HDP’ye açılan kapatma davası AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘parti kapatmalara’ ilişkin önceki açıklamalarını yeniden gündeme getirdi. Erdoğan, farklı tarihlerde yaptığı bir çok açıklamada, seçmenin cezalandırıldığını belirterek parti kapatılmasına karşı çıkmıştı.
SUÇU İŞLEYEN KİMSE O CEZALANDIRILSIN!
Başbakan olduğu 2012 yılında Kanaltürk’te gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, “Biz AK Parti olarak parti kapatılmasına karşıyız. Kendi içimizden bazılarının ihanetiyle o maddeyi çıkaramadık. O zamanlar Meclis’i terk edenler bugün parti kapatılmasının mağduruyuz dediler. O zaman niye terk ettin. Suçu işleyen kimse o cezalandırılsın.” ifadelerini kullanmıştı.
SEÇMEN NEDEN CEZALANDIRIYORSUN?
3 Mart 2015’teki konuşmasında ise şöyle demişti: “İnşallah Genel Kurul’dan da geçmek suretiyle artık ülkemde parti kapatılması tarih olur. Bana kalırsa, ben bu işin herhangi bir şeye bağlanmasını dahi doğru bulmuyorum. Partiler, madem ki tüzel kişiliktir, gerçek kişi ile tüzel kişiliği birbirine karıştırmayalım. Hani hep nüktedir, biliyorsunuz, tüzel kişiye ceza verilir mi? Cezanın gerçek kişiye verilmesi lazım. Bir partinin başkanı suç işlediyse ver, üyeleri suç işlediyse kendisine ver, ama bir partiye bu cezayı neden veriyorsun? Mesela şu anda iktidar partisinin yaklaşık 22 milyon oy vereni, seçmeni var. O partiyi siz kapattığınız anda bu ne demektir, 22 milyonu cezalandırıyorsunuz. Bu adalet midir, böyle şey olur mu? ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez’ diye bir hükmün oraya gelmesi lazım.”
PARTİ KAPATMAYA KARŞIYIZ
Yine 2015 yılındaki bir başka konuşmasında ise bazı partilerin kapatılacağı iddialarına şöyle cevap vermişti: “Şu anda parlamentoda bütün siyasi partiler ortada. Hazır mısınız bu işe? Uzun bir şey değil 3-5 maddelik bir şey, hemen gelin birlikte siyasi partilerin kapatılmasını ortadan kaldıracak yasal bir düzenleme yapın bu işi bitirin. Bu kadar açık. Ben inanıyorum ki iktidar partisi buna karşı çıkmayacaktır. Bu iktidar partisi, parti kapatılmaya karşıdır. Çünkü bunun bedelini ödediler. Bunun bedelini ödeyen o partinin Genel Başkanıydım.”
