Erdoğan’ın Kavala ile derdi ne? Sırada kim var?

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Ve beklenen oldu.

17 kişinin yargılandığı Gezi Parkı davasında karar çıktı ve iş insanı Osman Kavala “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” yani darbeden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Kavala meşhur casusluk suçlamasından beraat ederken Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Altay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi ise 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Yasal süreç devam etmesine rağmen mahkeme sanıkları hemen orada tutuklattı.

Yazıya girerken “Beklenen oldu” dedim çünkü bu yargılamanın hukukla adaletle ilgisi yoktu.

En baştan Erdoğan’ın siyasi hedeflerine göre şekillendi, Erdoğan’ın emir eri savcı ve hakimlerce uygulamaya kondu. Hatta o kadar pervasızca oynadılar ki 15 Temmuz’dan girdiler casusluktan çıktılar.

Oysa ki üye hakimin şerh yazısında olduğu gibi ortada ne delil vardı ne de elle tutulur bir dosya.

Ama Saray’daki zat öyle istemişti ve oldu.

O yüzden oturup uzun uzun hukuki süreci anlatmaya, Kavala’yı tutuklatan savcının AYM üyesi yapılmasına, iddianameyi yazan savcının bakan yardımcılığına yükseltilmesini hatırlatmaya da gerek yok.

KAVALA NEDEN HEDEFTEYDİ?

“Kindar ve dindar nesil” yetiştirme hedefinde olan Erdoğan’ın ne kadar kindar olduğu, kan davası güttüğü herkesin malumu.

Bunu Osman Kavala olayında da gördük.

Aslında Kavala’ya uzun zamandır ‘takık’ olan Erdoğan şartlar gereği uzunca süre intikam planlarını erteledi.

Ne zaman ki 15 Temmuz kumpası hayata geçirildi, tek adamlığının önünde engel kalmadı, yargı tamamen Saray’a bağlandı Kavala dosyası raftan indirildi.

Kavala 18 Ekim 2017’de gözaltına alındı ve 1 Kasım’da Gezi olaylarını finanse etme suçlamasıyla tutuklandı.

Gezi Davası Çarşı Davası ile birleştirildi, sonra ayrıldı. Gezi yargılamasından beraat çıkınca bu kez de 15 Temmuz ve casusluk suçlaması uyduruldu.

Dediğim gibi dava en başından itibaren hukuki olmadığı için oturup uzun uzun şöyle oldu böyle oldu anlatmaya gerek yok.

Erdoğan Kavala’nın cezalandırılmasını istiyordu ve Perinçek’in tabiriyle “siyasetin köpeği” olan yargıya sadece kılıfı uydurmak kaldı.

Aslında kılıfı da çok uyduramadılar.

Çünkü Kavala tutuklu olduğu casusluktan beraat ederken daha önce beraat ettiği darbe suçlamasından müebbet aldı.

Gelelim bu kararın analizine.

Yani Erdoğan Kavala’ya neden taktı, şimdi ne olacak?

Erdoğan’ın kindarlığına verilecek çok örnek var. Birinin kalemini kırmaya karar vermişse ne kadar hukuksuz olursa olsun bunu yapar.

Nitekim 2013 sonrası Cemaat’e karşı sürdürdüğü soykırım uygulamaları kininin sınırı olmadığını gösterdi.

Aynı şeyi şimdi seküler-beyaz Türkler yaşıyor.

Erdoğan’ın geçmişten gelen bir Beyaz Türk alerjisi var ve Kavala bu açıdan sembol isimlerden birisi. Ancak Kavala’yı hedefe oturtan olay Gezi olaylarından çok Kürt meselesi üzerinden Başkanlık tartışmaları oldu.

Hatırlanacağı gibi 2013 ilkbaharında Erdoğan’ın Kürt açılımı tam gaz (en azından kamuoyuna böyle sunuluyordu) giderken dönemin BDP’li yöneticileri MİT’in koordinesinde İmralı’ya gidip Öcalan ile görüşüyordu.

23 Şubat 2013’te yapılan ve Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’ın dahil olduğu görüşmenin tutanakları daha sonra Milliyet gazetesinde İmralı Tutanakları başlığıyla yayınlanmıştı.

Bu ayrıntıları hatırlatıyorum çünkü Kavala’nın Erdoğan’ın radarına sokan olay bu görüşmede oldu.

Sırrı Süreyya Önder ile Öcalan arasında geçen ve Milliyet’te yayınlanan diyalog şöyle: “Başkanım, her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar.”

Yani Kavala Erdoğan’ın başkanlık projelerine karşıdır.

Komplo teorilerini seven Erdoğan ise daha sonra başlayacak Gezi Parkı protestoları ve 17 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını kendine karşı darbe girişimi olarak gördü.

Hem Gülen Cemaati’ne hem de Kavala’ya olan orantısız-sınırsız nefretinin buraya dayandığını düşünen hatırı sayılır bir kesim var AKP çevrelerinde.

Kısacası Kavala meselesi en başından bu yana hukukla ilgili bir konu değildi.

SIRADA KİM VAR?

Bu arada Osman Kavala’nın sadece Erdoğan’ın değil MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de hedefinde olduğunu unutmayalım.

Hatta bir dönem Bahçeli’nin kamuoyunda çok tartışılan “bölücü kebapçı” söyleminin nedeni de Kavala’ydı. Kamuoyu meseleyi geyiğe vurdu ama Bahçeli Kavala’nın tahliyesini düşünenlere “Sakın ha!” demişti.

Peki ABD açıktan Kavala’ya destek olurken Avrupa Konseyi, Kavala sebebiyle Türkiye’ye yaptırımları konuşurken Erdoğan neden geri adım atmadı?

Neden?

Bu sorunun cevabının bir kısmını yazının önceki bölümlerinde anlattım. Erdoğan’ın şahsi bir hesabı-kini var.

Diğer kısmı ise Erdoğan’ın siyasi planları ile ilgili.

Gerek uzun yıllardır siyasette olması gerekse de Ergenekon ile yaptığı işbirliğinin Erdoğan’a kazandırdığı ‘planlı programlı hareket etme’ realitesini göz ardı etmemek gerekiyor.

Erdoğan ve artık AKP’nin aparatına dönüşen güvenlik bürokrasisinin kişi, olay ve fikir bazında kapsamlı bir yol haritası var.

Seçim odaklı ve gerginliği arttırma hedefli bu eylem planında hangi tarihte ne yapacağı belli. Yani takvime bağlanmış bir zincir var.

Ona göre atılacak adımlar belli ve sırası gelince uygulamaya konuyor.

Hatta şöyle ifade etmek de mümkün…

Erdoğan yapacağı hiçbir siyasi ve ekonomik hamlenin sandıkta yetmeyeceğini biliyor. Eylem planlarını “hileye kılıf uydurmak” için yapıyor. Seçime kadar yapacağı tüm hamleler “Bak şunu yaptı böyle oldu ve kazandı” dedirtmek için.

Kavala ve arkadaşlarının tutuklanması ile bu planını neye mal olursa olsun gerçekleştireceği mesajını en üst perdeden verdi.

Kavala kararıyla hem güç bende, hala çok güçlüyüm mesajı verirken hem de Gezi tarzı benzeri bir gündemi tetiklemeye çalışıyor.

Toplumu gerdikçe kazanacağını biliyor.

Ayrıca Kavala kararı ile altılı muhalefet bloğunu da çatlatmayı hedefliyor. Zira karar açıklandıktan sonra tepki gösteren sadece CHP lideri Kılıçdaroğlu oldu.

Nasıl ki 2013 ilkbaharında ‘iki ayyaş’ ve ‘ne pahasına olursa olsun o kışla yapılacak’ söylemleriyle olaylara  zemin hazırlamıştı şimdi de muhalefet bloğu üzerinde aynı yöntemle oynayacak.

Kavala’nın tutuklanması seküler-Beyaz Türklere de bir gözdağı. Çünkü Kavala Avrupa’da Amerika’da bilinen güçlü bir isim.

Kavala’yı bu şekilde süründüren Erdoğan yarın bir gün sivil toplum ya da muhalefet temsilcilerinden birilerini de aynı şekilde tutuklatabilir.

Mesela Kemal Kılıçdaroğlu ya da Ekrem İmamoğlu’yla ilgili bir adım atsa kim ne diyecek? Kavala örneğinde ABD ve AB’nin “kınamaktan öteye geçemeyeceğini” gördü.

Olmaz demeyin, Erdoğan siyasi hedefleri için fayda sağlayacağına inanırsa uydurma gerekçelerle Kılıçdaroğlu ya da İmamoğlu’nu rahatlıkla tutuklatır.

Sonuç itibariyle Erdoğan Gezi kararı ile ‘kaos’ dedi ve daha büyük kaoslar için düğmeye bastı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Selamün Aleyküm Adem Bey.Özelinde size yazdım ama bu konuda tecrübesi olan herkes dönüş yaparsa işim çok rahatlar.Şimdiden Allah razı olsun.
    Maalesef tek başına on yıl önce başladığım ve 2017-2021 arası dört yılı hapiste olduğumdan aksayıp son bir yılda yeniden hızlandırdığım bir site çalışmam var.
    https://ilahisozleri.net/
    Rakam 28.000 i geçti.Çoğu webde bulunmayan ilahi sözleri başta olmak üzere anlatım şiir vs.sözler yayınlıyoruz.
    Bu aralar başta rahmetli Yusuf Ziya Özkan büyüğümüz olmak üzere albümleri anlatım/şiir tarzında olan eserleri yazıya dökmek istiyoruz.
    http://ilahi-ezgi.com/index.php?board=235.0
    Liste bir hayli kabarık.Hayri Büyükdeniz vs.vs.
    Acaba anlatımı yazıya döken nasıl bir program önerirsiniz.Mesela gazeteci röportajı yazıya dökerken ne kullanıyor. Hocamızın vaaz/sohbet bamtelleri yazıya dökülürken kullanılan bir program mutlaka vardır.
    Ben küçük dosyaları pyTranscriber ile halletmeye çalışıyorum,hatalı indiriyor ama tekrar dinle düzelt yaz yayınla gidiyoruz bakalım.Mesela=
    https://ilahisozleri.net/yusuf-ziya-ozkan/yusuf-ziya-ozkan-ayrilik-vakti.html
    Ama daha etkin,hatasız bir program lazım.Redaksiyonuna razıyım artık.
    Aslında müzikli dosyayı söze döken bir program da lazım ama içine müzik karışınca iş çok imkansızlaşıyor.O da ihtiyacımız arasında.
    Yardımlarınızı umuyor bekliyor ve şimdiden Allah razı olsun diyorum.
    Maalesef mail dışında hiç bir hesabım yok açmadım ve şu ara düşünmüyorum.
    Hakan Şen
    hakansen967@hotmail.com.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin