Halkın kestiği hesap 

HABER-YORUMU | SEMİH ARDIÇ

Halk, 23 Haziran Pazar günü sadece Saray’ın mütekebbir siyasetine ders vermedi.

31 Mart’ta bileğinin hakkıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptal edildiği 6 Mayıs tarihli kararda imzası bulunan yedi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyesine de demokrasi ve hukuka giriş dersi verdi.

YSK: DEMOKRASİ SAATİNİ DURDURAN TAŞERON

Seçmen iradesini muhafaza etmekle mükellef YSK, Recep Tayyip Erdoğan’ın ikbal ihtirasına boyun eğdi. YSK’nın yedi üyesi demokrasi saatini durdurma teşebbüsünde taşeron şirket oldu.

23 Haziran ihaleyi verenlerin de taşeronların da sandığa gömüldüğü bir tarih oldu.

Bu yüzden İmamoğlu, 23 Haziran’da elde ettiği muazzam zaferi borçlu olduğu İstanbul ahalisine teşekkür etmek için gittiği Beylikdüzü ilçesinde otobüsün üzerine çıktığında çok mühim bir tespitte bulundu.

İmamoğlu, “Bugün sandıktan oy pusulasının yanında bir hesap pusulası da çıkmıştır. Vatandaş 31 Mart’tan bugüne bu ülkeye yaşatılanların hesabını bir avuç mutlu azınlığa kesmiştir.” ifadelerini kullandı.

SARAY ENTRİKALARINA HALKIN CEVABI

Hakikaten 31 Mart’tan 23 Haziran’a geçen 85 gün zarfında dönen Saray entrikalarına karşı sandıkta omuz omuza veren seçmen oy farkını İmamoğlu lehine 57 kat artırdı.

İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki 806 bin 420 oy cebren ve hile ile tekrarlatılan yarışın galibini tayin etti.

En az bu vasfı kadar bir başka kıymetli tarafı daha var 23 Haziran’ın.

O da kriz yorgunu halkın mağduriyet ve mazlumiyet etrafında kenetlenmeyi uzun bir aradan sonra yeniden hatırlayabilmiş olmasıdır.

İmamoğlu’nun temsil ettiği “değişim” rüzgârı halkın ümidini tamamen kaybetmesine ramak kala imdada yetişti.

ÇARE DAHA NİTELİKLİ DEMOKRASİDE

Erdoğan’ın “başkanlık” ambalajında Saray’da kurduğu tek adam saltanatının yine demokrasinin imkân ve vasıtaları ile değiştirebileceğine olan inanç arttı.

Muhtaç olduğumuz reçete nisbi değil, nitelikli, çoğunlukçu değil çoğulcu bir demokraside.

Hukuk devletine rücu etmek, mazlum ve mağdur on binleri hürriyetine kavuşturacak adlî reform atılacak ilk adım olmalı.

“Yapılacak işler” listesinin pusulası, İmamoğlu’nun vurguladığı hesap pusulasıdır.

Sadece son 85 günde çıkarılan maliyet ile mahdut kalmayacak bir hesap sorma dönemi başlamıştır.

Her nevi haramîlikte seleflerini gölgede bırakacak kadar şirazeden çıkmış Erdoğan ve avanesinin sebep olduğu maliyetin hesabı akşamdan sabaha sorulamayacak kadar kabarık.

23 Haziran’da hesap pusulası Ankara’ya gönderildi. Pusulanın teferruatını vatandaş biliyor.

KÖHNEMİŞ AKP İLE BİR YERE VARILAMAZ

Türkiye’yi her gün bir başka vadiye savuran müflis dış siyasetin görünmez risklerinden endişe eden halk, tarihin en ağır ve uzun müddetli krizinin dişlileri arasında ezilirken Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile bir yere varılamayacağında hem fikir.

İmamoğlu’na verilen destekte sol ve milliyetçi seçmenden çok fazlası var. Dünyanın en yüksek 3’üncü faizini ödüyoruz. Kayıtlı ve törpülenmiş işsizlik yüzde 15’e yükseldi. Bütçe açığı 150 milyar TL’yi bulabilir.

Erdoğan tipi “başkanlık” sisteminin bir senelik karnesi baştan sona fiyasko iken vatandaş mevcut iktidara ilk kırmızı kartı 31 Mart’ta göstermişti.

2’nci kırmızı kartı 23 Haziran’da gören AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye maliyetinin artmaması için tarihi bir fırsat yakalanmıştır.

MAKAS DEĞİŞİKLİĞİNİ HALK YAPTI

Halk, siyasetçilerin yapamadığı makas değişikliğini bizzat kendisi yaptı. İyi ki de böyle oldu.

Hazır değişim rüzgârları eserken AKP’nin 2002’de yola çıkarken taahhüt ettiği düsturları yine AKP içinden neşet edecek siyasî bir hareket sahiplenebilir.

Erdoğan’ı kerhen destekleyen muhafazakâr seçmen yeni bir adrese taşınmaya ancak böyle ikna edilebilir.

AKP’nin 17 senelik devr-i iktidarında “beytül-mâl” ile ihya edilen içtimaî ve iktisadî sınıflar son ana kadar değişime mani olmaya çalışsa da bu yürüyüş artık durdurulamaz.

GÜL’E TAKDİM EDİLEN FIRSAT

11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesinde Ali Babacan’ın başına geçeceği partinin İmamoğlu çizgisinin kalıcı olmasına katkı sağlayacaktır.

Bir parantez: Gül, Erdoğan’ı tek adam haline gelmesinde en fazla mesuliyeti olan isimlerin başında geliyor.

Hatalarını telafi etmek ve halkla mahsuplaşmak namına tarihi bir kavşakta. İntifadayı başlatmasanıa bile lüzum yok. Siyasî, iktisadî ve içtimaî bütün şartlar ıslahata müsait hale geldi.

YIKILANLARI KOALİSYONLARLA İNŞÂ EDEBİLİRİZ


Erdoğan’ın “Koalisyonlar dönemini bitiriyoruz.” diyerek pazarladığı saltanat modelinin yıkılabilmesi için olabildiğince geniş bir mutabakat zemini yakalanmalıdır.

Erdoğan’ın yıktıklarını inşâ döneminin ismi “koalisyonlar” dönemi olacak. Türkiye’nin maruz kaldığı buhran tek şahıs veya partinin üstesinden gelemeyeceği kadar ağır.

Hesap pusulasını veren halkın bu mesajı heba edilmezse Erdoğan da müttefikleri Devlet Bahçeli ile Doğu Perinçek de bavullarını toplamak mecburiyetinde kalacak.

24 Haziran sabahında motorine 22 kuruş birden zam yapılmasına şaşırmadım. Zamlar devam edecek maalesef. Zira kasada para kalmadı.

Erdoğan, İstanbul’u kaybetmenin hıncı ile düne kadar tehir ettiği zam paketlerini peşi sıra açacak.

S-400 ÜZERİNDEN YENİ BİR YENİKAPI TUZAĞINA DİKKAT

Rus hava savunma sistemi S-400’ün Amerika’ya rağmen teslim alınması halinde Türkiye ekonomisi temmuzda yeni bir tsunami dalgası ile karşı karşıya kalacak.

İstanbul’u 2’nci defa kaybeden Erdoğan, İmamoğlu rüzgârının önünü kesmek için S-400 krizinde “millî mutabakat” zemini tesis etme peşinde.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 24 Haziran Pazartesi günü muhalefet partilerinin liderlerini bu mesaj ile geldi.

Güya Rusya’dan S-400 füzeleri alınmazsa memleket elden gidecek Türkiye taarruzlara açık hale gelecek.

S-400 KRİZİNİ MUHALEFETİN ÜZERİNE YIKMA TEŞEBBÜSÜ

Böylesine millî bir meselede herkesin siyasî farklılıkların kenara bırakması ve Erdoğan etrafında kenetlenmesi elzemmiş.

S-400’ü almadan evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hafî celse ile de olsa muhalefete tek satır malumat verme lüzumu görmeyen Saray köşeye sıkışınca muhalefeti hatırlıyor.

AKP, İstanbul’da hezimete uğramasa böyle bir ziyarette bulunur muydu? Elbette bulunmazdı.

BU SEFER ELİNDE TİYATRO METNİ YOK

Siyaseten inişe geçen ve Türkiye’yi Amerika ile karşı karşıya getiren Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün akabinde 2 Ağustos’ta Yenikapı’da kurduğu tiyatro sahnesini tekrarlama hevesinde.

Muhalefet cenahının sinsi planı fark edecek kadar istihbaratı vardır herhalde.

Hâdiselerin seyrine bakılırsa hatalarından ibret almamakta ısrar eden Erdoğan’ın kendi kuyusunu kazmaya devam ettiği görülecektir.

Bu sefer elinde “Allah’ın lütfu” diyebileceği bir tiyatro metni de yok.

23 Haziran’da sandıktan çıkan hesap pusulasında ilk sırada Erdoğan olduğuna göre…

Bu yaz Ankara’da hava sıcaklıkları mevsim normallerinin fevkinde seyredecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin