SEVİNÇ ÖZARSLAN – HABER YORUM
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 24 Temmuz 2025’te Adana’da yeni yapılacak Adli Tıp Kurumu’nun temel atma töreninde “Adaletin tecellisi önemlidir. Geciken adalet, adalet değildir. Adalet mülkün temelidir” demişti.
Tam bu açıklamasına ‘yakışan’ ya da ‘çelişen’ mi demek lazım, bir karar çıktı dün gece.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL döneminde tutuklanan ve müebbet verilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç ile 6 yıl 3 ay ceza verilen Konyalı hayırseverlerden kanser hastası Abdullah Şen’in de bulunduğu 9 mahpusun cezasını ‘sürekli hastalık, kocama ve sakatlık hali’ kapsamında kaldırdı.
Karar, 1 Ağustos 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Hasta ve yaşlı insanların cezalarının kaldırılması güzel fakat bu karar hem gecikmeli hem de yeterli değil. Cezaevlerinde daha o kadar çok hasta var ki… Birkaç ay önce tutuklanan ve sürekli hastaneye götürülen CHP Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, menajer Ayşe Barım, CHP Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek, alzheimer hastası, eğitimci İbrahim Güngör, MS hastaları Mehmet Gürler, Mustafa Çay, Tayfun Kahraman, sedyeyle tutuklanan Hatice Yıldız, İlhan İşbilen, Alaattin Kaya, Kazım Avcı… Hangisini sayayım. O kadar çok ki… Üstelik cezası kaldırılan hastalar için bile çok geç kalındı. Neden?
RAPOR VERİLDİKTEN 26 AY SONRA CEZA KALDIRILDI
Şöyle ki; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun raporlarına atıf yapılarak verilen kararların, rapor tarihlerinden 1 ile 2 yıl sonra gecikmeli olarak çıktığı görülüyor.
Mesela Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, 1938 doğumlu Mehmet Tunç’a 24 Mayıs 2023’te ‘kocama hali’ olduğuna dair rapor vermiş. Yani tam 26 ay önce.
Tunç ile ilgili kararda deniliyor ki,
“İstanbul 26 ncı Ağır Ceza Mahkemesinin 25/5/2018 tarihli ve E:2017/208, K:2018/84 sayılı kararıyla Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen 6/10/1938 doğumlu, 11390154914 T.C. kimlik numaralı Mehmet TUNÇ’un kalan cezası, Adalet Bakanlığının 7/9/2023 tarihli ve 76919 sayılı yazısı ekinde gönderilen ve adı geçenin kocama hali kapsamında bulunduğunu belirten Adli Tıp Kurumu 3 üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 24/5/2023 tarihli ve 11113 sayılı raporu sebebiyle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104 üncü maddesinin on altıncı fıkrası gereğince kaldırılmıştır.”
“ZOR YÜRÜYORUM, DARBE GİRİŞİMİNDE NE YAPABİLİRİM?”
Mehmet Tunç, mahkemede yaptığı savunmada ise zaten hasta ve yaşlı olduğunu, darbe girişimiyle bir alakası bulunmadığını söylemişti:
“Ben gece boyunca 22 defa polisi aradım. 80 yaşındayım, yolda yürüyemiyorum. Darbe girişiminde ne yapabilirim? “15 Temmuz’da 21.00 sıralarında Beyoğlu’ndaydım. AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) Müdüründen telefon aldım ve bana ‘Jandarmalar gelmiş ben gidemiyorum, bakabilir misin?’ Dedi. AKOM binasına gittim, beni 2 er durdurdu. Erlere subayı çağırmalarını söyledim. Gelen subay bana ‘TSK iradeye el koydu, uzaklaşın buradan. Birçok insan tutuklandı’ dedi. Ben buna şaşırdım ve oradan uzaklaştım.’
Madem Tunç tahliye edilecekti, neden iki yıl bekletildi?
KAN KANSERİ OLAN ŞEN’İN ADLİ TIP RAPORU 7 AY ÖNCE ÇIKMIŞTI

Cezası kaldırılan bir diğer mahpus, Konyalı hayırseverlerden 1943 doğumlu Abdullah Şen (82). Konya’da 2022 yılında Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Şen, kaç yıldır Seydişehir Cezaevinde tutukluydu. Sürecini yakından takip ettiğimiz için biliyorum; lösemi yani kan kanseriydi. Kulakları duymuyor. Unutkanlık var. Üç yıl içinde birçok kez muayene için Adli Tıp’a götürüldü ama raporlara rağmen bugüne kadar tahliye edilmedi.
Şen’in cezası da Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 30 Aralık 2024’te verdiği ‘sürekli hastalık hali’ raporuna binaen kaldırıldı. Yani 7 ay gecikmeli. (Eğer tahliye edilmese 9 ay sonra cezası bittiği için tahliye olacaktı.)
Abdullah Şen ile ilgili kararın gerekçesinde de,
“Konya 7 nci Ağır Ceza Mahkemesinin 9/2/2022 tarihli ve E:2021/273, K:2022/47 sayıyla silahlı terör örgütüne üye olma sucundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasının karar verildiği 10/8/1943 doğumlu, 38428811724 T.C. kimlik numaralı Abdullah ŞEN’in kazaası, Adalet Bakanlığının 14/2/2025 tarihli ve 9440 sayılı yazısı ekinde gönderilen ve acezen süreklilik halini kapsadığına bulduğunu bildiren Adli Tıp Kurumu 3 üncü İhtisas Kurulunun 30/12/2024 tarihli 43974 sayılı rapor üzerine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104 üncü maddesinin on altıncı fıkrası gereğince kaldırılmıştır.” deniliyor.
CEZALARI KALDIRILAN DİĞER MAHPUSLAR
Cezaları kaldırılan diğer mahpuslarda da durum farklı değil.
Adli Tıp raporu 16 Ağustos 2023’te çıkan Sivas Madımak katliamı hükümlüsü Adem Kozu’nun kalan cezası “sürekli hastalık hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 4 Ağustos 2023’te verilen, ruhsatsız ateşli silah bulundurma ve tasarlayarak adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Ali Kapu’nun kalan cezası, “sürekli hastalık hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 3 Temmuz 2023’te verilen, bir kimseyi fuhuşa teşvik etme veya yaptırma veya aracılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma ve kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası alan Mustafa Şahbudak’ın kalan cezası “Sakatlık hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 11 Ağustos 2023’te verilen, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırma suçundan cezası bulunan hükümlü Mahmut Altun’un kalan cezası “kocama hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 1 Kasım 2023’te verilen, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapan ve zincirleme olarak bir kimseyi fuhuşa teşfik etmek suçlarından ceza alan hükümlü Serkan Şencan’ın kalan cezası, “sürekli hastalık ve sakatlık hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 26 Şubat 2024’te verilen, kasten öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız ateşli silah bulundurma, konut donunulmazlığını ihlal etme, resmi belgede sahtecilik, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve zincirleme olarak tehdit suçundan ceza alan hükümlü Mustafa Eğmen’in kalan cezası “sürekli hastalık ve sakatlık hali” kapsamında,
Adli Tıp raporu 7 Haziran 2024’te rapor verilen hırsızlık, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından ceza alan hükümlü Süleyman Kızılkaya’nın kalan cezası “sakatlık hali” kapsamında kaldırıldı.
Madem bu insanların cezaları kaldırılacaktı, hapiste kalmaları yaşam hakkının ihlali idi neden 1-2 yıl adalet kapılarında bekletildi? Hasta bir insanın bir gün bile cezaevinde kalması hangi adalete sığar?
Üstelik cezaevlerinde yaklaşık 1400 yaşlı ve ağır hasta var. “Geciken adalet, adalet değildir” demekle adalet sağlanmıyor. Kişisel bakımlarını yapamayan hasta, yaşlı ve ağır tutuklulara, özellikle kanser hastalarına toptan bir çözüm bulunması lazım.
