HABLEMİTOĞLU DAVASI | Zihni Çakır, önce yalanladı sonra kabul etti; savcı adına ‘soruşturma’ yapmış!

İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME

Hablemitoğlu cinayeti davasında tanık olarak dinlenen ‘sözde’ gazeteci Zihni Çakır, birbiriyle çelişen ifadeleriyle dikkat çekti. Zihni Çakır ve sanık eski ÖKK çalışanı Nuri Gökhan Bozkır, duruşmada sürekli birbirini suçladı. Zihni Çakır, Nuri Gökhan Bozkır’a tetikçi olduğu ileri sürülen Tarkan Mumcuoğlu’nun ‘Volvo’ marka arabasının fotoğrafını göndermediğini söyledi. Ancak daha sonra gönderdiğini kabul etti. Ancak bunu ‘savcının isteğiyle, savcı adına’ yaptığını anlattı. Zihni Çakır ayrıca iddianame savcısıyla ilgili bir konuyu da WhatsApp’tan dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sorduğunu açıkladı. Kendi anlatımlarına göre Zihni Çakır, Hablemitoğlu davasında kolluk gücü ve savcı gibi çalışmış!

Akademisyen ve Yazar Necip Hablemitoğlu suikastı davasına Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Davanın dün görülen celsesinde tutuklu sanıklar Nuri Gökhan Bozkır, Tarkan Mumcuoğlu, Enver Altay ve Aydın Köstem duruşma salonunda hazır bulundu. Müyesser Yıldız’ın haberine göre Levent Göktaş ve Fikret Emek ise bulundukları cezaevinden SEGBİS’le bağlandı.

Normalde iddianame savcıları duruşmalarda yer almaz ancak Hablemitoğlu davasında böyle olmuyor. İddianame Savcısı Zafer Ergün daha önceki duruşmalarda olduğu gibi dün görülen duruşmada da kürsüde yerini aldı. Dinlenmesine karar verilen tanıklardan da sözde gazeteci Zihni Çakır ile iddianamenin sanıklarından Enver Altaylı’nın eski şoförü Nizamettin Avşar, Erdoğan Toprak ve Ergun Poyraz’ın da hazır olduğu görüldü.

ZİHNİ ÇAKIR, KOLLUK GÜCÜ VE SAVCI GİBİ ÇALIŞMIŞ

Hablemitoğlu davasında Zihni Çakır kilit isimlerden biri. Söyleyecekleri önemliydi. Zira AKP rejiminin Hablemitoğlu cinayeti davasında MİT eliyle, Zihni Çakır üzerinden kurguladığı senaryo tam anlamıyla çöp olmuştu. Geçtiğimiz ay yayınlanan Segbis kayıtlarına göre davanın ‘tanıklarından’ Zihni Çakır, cinayeti Hizmet Hareketi’nin üzerine yıkmak için eski ÖKK çalışanı Nuri Gökhan Bozkır’a sürekli telkinlerde bulunuyordu. Çakır, emniyet ve savcılık makamıyla birlikte hareket ediyor; zaman zaman kolluk gücü gibi çalışıyordu. Gizli belgelere ulaşıyor, Bozkır’a sürekli bilgi verip yönlendiriyordu.

Hiç bir somut delil olmadığı halde Mustafa Özcan ve Enver Altaylı ismini dosyaya dahil ettirmek için çalışan kişi de Zihni Çakır’dı. Nuri Gökhan Bozkır, bu isimleri Ukrayna’dayken savcıya gönderdiği dilekçede yazmadığı gibi, Türkiye’ye getirildikten sonraki sorgusunda da söylememişti. Bunun sebebini ise şöyle açıklamıştı: “Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ilişkisini dilekçemde mutlaka belirtmemi istedi. ‘Zaten açık kaynaklarda bu bilgiler mevcut’ dedi. Tanımıyorum bilmiyorum efendim ben onları. O ilişkileri nasıl çıkardılar bilmiyorum, anlamıyorum.”

SABAH’TAN ABDURRAHMAN ŞİMŞEK VE FERHAT ÜNLÜ MUSTAFA ÖZCAN’DAN SÖZ ETMİŞ

Bütün bu nedenlerden dolayı Zihne Çakır’ın söyleyecekleri, sorulara vereceği cevaplar önemliydi. Mahkeme Başkanı, Hablemitoğlu’nun öldürülmesi konusunda bildiklerini anlatmasını istedi. Çakır, bildiklerini tümüyle Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendiğini, Bozkır’ın o zaman sadece Tarkan Mumcuoğlu’nun adını verdiğini savundu. Çakır, “Bana anlattıkları gazete bilgisi miydi kendi bilgisi miydi, bilmiyorum; ama Sabah’tan Abdurrahman Şimşek ve Ferhat Ünlü’nün Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’dan söz ettiğini söyledi.” dedi.

Mahkeme Başkanı, “Nuri Gökhan Bozkır, “Benim anlattıklarım kurmacaydı. Bilgileri Zihni Çakır getiriyor, ben de yorumluyordum.” dedi. Hangisi doğru; sizin anlattıklarınız mı Bozkır’ın söyledikleri mi?” diye sordu.

Zihni Çakır, “Ben kendi araştırmalarımı Bozkır’a anlatmış olsam ifadelerimde buradaki diğer isimlerden de söz ederdim. Bu isimleri Bozkır’ın yurt dışına firar ettikten sonraki ifadelerinde gördüm. Hatta Fikret Emek’in ismini görünce şaşırdım.” dedi.

“Ukrayna’dayken Bozkır’la nasıl görüşüyordunuz?” sorusun üzerine, “İnternet uygulamaları, Whatsapp, Telegram; sesli, yazışmalı şekilde.” ifadelerini kullandı.

Bir başka soru üzerine dava dosyalarını ‘basından gördüğünü’ savundu. Mahkeme Başkanı, “Bir arabanın fotoğrafının gönderilmesi var.” diyerek hatırlattı. Çakır, “Herhangi bir fotoğraf göndermedim.” dedi. Bunun üzerine Nuri Gökhan Bozkır, “Tarkan Mumcuoğlu’nun arabası. 2000 model Volvo. Volvo’nun resmini bana WhatsApp’tan gönderdi. Yalan söylüyor.” dedi. (Tarkan Mumcuoğlu’nun tetikçi olduğu ileri sürülüyor)

BİRBİRLERİNİ YALANLADILAR

Hakim, Çakır’a, “Nuri Gökhan Bozkır, size cinayeti işleyen timde olduğunu söyledi mi?” diye sordu. Çakır, “Hayır.” cevabı verdi. Bunun üzerine Bozkır, “ÖKK’nın FETÖ raporuna ulaşmak için benimle kendisi bağlantı kurmadı mı? Doğruyu söylesin.” dedi. Zihni Çakır’ın cevabı, “Kendisi anlattı. (Birbirlerini yalanlıyorlar) Bir koli belge getirdi. İlk buluşmamız, konuşmamız Hablemitoğlu cinayetidir. FETÖ raporunun Levent Albay’da olduğunu, mutlaka ulaşacağını söyledi.” şeklinde oldu.

Zihni Çakır, ‘MİT’ mensubu olduğu iddiasını yalanladı. ‘Muhbir’ olarak da MİT’e çalışmadığını savundu. Nuri Gökhan Bozkır’ın, “Bildiklerini yaz, gizli tanık yapacağız.” demedi mi?” sorusu üzerine, “O Whatsapp yazışmaları ne derece doğru, bilmiyorum; ama “Gizli tanık yaparız.” demedim. Kendisi soğan TIR’ları davasından kurtarılmasını istedi. Savcılık bunun mümkün olmadığını söyledi.” ifadelerini kullandı.

Nuri Gökhan Bozkır, “Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ın isimlerini siz bana vermediniz mi?” sorusu yöneltti. Çakır, “Bozkır bir senaryo kurgulamış. Şimdi bunları benim üzerime atarak kurtulmaya çalışıyor. Benim öyle Whatsapp yazışmalarım yok.” diye konuştu.

ENVER ALTAYLI’YI, MUSTAFA ÖZCANI HİÇ TANIMAM

Nuri Gökhan Bozkır bunun üzerine, “Kesinlike Enver Altaylı ile ilgili bir şey söylemedim; bilmiyorum da zaten. Mustafa Özcan’ı hiç tanımam. Kesinlikle söylemedim. Kabul etsin, etmesin; Whatsapp delilleri ortada. Gizli tanıklık teklifi sabittır. İfadeleri çelişkili.” açıklamasında bulundu.

Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatlarından Emrah Yücel, Çakır’a, Bozkır’la Whatsapp yazışmalarını ulaştırdı. Yazışmaları incelerken Mahkeme Başkanı, “Fotoğrafı nereden aldınız, Savcılıktan mı? Tanığa ulaşamıyordur, sizden yardım istemiştir. Bu suç değildir.” dedi. Daha önce fotoğrafı gönderdiğini reddeden Zihni Çakır bu kez, “Evet, bunu soran Savcılık. Ben Savcı Bey adına soruyorum.” ifadelerini kullandı.

ADALET BAKANINA WHATSAPP’TAN GÖNDERİP SORDUM

Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatları Hacer Ural ve Emrah Yücel’in soruları üzerine Zihni Çakır, Savcı Zafer Ergün’de Bylock çıktığına dair kendisine bir belge geldiğini, bunun üzerine yeni bir FETÖ kumpası endişesine kapılıp korktuğunu ifade ederek şunları anlattı: “Bu belgeyi dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e Whatsapp’tan gönderip sordum. Bu işte ya tezgah ya başka bir iş vardı. Yine üst düzey bır yargı üyesine sordum. Mor Beyin çıktığını söyledi.”

Zihni Çakır, Nuri Gökhan Bozkır’ı dönemin İstanbul Başsavcı Yardımcısı, bugünün Anayasa Mahkemesi Üyesi İrfan Fidan’la görüştürdüğü iddiası sorulunca, “İrfan Fidan sevdiğim bir kişi değil. Yöntemlerini de beğenmem. Sevmediğim adamla irtibat kurmam mümkün değil.” demekle yetindi.

Tutuksuz sanık Mehmet Narin’in avukatı Vural Ergül, Ergenekon kumpası dönemindeki rolüne ilişkin sorular yöneltince Zihni Çakır, “Bu avukat 15 Temmuz’dan birkaç gün önce, ‘Zihni Çakır bavulunu topla.’ diye tehdit savurdu mu? Darbeyi destekledi mi?” diye konuştu. Mahkeme Başkanı’nın ve avukatların tepkisi üzerıne Çakır, “Aramızda husumet var; bunu anlatmaya çalışıyorum.” açıklamasını yaparken Mahkeme Başkanı, “Tanıkla avukat arasında husumet olmaz” dedi.


HABLEMİTOĞLU DAVASI | Zihni Çakır ‘tanık’ değil, ‘sanık’ olmalı!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin