Ergenekon yoktur, az votka vardır!

YORUM | NACİ KARADAĞ

Mayıs 2012… Ergenekon davaları sulandırıldıkça sulandırılması bir yana, siyasi iktidar gücün sarhoşluğuyla “nasıl olsa yakalanmam” zehabıyla akıl almaz vurgunlar peşinde.

Ergenekon mensuplarının ise derdi başka.

Bu esnada internete düşen ses kaydında Ergenekon sanığı Balyoz davası tutuklusu Amiral Aziz Çakmak enteresan şeyler söylüyordu.

Çakmak, çok kısa süre içerisinde tablonun tersine döneceğini ve kendilerinin intikam alacak pozisyona geçeceğini alenen ifade etmekten çekinmezken, dönemin Genelkurmay başkanı Büyükanıt ile Başbakan Erdoğan arasındaki meşhur ve gizemli Dolmabahçe görüşmesinin üzerinden 6 ay ancak geçmişti.

Amiral Çakmak ses kaydında, “Açık açık söylüyorum, Allah rövanşı size göstermesin. Bu kez hata yapmayız!” dedikten sonra ekliyordu; “Kendilerine en güvendikleri anda çoluk çocuk demeden rövanşı alacağız!”

Çakmak, Atatürk’ün de isyan bastırırken kentleri, köyleri yerle bir etmesini örnek vererek şunları kaydediyordu: “Atatürk, “çoluk çocuk kalmasın, bütün şehri götürün” dermiş. Aynen öyle çocuklarına kadar…”

Ergenekon’un vitrin süsü olarak kullanılan ve açıkçası o cenahın bile pek hesaba almadığı Doğu Perinçek kendine has sivri üslubuyla şöyle demişti hatırlayacaksınız; “Hukuk siyasetin köpeğidir…”

Köpekleşme…

Aslında son 7 yıldır yaşananları çok iyi ifade ediyor.

Birileri Hizmet hareketini ehilleştirip, sadıklaştıramayınca başkalarıyla anlaşma yaptı.

Kimileri buna Faust Metaforu diyor.

İnsanın Mephisto ile yaptığı sözleşme aslında tam bir köpekleşme mutabakatıdır.

Ve o tarihten sonrasına denk geliyor gelişmeler.

Ergenekoncular önce unutulmaya bırakılıyor.

Bir yandan demlendirilirken, diğer yandan cemaat hızla şeytanlaştırılmaya çalışılıyor.

Yaklaşık 4 yıl tüm çabalara rağmen başarılamayan bu hedef, 15 Temmuz’da tam bir “Allah lütfu” olarak Ergenekoncular ve siyasilerin kucağına konuyor.

Siyasal İslamcı Faşizm ile Ulusalcı Faşizm, Ergenekon ortak bir çaba ile Cemaat’i adeta yerle bir ediyor.

Hem de ne eziş!

Hamile kadınından 80 yaşındaki dedeye, hastadan bebeğe kadar hakikaten de kimseye acımıyorlar.

Perinçek’in övündüğü altın çağ tam da bu…

Siyasi iktidar ne tür bir canavarın zincirini çözdüğünün farkında ama Ergenekon davalarını bir sigorta olarak kullanıyor. Acil durum freni hesabı.

Ancak Amiral Çakmak’ın da ifade ettiği gibi Ergenekoncular bu kez kolay kolay hata yapmıyorlar ve sabırlılar.

Davaların tam olarak çöp olmasını beklerken hizmet hareketinin şeytanlaştırılmasını keyifle izliyorlar.

Dindar insanları dindar olduğunu ileri süren bir iktidar linç ediyor.

Perinçek ve Ergenekon tayfası zevkten dört köşe elbette.

Ve nihayet geçtiğimiz gün, mahkeme kararını veriyor; “Aslında Ergenekon diye bir örgüt yoktur”…

O kadar silahlar, bombalar, darbe oyunları, bombalamalar, cinayetler filan hepsi yalan oluyor bir çırpıda.

Köpekleştirilen hukuk aklıyor Ergenekon’u ve bununla gurur duyuyor Ergenekoncular.

Siyasal İslamcılar ise her zaman olduğu gibi başka dertlerden muzdaripler. Vurgun, talan, seçim oyunları vesaire…

İbretlik bir süreçten geçiyoruz ağır ağır.

İki tane iktidar yalakası iş adamı, hamile bir kadını taciz ediyor arabasında. Ve Adalet bakanı büyük afra tafra ile “Hamile kadına saldırıyı vicdan kabul etmez” diyor utanmadan, sıkılmadan.

Nasıl bir kösele vicdansa, tertemiz, pir ü pak, suçsuz günahsız 20 bine yakın kadına zulmü reva görüyor. Hamile, yeni doğum yapmış kadınlara yapılan işkenceler, hapislere kimsenin gıkı çıkmıyor.

Türkiye bir yandan her alanda dibe vuruşa doğru hızlanarak yol alıyor.

Ekonomi perişan, hukuk, eğitim, spor, sanat bitik…

Ergenekoncuların zinciri artık tamamen çözülmüş durumda.

Kanlı bir çarpışmaya giderken, hep beraber kafamız güzel şekilde haykırıyoruz;

Evet evet, Ergenekon yoktur!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin