Hepimiz Volkan Şen’iz! [Vehbi Şahin, yazdı]

Karabük-Fenerbahçe maçı…

Dakika 57…

Maçta henüz gol yok…

Oyuna Volkan Şen giriyor.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Advocaat’ın amacı dar alana sıkışan oyunu açmak…

Volkan Şen için saha da zemin de top oynamaya müsait…

Neden?

Çok iyi bir kanat oyuncusu çünkü…

Hızı ve driplingi ile kolayca çalım atabiliyor, sırtı kaleye dönük oynarken harika dönüşlerle rakibini eksiltebiliyor.

Yani…

Tıkanan oyunlarda paslı kilidi açmak onun uzmanlık alanı denilebilir…

Belli ki Advocaat da bu özelliğinden yararlanmak için Volkan Şen’i sahaya sürüyor.

 

  O BİR FENOMEN!

Sonra…

Sonrası bir Volkan Şen klasiği…

Her zamanki gibi kabiliyetini değil kurnazlığını konuşturuyor.

Ne yapıyor?

Kendisine yapılan müdahale sonrası yine yerde kıvranıyor.

Bir yandan da adelesini tutuyor.

Gözü de kulübede…

“Sakatlandım” der gibi bir bakış fırlatıyor.

Yaklaşık bir dakika yerde yatınca Hollandalı teknik direktör dayanamıyor futbolcusuna…

“Seninle mi uğraşacağım” deyip 10 dakika önce oyuna soktuğu Volkan Şen’i tekrar yedek kulübesine çekiyor.

Fenerbahçeli yıldız şaşkın şaşkın kenardaki teknik heyete bakıyor.

“Emin misiniz, bir yanlışlık yok değil mi” diyor vücut diliyle…

Advocaat hiç istifini bozmadan eliyle “Gel” işareti yapıyor.

Volkan Şen kızgın şekilde kenara geliyor.

Yedek kulübesinde başlıyor konuşmaya…

Teknik heyete bir şeyler söylüyor.

Sinirli olduğu her halinden belli…

Advocaat sakinleştirmeye çalışıyor ama Volkan Şen dinlemiyor bile…

Advocaat da baktı dinlemiyor kendisini…

“Çok da umrumda değil” dercesine hemen oyuncusuna sırtını dönüyor.

volkan şen spot1

  DOĞU İLE BATI FARKI

Maçtan sonra neden Volkan Şen’i oyundan aldığını şöyle izah ediyor ünlü teknik adam:

1) Volkan’ın koşarken dizinde sorun yaşadığını gördüm.

2) Topu süremiyordu.

3) Oyundan almam gerekiyordu, aldım.

4) Bu benim oyun için aldığım bir karar.

Son cümle önemli…

Advocaat haklı çıkıyor.

Volkan’ın yerine oyuna giren Musa Sow’un şutunu, ceza sahasında çok iyi stop eden Van Persie, usta golcü olduğunu gösteriyor.

Skoru, Fenerbahçe lehine 1-0 yapıyor.

Volkan Şen ve Advocaat arasında yaşananlar aslında bir mihenk taşı niteliğinde…

Batı ile Doğu arasındaki temel zihniyeti gösteriyor bize…

Volkan Şen tipik bir Asyalı…

Heyecanlı…

Agresif…

Duyguları her zaman aklının önünde…

Kabiliyetli ama yeteneğini hep rakip futbolcuları ve hakemleri kandırmak için kullanıyor.

Top sürerken mutlaka her üçüncü ya da dördüncü metrede, hem de ayağını yerden kaldırmadan, düşmeyi başarıyor.

volkan şen spot

  ALDATMAYI MARİFET SANIYOR

Asıl özelliği de bu sırada ortaya çıkıyor.

Yeşil çimene düştüğü veya düşürüldüğü istisnasız her pozisyondan sonra hakeme ya dert yakınıyor ya da itiraz ediyor.

Sürekli düşmesi…

Düştüğü yerden uzun süre kalkmaması…

Her faul sonrası iki elini açıp itiraz etmesi…

Hakemleri aldatmayı marifet sanması…

Bütün bunlar Volkan Şen’i Volkan Şen yapan vazgeçilmez huylar artık…

Bir diğer karakteristik özelliği ise kafasını kaldırmadan topu sürmeye çalışması…

Halbuki futbol takım oyunu…

Topu, sahada dolaştırmak gerekiyor futbolcuları değil…

Tıpkı Barcelona’nın yaptığı gibi…

Ama Türkiye’de takım için değil tribünler için oynamak makbul maalesef…

 

  HİÇ BÜYÜMEYEN ÇOCUK!

Bu nedenle yıldızlar genelde bencil oluyor.

Volkan da aldığı her topu çalım atmaya çalışırken eziyor mesela…

Kafasını kaldırmadan top sürüyor.

Eleştirilerden ise gram ders çıkarmıyor.

Hep o haklı diğerleri haksız çünkü.

Sürekli alkış ve iltifat bekliyor.

Hiç büyümeyen bir çocuk aslında…

Şımarık ve ne yaptığını bilmeyen bir çocuk…

Topla koşarken auta çıkması da…

Saçma sapan ortalar yapması da…

Şutları çok güzel olmasa da jeneriklik gollere imza atması da…

Hep bu özelliğinin bir sonucu…

Tribünler de teknik heyet de onun bu nadir güzelliklerine tav oluyorlar nedense hep…

Kısacası…

Gol sevinci yaşarken takım arkadaşı Hasan Ali ile çarpışıp sakatlanan ve uzun süre yerden kalkamayan bir futbolcu Volkan Şen…

 

  HOLLANDALI YEMEDİ

Advocaat kimdir?

Türkiye’de yerden yere vurulsa da dünyaca ünlü Hollandalı bir teknik adam kendisi…

Tipik bir Batılı…

Duygularıyla değil aklıyla hareket ediyor.

Maçtan sonra yaptığı açıklamalar onun tam da bu yönüne ışık tutuyor zaten.

Bence üzerinde durmaya değer Volkan Şen’le ilgili yaptığı kısa değerlendirme…

Diyor ki…

1) Volkan Şen’e maç sonu açıklama yaptım ama beni dinlemek istemedi. Ona kalmış bir durum. Benim umrumda değil.

2) Futbolcular sinirlenebilir, kızgın olabilir, ama gerçekçi olmalıyız.

3) Maç kazanmak için buradayız, futbolcular için değil.

4) Futbolcularla iyi arkadaşlık kurmak için burada değilim.

Adam sonuna kadar haklı…

Ama bu ifadeleri Volkan Şen’in de bizim de anlamamız mümkün değil.

Mantığımıza ters çünkü…

 

  BAŞKASININ EMEĞİNE GÖZ DİKMEK

Hollandalı ne demek istiyor peki?

Her şeyden önce meseleye duygusal yaklaşmıyor Advocaat…

Ortadaki yalın gerçeği gözümüzün içine sokuyor.

Volkan Şen ise aklını kiraya vermiş durumda…

Daha çok duygularıyla hareket ediyor.

Bunu da bir batılının kavraması çok zor elbette…

Neden zor?

Elindeki malzemeyle en iyi yemeği yapmaya çalışan bir aşçıdan ya da bir teknik direktörden veya futbolcudan olağanı değil, hep olağanüstü başarı bekler bu topraklarda yaşayanlar çünkü…

Batılı gibi düşünmez, onun gibi hareket etmez.

Ne yapar peki?

Çalışarak değil başkasının emeğini gasp ederek başarılı olmayı tercih eder.

Ucuz numaralarla insanları aldatmayı marifet sayar.

Takım arkadaşına da rekabet ettiği meslektaşına da menfaati yoksa asla saygı göstermez.

Kendini haklı göstermek için sürekli tribünlere oynar.

Tavır ve davranışlarına aklı değil duyguları yön verir.

 

  ERDOĞAN NİYE NAZİ DEMİYOR ARTIK

Volkan Şen ile Advocaat arasında yaşananları alın Türkiye’yi 15 yıldır tek başına yöneten Erdoğan’ın izlediği siyasete uygulayın.

Arada fark olmadığını göreceksiniz.

Şu anda nasıl insanlar, haklı olduğu halde Advocaat’ı haksız, haksız olduğu halde Volkan Şen’i haklı görüyorsa; aynı şekilde milletin çoğu son Hollanda olayında Erdoğan’ı haklı Avrupa ülkelerini haksız görüyor.

Fakat onların göremediği nokta tam da Advocaat’ın baktığı yerde saklı işte…

Altı ay önce Musul’dan girip Halep’ten çıkmaktan söz eden Erdoğan vardı.

Ne oldu?

Sonuç hüsran, ama AKP seçmeni Erdoğan’ın Halep’i de Musul’u da fethettiğini sanıyor.

Bırak altı ayı…

Merkel uyardıktan sonra Nazi ve faşist lafını 10 gündür ağzına almayan bir Erdoğan var karşımızda…

 

  ANLADIĞI DİLDEN KONUŞUNCA

Kim fark etti bu ayrıntıyı?

Hiç kimse…

Hollanda ve Almanya fatihi niye suskun acaba?

Esti, gürledi, tribünlere oynadı ama yine de yelkenleri indirmek zorunda kaldı.

Niçin?

Almanya, istihbarat başkanının ağzından “15 Temmuz’la ilgili bildiklerimi açıklarım” dedi de ondan…

Mesajı alan Erdoğan da bir anda sessizliğe gömüldü.

Böyledir bu işler.

Anladığı dilden konuşursan Erdoğan da susar Volkan Şen de…

Sözün özü…

Volkan Şen ve Recep Tayyip Erdoğan bizi bize anlatan tipik bir örnek…

Gündelik hayatımıza şöyle bir göz atarsak hepimiz birer Volkan Şen’iz öyle ya da böyle…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin