Ferit Şahenk’in çaresizliği

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk nakite dönüştürebileceği neyi varsa satıyor.

Restoran zincirlerini, otelleri, İstinye Park Alışveriş Merkezi’ndeki hisselerini, Gebze ve Antalya’daki ofis ve AVM yatırımlarını ya elinden çıkardı ya da hisselerin bir kısmını devretti. Özel jetini, teknesini de satış listesine yazdı.

Ciddi talip çıktığında NTV ve Star TV’yi de satacağını yakın dostları söylüyor.

2001 KRİZİNDE BU KADAR ZORLANMAMIŞTI

Ferit Şahenk 2001 krizinde bile bu kadar bir telaşlanmamıştı. Üstelik babası Ayhan Şahenk krizin tam ortasında 2 Nisan 2001’de vefat ettiğinde henüz 37 yaşındaydı.

40 senelik mazisi olan Doğuş’un yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna babasını kaybetmenin verdiği teessürle geçmişti.

O koltuk için çok genç sayılırdı. Babasının mirasına sahip çıkamayacağını düşününleri yanılttı ve genç bir kaptan olarak gemiyi karaya oturtmadı.

Ferit Şahenk bugünlerde en fazla o günleri düşünüyor olmalı. Babasından devraldığı şirketleri üç-dört kat büyüttüğü senelerin akabinde şimdi hiç arzu etmediği halde küçülme kararı alıyor.

Türkiye’nin dolu dizgin ilerlediği senelerde her işadamı gibi o da yelkenlerini şişirmişti.

Hızlı büyümenin getirdiği riskleri Türkiye’nin şirketlerin de önünde giden itibarının hatırına görmezden geldi. Borçlandı, satın aldı.

Gelin görün ki rüzgâr aksi yönde esiyor ve kaptanlığını yaptığı gemi su alıyor.

ACİLEN 7,5 MİLYAR TL BULMASI LAZIM

Şahenk’in acilen 1,7 milyar euro (7,5 milyar TL) borcunu Murat Ülker’in yaptığı gibi birkaç sene tehir ettirmesi elzem. Doğuş Grubu’nun toplam borcu 23,5 milyar TL (5,2 milyar TL).

Borcun döviz nevinden olması ve kurların son 6 ayda yüzde 20’den fazla artması bütün hesapları bozdu. Ferit bey vadesi gelen ödemelerini 4-6 sene vadeye uzatmazsa daha ağır bir tablo ile karşılaşacak. Belki de icralık olacak.

Alacaklı 10 banka namına Yapı Kredi Bankası ve İş Bankası müzakereleri devam ettiriyor. Bankalar taksitleri artırma taleplerinin kabul edilmesi için Şahenk’in de kararlılık beyanında bulunmasını bekliyor.

Ferit beyin satış haberlerinin öznesi haline gelmesi sebepsiz değil. O kemer sıktığını göstermeye çalışıyor, bankalar da naz yapıyor.

BANKALAR DA CAN DERDİNDE

Türkiye’nin en büyük holdinglerinin boynunu büken borç krizinde hissiyatın fazla hükmü kalmadı. Bankalar da can derdine düştü.

Sabancı’ya ait Akbank haricinde diğer bankaların mutabakata yakın olduğu söylense de dövizde yeni bir sıçrama olması halinde tarafların masadan kalkabileceği belirtiliyor.

Hatta Akbank yapılandırmaya sıcak bakmıyor ve alacağını olabildiğince en erken vakitte tahsil etmek istiyor.

Vadelerin 4-6 yıl arasında olmasında Şahenk de bankalar da hem fikir. Amma velakin bazı bankalar 4 seneyi geçilmesine karşı. Bazıları 6, bazıları da 4+2 sene vadeyi makul buluyor.

Muhtemelen grupta borçlu şirketlerin kredileri Doğuş Grubu altında toplanacak. Yeni teminat ve taahhütler mukabilinde Doğuş’a ödeme kolaylığı tesis edilecek.

İKİ SENELİK ZARAR: 4,3 MİLYAR TL

Tablo çok da parlak değil. Doğuş Grubu 2016 senesinde 2 milyar TL, 2017’de 2,3 milyar TL zarar etmişti. Senelik satış geliri ise 20,4 milyar TL.

Dolayısı ile küçülmekten ve varlık satışlarından elde ettiği nakitle borç yükünü azaltmaktan başka çıkış yolu görünmüyor.

Ferit Şahenk’in çaresizliği de bu noktada başlıyor. Acilen satıp nakite dönmesi lazım. Amma velakin piyasada fiyatlar yerlerde sürünüyor. Yaprak kıpırdamıyor. Herkes bankalara borçlu.

Birkaç sene evvel 1 milyar TL’ye satabileceği AVM hissesinin hal-i hazırda 500 milyon TL’ye bile alıcısı yok.

2001 krizinde geçici bir şok yaşandı, kalan sağlar 2002’den itibaren esen rüzgârlarla yol almaya başladı.

Ferit Şahenk bizzat yaşamıştı o hızlı toparlanmayı.

“BANA BAŞKANIM” DİYECEKSİNİZ!

9 Temmuz 2018 Pazartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yemin eden Recep Tayyip Erdoğan’ın Saray’ın önünde yaptığı konuşma “hukuk devleti” beklentisinin ne kadar beyhude olduğunu gözler önüne serdi.

Otoriterliğin tonunun günden güne koyulaşacağı bir döneme girildi.

Erdoğan’ın çizdiği çerçeve ekonominin birkaç sene içinde 2001 krizinin akabinde tecrübe edilmiş benzer şekilde düzlüğe çıkmasına ihtimal bırakmadı. O gün hukuk ve demokrasi en mühim teminattı. Bugün hiçbiri yok.

Son Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) Erdoğan rejiminin nasıl işleyeceği hakkında hayli fikir verdi.

Maalesefe denge ve denetim mekanizmalarının hükmü kalmadı.

Bankalar yahut reel sektör zora düşse devlet destek verir, yola devam edilir. Devlet zora düşmüşse, asırlık teamül, kaide ve hafızasından mahrum bırakılmışsa ne olacak?

SERMAYENİN YENİ YERİ BELLİ

Temel hak ve hürriyetler bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmışsa kim huzur içinde uyuyabilir.

Hülâsa eksiği gediği ile demokratik devlet bitmiştir ve yeni devrin 1. Cumhurbaşkanı’nın tasavvur ettiği sistemde sermayenin yeri bellidir: Saray’ın çizdiği hudutlar içinde ticaret yapmak ve işaret ettiği yerlere para aktarmak…

Doğuş gibi holdinglerin bile borçlarını ödeyemez hale geldiği, Türk Telekom’un icralık olduğu Türkiye’de şu günler Osmanlı Devleti’nin çöküş devrini hatırlatıyor.

Ekonomi iflas etmiş. Bu haldeyken Saray’da tantanalı merasimlerle âleme nizam verileceği zannediliyor.

Erdoğan’ın saltanatı haricinde her mevzu füruat.

İstibdat devri resmiyet kespettiğine göre hayatta kalmak isteyenler, kestirme yolu çoktan farketmiş olmalı.

Herkesin artık Erdoğan’a kendi tabiriyle “Başkanım!” diye hitap etmeye alışmasında fayda var.

Ötesi tedavülden kalkan demokrasi günlerine ait hoş birer hatıradır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Vah vaaaah!!! Adamcağızın durumunu okuyunca üzüntüden kahrolduk (!) Hepimiz oturup Ferit Şahenk için ağlayalım, dua edelim (!) Ne yapalım, koskoca işadamına iş mi öğretelim yani. Gitsin sarayın mermerlerine yüzünü gözünü sürsün, elbet halife-i ruy-i zemin efendimiz tasarruf-u şahanelerinden bir küçük ulufecikle onuda kurtarıverir!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin