İçlerinde HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun oğlu Salih Gergerlioğlu olmak üzere farklı dünya görüşlerinden çok sayıda genç bir araya gelerek kurduğu “Öteki Hareketi” ilk gazetesini çıkardı. Hareketin amacı ülkede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek.
Öteki Hareketi Kurucusu Hukuk Fakültesi öğrencisi Zeynep Betül Çelik KHK TV’ye yaptığı açıklamada, OHAL bahane edilerek 140 binden fazla kişinin kaderine terk edildiğini kaydederek, çalışmalarında KHK’lıların önemli bir yer tuttuğunu ifade ediyor.
Hareketin ilk yayın organı olan Mahpus Gazetesi, ilk sayısında cezaevleri konu edindi. Gazetede, ‘cezaevlerindeki hak ihlalleri, Kovid-19 sürecinde cezaevleri, hasta mahpuslar, cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri’ gibi konular işliyor.
Bir bilinmez olan “cezaevlerini” konu edinen “Mahpus Gazetesi” ilk sayısıyla yayında.
▶️Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri
▶️Covid-19 sürecinde cezaevleri
▶️Hasta mahpuslar
▶️Sayısı giderek artan cezaevleri
▶️Kapalı kurumlarda insan haklarıhttps://t.co/plDlwjprPj pic.twitter.com/A4bAwnirtV— Öteki Hareketi (@otekiorg) November 30, 2020
Öteki hareketi kurucuları kendilerini şöyle tanımlıyor:
“Biz, bu topraklarda bitmek tükenmek bilmeyen nefretin, öfkenin, dışlamanın,
kutuplaştırmanın reddedenleriyiz. Her dönem ötekileştirilen, gücü eline geçirenlerin azınlık olana tahakküm uyguladığı, etiketlediği ve görmezden geldiği ayrı mahallelerden olan birbirinden farklı “Öteki”leriz…
Kimimiz yok sayıldı, kimimiz dışlandı, kimimiz katliamlara/soykırımlara uğradı, kimimiz sürgüne zorlandı, kimimiz öz yurdunda zulümlere maruz kaldı, kimimizin köyü yakıldı, kimimiz zorla kaybedildi… Ölen niçin öldüğünü, öldürense neden öldürdüğünü hiç öğrenemedi. Farklılığımız aslında birer zenginlik iken bir anda birer “üstünlük” hastalığına dönüştü.
Her ne kadar ötekileştirilsek de, dışlansak da, yok sayılsak da, asimilasyona uğrasak da, sürgüne zorlansak da, tenkile maruz kalsak da, kaybedilsek de BİZLER VARIZ ve VAR
OLMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ…
Biz Kimiz? Biz, bu topraklarda yaşayan bütün “öteki”leriz; kadim Mezopotamyayız, Fırat’ız, Dicle’yiz, Sakarya’yız. Bizler asırlardır bu coğrafyada yaşayan, kök salan Rum’larız, Ermeni’yiz, Kürt’üz, Türk’üz, Roman’ız, Laz’ız, Çerkez’iz, Zaza’yız…
Bizler, Süryani’yiz, Ezidi’yiz, Alevi’yiz, Sünni’yiz… Biz, LGBTİ+ Bireyiz, gök kubbenin altında rengarengiz. Barış akademisyeniyiz, ihraç edilen 140 bin KHK’liyiz, güneş, toprak, uçurtma görmeyen 780 mahpus bebeğiz, tutuklu gazetecileriz, “Öteki”leştirilen 4 milyon mülteciyiz… Somayız, Kaz dağlarıyız, Saldayız, Hasankeyf’iz, Sur’uz, Ayasofyayız,
Sümelayız… Biz, Şule Çet’iz, Emine Bulut’uz, Cumartesi Anneleriyiz, Barış Anneleriyiz, Harbiyeli anneleriyiz, çocuğuz, kadınız… Biz, Berkin Elvanız, Ali İsmail Korkmaz’ız, Yasin Börü’yüz, Eren Bülbül’üz, Ali Hemdan’ız, Kara Efe’yiz, Haluk Savaşız, Grup Yorum’uz,Alev Şahiniz, Acun Karadağ’ız…
Biz, Madımakta katledilen 33 aydınız, Bağbağlar’da öldürülen canlarız, Roboski’de
duyulmayan halkız… Biz “ÖTEKİ” leriz ve her yerdeyiz… Biz beşinci kuvvetiz ve renk körüyüz, hem siyah hem de beyazız. Biz buysak ‘Öteki’ kim?… Onun için buradayız ve bu suça/suçlara, ötekileştirmeye, dışlamaya, yok saymaya, inkar etmeye ortak olmayacağız.. Haykırıyoruz… ‘Öteki’yiz fakat ‘Öteki’leştirme de yokuz..
Başka bir dünyanın mümkün olduğuna ve sevgi, barış, adalet… Özgürlük, hoşgörü,
empati… Çok seslilik/dillilik, diyalog, kültürel harmoni ve eşitliğe inanıyoruz. Yok saymaya değil, görmeye ve görülmeye ihtiyacımız var… GÖREBİLİYOR MUSUN?”
