Erdoğan’ın bağımsız yargı korkusu (3) [Mehmet Yıldız]

Anayasa Mahkemesi ne kadar bağımsız? AİHM’den neden korkuyor?

Anayasa’ya göre ‘Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar.’ Bu evrensel hukuk kuralı en üst yargı mercii olan Anayasa Mahkemesi için de geçerli, Cumhurbaşkanı için de, Başbakan için de, Adalet Bakanı için de…

Bizde durum biraz daha farklı. Anayasa’ya uygun davranmaya yemin etmiş bir Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Adalet Bakanı, neredeyse her olayda gözümüzün içine baka baka yargıya talimat yağdırıyorlar. Kazara bir hakim iktidarın düşman ilan ettiği birisi lehine karar verecek olsa, verdiği karar kanuna ve hukuka uygun olsa bile vay haline! ‘Fetö’ üyeliği ve darbecilik suçlamasıyla karşı karşıya kalacak, alacağı cezanın en hafifi sürgün edilmek ya da açığa alınmak, meslekten atılmak ve tutuklanmak olacaktır.

‘AYM’nin kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum’

Sözgelimi MİT tırları haberini yapan Can Dündar ve Erdem Gül için ‘yanına bırakmam’ dedikten kısa bir süre sonra haklarında soruşturma açıldı ve tutuklandı. Benzer başvurulara uzun süre cevap vermeyip ölü taklidi yapan Anayasa Mahkemesi, nasıl olduysa Can Dündar ve Erdem Gül için yapılan bireysel başvuru üzerine hak ihlali kararı vererek tahliyelerini sağladı. AYM’nin bu kararı üzerine Erdoğan, “Karara sadece sessiz kalırım ama onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyerek tepkisini gösterdi.

Ardından AYM’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ileri sürdü. “Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasa’yı ihlal eden ben değilim. Bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Bu ihlali maalesef göz göre göre yapmışlardır.”

Yediği bu zılgıt üzerine derin bir sessizliğie gömülen AYM o gün bugündür kayıp. Hele ki 15 Temmuz’dan sonra haklarında soruşturma dahi yapılmadan iki üyesini cezaevine gönderdikten sonra Erdoğan’a karşı durabilmesi imkansız hale geldi. İktidarın taleplerini kayıtsız şartsız yerine getirirken, iktidara muhalif gördüklerinin adalet taleplerine kulak tıkamakta.

Başkan Zühtü Arslan, arada bir resmi törenlerde görünüp kendini hatırlatmasa ne işe yaradığını anlayabilmek zor. İki gün önce Anayasa Mahkemesi’nin 55’inci kuruluş yıl dönümünde konuşan Başkan Arslan, “Mahkememiz, OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir.” diyerek Anayasa’yı işaret etmiş. Ama aynı Anayasa hükmü gereği çıkarılan KHK’ların süresi içinde meclis onayına neden sunulmadığına hiç temas etmemiş.

Erdoğan, Türkiye sınırları içinde kendisi ve yakınları için yargıyı dikensiz bir gülbahçesi haline getirmeyş başardı. Ancak HSYK tarafından atanmamış yurtdışındaki hakim ve savcılar bütün planlarını bozuyor. Şimdilik bunlardan birincisi Zarrab’ı yargılayan ABD yargısı, diğeri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.

AİHM’e başvurmak suç mudur?

AİHM’in web sitesinde yer alan istatistiklere bakılırsa Türkiye AİHM’deki en kötü sicile sahip ülkelerden biri.

Ne ile suçlandığını bilmeden aylardır cezaevinde bulunan çok sayıda tutuklunun mağduriyetlerinin giderilmesi için önce AYM sonra da AİHM’e gittikleri biliniyor. AİHM başvurusu yaptığı bilinen pek çok tutukluya sırf bu yüzden kötü muamele yapıldığı haberleri geliyor. En bilinen yöntem de başka cezaevine nakletmek. Böylece zaten özgürlüğü ellerinden alınmış on binlerce kişinin aileleri de cezalandırılıyor. AİHM’e başvurmak için hazırlanan dosyalara havalimanında el konularak yandaş medyaya, bakın ülkemizi yabancılara şikayet ediyorlar bunlar vatan haini diyerek koli koli ihanet diye haber yaptıran da aynı zihniyet.

AİHM’den korkuyor

Çünkü AİHM’in bağımsız yargıçları Erdoğan tarafından atanmamış. Elbette yapılan hak ihlallerinin bağımsız yargı tarafından tespit edilmesinden korkuyor.

AİHM’den çıkmak istiyor. Çünkü gelecek muazzam dalgayı görüyor. Bugün binlerle ifade edilen AİHM’e yapılan başvuru sayısı yakında on binleri aşacak. Bunun sonucunda astronomik tazminatlarla karşı karşıya kalacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin bunun altından kalkması çok zor görünüyor.

Parası neyse veririz

Geçen yıl gittiği Afrika ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, mağdurların AİHM’e gidebileceğini, bunda da bir beis görmediğini ima ederek şöyle konuştu: “Bundan sonra isterlerse AİHM’ye gidebilirler. AİHM eğer Anayasa Mahkemesi’nin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de itirazlarını yapar veya o tazminatı öder.

Para konusunda sorun yok. Nasılsa kendi cebinden çıkmıyor. Ayrıca AİHM’in verdiği tazminat kararları öyle çok yüksek miktarlarda da değil. AİHM hak ihlali olup olmadığını tespit ediyor. Ondan sonra kararın uygulaması gene iç hukukla ilgili.

Türkiye AİHM kararlarını uygulamazsa ne olur?

AİHM eski üyesi Rıza Türmen’e göre “AİHM kararı verir. Orada biter. Burada alınan kararlar Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi’ne gider. AİHM kararlarının uygulamasından sorumlu organdır. Bakanlar Komitesi devam eden bir ihlal varsa, ilgili devlete bunu durdurmasını söyler. Ya da tekrar eden bir ihlal varsa, yani yasadan kaynaklanan; o zaman bu yasaların değiştirilmesini talep eder ilgili devletten. Giderek bu talebi sıklaştırır. Altı ay önce aldığı bir kararı sorar. Altı ayda ne yaptın? Hala bir şey yapılmadıysa, bir karar alır. Dışişleri bakanına mektup yazar. Bütün bunlardan bir sonuç çıkmazsa, o ülkenin üyelikten ihracı mümkündür! İş üyelikten ihraca kadar gider. Ama genel olarak ülkeler AİMH kararlarını uyguluyorlar.”

Peki AİHM cezaevlerinde tutuklu bulunanlarla veya el konulan şirketlerle ilgili bir karar verirse sonuç ne olur?

Doğrusu gözünü bu kadar karartan Erdoğan’dan işine gelmeyen hiçbir kararı uygulayacağını sanmıyorum. Hele artık değeri milyarlarca dolara ulaşmış el konulan şirketler, sayısı yüzbini geçmiş OHAL mağdurları için verilecek hak ihlali veya tazminat kararlarının her geçen gün uygulanabilirliği azalıyor. Maalesef ülke öyle bir yangına verildi ki, bunun sonunda hak sahibine iade edilecek bir hak kalmayabilir. İşte bu yüzden davaların AİHM’e gitmesini istemiyor Erdoğan.

Her vesileyle idam cezasını gündeme getirmesinin altında yatan asıl sebep de bu belki. Niyeti AB ile ilişkileri gerip hem AB sürecini sonlandırmak hem de AİHM sisteminden çıkmak görünüyor. Bu şekilde Türkiye aleyhine çıkabilecek kararları tanımayıp kendi kapalı rejimini bir süre daha sürdürmeyi düşünüyor.

zühtü aihm

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin