Erdoğan’ın bir türlü hakim olamadığı iki konu 

YORUM | TARIK TOROS

Erdoğan’ı, muhalefetin beceriksizliği ve ona karşı birleşememeleri bugünlere kadar getirdi.

Elbette siyasi rakiplerini sindirmek, bölüp parçalamak, ayaklarını kaydırmak için de devletin tüm imkanlarını hoyratça kullandı.

Görünüyor ki bu bile yetmiyor artık.

Yani:

Bakmayın esip gürlediğine…

İlk defa, iddiasız muhalefete rağmen gücünü korumakta zorluk çekiyor.

Ankara’da bir günde dört mevsim yaşanıyor.

İktidar bloku öyle dağınık ki…

Erdoğan, sendika başkanının bile ayakta alkışladığı memur-emekliye yüzde 25 maaş zammını, bir gün sonra 5 puan artırıp yüzde 30’a çıkardı.

Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak kararını daha o gün Türkmenistan uçağında yorumladığı halde basına dağıtılan metinden çıkardı. 

Anayasa Mahkemesi, yetkisi olmadığı halde basit çoğunlukla HDP’ye hazine katkısına blokaj koydu. Mahkeme, parti kapatma davasında kararını ne zaman açıklayacak? Bunu başkan ve üyeler dahil kimse kestiremiyor. 

**

Daha mühim iki konu var ki…

Erdoğan bir türlü hakim olamıyor, ne yapacağını da bilmiyor:

İlki, MHP ve Ülkücü tabanı karşı karşıya getiren Sinan Ateş cinayeti.

İkincisi, seçim tarihi belirsizliği.

**

“Gülşen’i tutuklayın”, 

“Şebnem Korur Fincancı’yı salmayın”, 

“Gezi davası kararlarını onaylayın”,

“Enflasyonu her ay 10 puan düşürün” demek kadar kolay değil bu konular.  

**

Sondan başlayalım:

İktidar ve Saray çevrelerinde hiç kimse seçimin ne zaman olacağına karar vermiş, verebilmiş değil.

Erkene alınacaksa bunun nasıl olacağını da henüz bilmiyorlar: 

TBMM kararıyla mı, yoksa Cumhurbaşkanına ancak olağanüstü koşullarda tanınan “parlamentoyu fesih” yetkisiyle mi? 

Bağlı olarak, “HDP’yi kapatarak mı seçime gidelim, kararı seçim sonrasına mı bırakalım?” 

Bundan da emin değiller.

Yarın basit bir mahkeme kararıyla düşecek, “siyasi yasak kararıyla” adaylardan birini elimine ettiler ama bu, kazanmak için yetmiyor.

**

AKP ve Erdoğan, muhalefetin tüm çelimsizliğine karşın seçimin favorisi değil, olamıyor bir türlü.

Zannediyorum şu ara Erdoğan’ın canını fena halde sıkan tek şey, 5 ay içinde seçim yapmak zorunda oluşu. 

Bunu ne ertelemeye ne de ortadan kaldırmaya gücü yetiyor.

MHP’nin gazıyla gelinen noktada AKP elindeki Kürt oylarını da yitirdi.

**

Öyle kararsızlık hali var ki:

Önceki seçimi 24 Haziran’da yaparken akla gelmeyen “mevsim şartları”na yaslanıp seçimi öne çekmeye çalışıyorlar. 

Ne kadar öne çekecekler? Bilmiyorlar.

**

AKP’de kafalar bu kadar karışıkken, iktidar ortağı da bir cinayetle dağıldı.

Sinan Ateş cinayeti, neresinden bakarsanız bakın siyasi bir cinayet.

Emniyet ve yargı iki ortağın elinde ama krizi yönetemiyorlar.

MHP, mafyadaki tetikçilerine “Lider, teşkilat, doktrin” nutukları çektiriyor.

Genel Merkez, “Şer güruhunun dillerini kesip bozguncuların boynunu koparırız” tehditleri savuruyor ama nafile.

Taban kaynıyor.

Bunun bariz göstergesi, Sinan Ateş’in cenazesine katılan binlerce Ülkücü.

MHP’li veya İYİP’li olmayan Ülkücüler şu ara hayli dinamik.

**

Bitmedi: 

MHP bağlantılı tutuklamalardan özel harekat polislerinin gözaltına alınmasına kadar bir zincir var.

Tetikçiler polis gözetiminde yola çıkmış, araçlarına çakar takılmış, filan.

Cinayet organizasyonu her geçen gün büyürken…

Gözaltına alınanların “ifade süreci” hızlı tutulup süratle tutuklanması, örtbas etme gayretini gösteriyor.

**

Erdoğan ve Bahçeli, “nasıl iktidarda kalırız” diye kara kara düşünürken…

Son siyasi cinayetle sarsıldılar.

Olayda “öldürme kastı” olup olmadığı halen soru işareti.

Değişmez kuraldır:

Yangını başlatmak kolay, söndürmek zordur.

Kimin çıkardığını biliyoruz en azından.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin