇ SAVAŞ GERÇEKTEN ZOR

Bu gidişler salında kesin dönüş değil. Sadece aile ziyaret ve tatil amaçlı olur. Benim dost ve akrabalarımın aralarında olduğu kişilerden Suriye’de iç savaşta  ölenler ve kaybolan aileler var. İç savaş gerçekten zor. Bu açıdan bize kucak açan Hollanda’ya müteşekkiriz. Bizi dil kursuna gönderdiler. Sonrasın ev verdiler. Bizleri maaşa bağladılar. Bundan daha iyi bir insanca yaşamak olmaz. Şu anda ailecek dil öğreniyoruz. Bu arada bizim çocuklar bu geçen süre içerisinde dili kavradılar. 3 tanesi okula gidiyorlar. Hollanda’da 200 bini aşkın Suriyeli ikamet ediyor. Burada akraba ve tanıdıklarımız var. Onlar ile bir araya gelerek hasret gideriyoruz.’’

Türkiye’de kampta kalırken çektirdikleri fotoğraf

İLTİCANIN SEBEBİ ÜLKELERDEKİ ZULÜMLER

Zulümlerin Müslüman dünyasında hep olduğunu hatırlatan Feridun İsmail şöyle devam ediyor: “Dünyanın değişik ülkelerine yöneticilerin zulümlerinden kaçarak insanlar arasında, Arap, Türkmen, Türk, Yezidi ve diğer etnik kökenli insanlar iltica ediyorlar. Bunların iltica sebeplerinin başında ülkelerinde ki zulümler geliyor.Aslında zulümler altında Müslüman kökenlilerin yanı sıra gayrimüslimlerde kamplarda bulunuyorlar. 10 yıl önce Suriye’de Müslüman, Türk, Kürt ve Hıristiyan ayrımı yoktu. Hepimiz bir idik. Ben Türkmen kökenliyim. Eşim ise Kürt kökenli. Komşularımız Arap ve Hıristiyanlar idi. İyi ve kötü günlerimizde hepimiz bir idik. Savaş nedeniyle bu durumlar değişti.

İÇ HUZURSUZLUK OLDUĞU ZAMAN İSTİKRAR DA BOZULUYOR

Aslında ülkelerin özellikle Türkiye’nin Suriye’den ders alması gerekiyor. Suriye’de iç savaşta ülke kaosa sürüklendi. Mısır’da ve Tunus’ta ayaklanmalar oldu. Kime ve kimlere faydası bunu sormak lazım. Bizim ülkemiz örnek alınmalı. Şuan ülke perişan durumda. Keşke hiç olmasa idi. Bir ülkede iç huzursuzluk olduğu zaman istikrarda bozuluyor. Memleket harap olur. Bunun neticesinde insanlar mülteci olarak yurt dışına çıkmak zorunda kalıyorlar. Avrupa ülkelerine iltica ediyorlar. Yaşlanan bir Avrupa var. Onlarda genç nüfus istiyorlar.”

SAVAŞ OLMADAN ÖNCE BİZİM HER ŞEYİMİZ VARDI

Suriye bizim anamız gibi idi. İnsan nasıl anasını unutmaz ise bizde Suriye’yi unutamıyoruz. Daha doğrusu unutulacak bir memleket değil. Ben önümüzde ki yıl Hollanda vatandaşlığı almış olsam dahi aslında memleketim gibisi yok. Anavatan gibisi elbette yoktur. Suriye unutulacak bir memleket değil. Suriye Ortadoğu’da unutulacak bir memleket değil. Zor unutulur. Çünkü Suriye cennet gibi memleket. Savaş olmadan önce her şeyimiz var idi. petrol, gaz ve ziraat daha doğrusu her şeyimiz vardı. Bizler orada doğduk yaşadık. Ama Hollanda’da mülteci olduk. Bu gerçekten acı bir durum. Vatandaşlıkta almış olsak  dahi, savaş bitmiş olsa dahi, Suriye her zaman gözbebeğimiz olmaya devam edecek. Bizler oraya bir vefa borcumuzu ödemek için gideceğiz. Ülkemizin kalkınmasına çaba sarf edeceğiz. Bu arada burada ki çocuklarımız için Allah’a her vakit namazında dua ediyorum. Kültürlerimizi unutmasınlar. Dinlerine sahip çıksınlar ve geldikleri vatanı ihmal etmesinler.

ÇALIŞARAK HOLLANDA’YA YÜK OLMAK İSTEMEYİZ

Bizler buraya savaştan kaçan mülteciler olarak geldik. Allah razı olsun Hollandalılar bize sahip çıktılar. Elbette bizde vatandaşlığımız aldığımızda bunun karşılığını ödeyeceğiz.  Hollandalılar gerçekten çok saygılı insanlar bizlere iyi davranıyorlar. Hollanda’nın bize bu insani yardımı bize ne bir Müslüman ülke ve ne de Suriye Devleti Başkanı Eset yapmadı. Hollanda bize insanlığımızı hatırlattı. Şuanda sosyal ödenek alıyoruz. Lakin iş bulur isem anında işe girer çalışırım. Hollanda hükümetine de fazla yük olmamış oluruz. Bizler kendi ayaklarımızın üstünde durmak istiyoruz. Bize kapısını açan Hollanda’ya katkı sağlamak istiyoruz. Çalışarak kalan bir kısım ailemizi yanımıza getirmek istiyoruz. Ailelerimizin bir kısmı Suriye’de ki harabe köylerde kalıyor. Onları  ilk fırsat buraya getirmek istiyoruz. Burada onlara elimizi uzatarak bir yönü ile vefa borcumuzu ödemek istiyoruz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin