ÖZEL HABER | TUNA YILDIZ
Son yıllarda başta sağlık olmak üzere farklı meslek gruplarına ait yüzlerce yetişmiş meslek sahibi Türkiye’yi terk ediyor. Bu kişilerin ülkeden ayrılmasında farklı sebepler hakim. Kimi daha özgür bir ülkede mesleğini icra etmek isterken, kimileri de yaptıkları iş karşılığında daha iyi bir gelir için sınırlarının dışına adım attı. On binlerce KHK mağduru ise tutuklanma korkusu ya da ülkede ‘hain’ ilan edilme endişesiyle zorlu şartlar altında Almanya, İngiltere, ABD, Fransa ve Hollanda gibi ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
Devlet memurlarının ülkeyi terk etmek istemesinin ilk temel sebebi şüphesiz liyakatsiz yöneticilerle çalışmak zorunda kalması. Bu kapsamda Türkiye’de yüzde 1’lik dilimde yer alan kişilerin siyasi parti temsilcisi gibi hareket eden yöneticilerle çalışması onları hem yaşam hem de gelecek adına büyük bir uçuruma sürüklüyor şüphesiz. Fişlenme, işten atılma, ötekileştirilme gibi endişelerden dolayı başta sağlık personelleri olmak üzere yetişmiş üniversite akademisyenleri üretkenliklerini kaybetmeye başlıyor.
ERDOĞAN, TEHLİKENİN FARKINDA
Bu endişeler ve gerçeklik Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmayla bir kez daha gözler önüne serildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktorların yurt dışına gitme isteği hakkında konuştu. Az maaş aldıkları doğrultusunda şikâyet eden doktorları devletin yetiştirdiğini ifade eden Erdoğan, “Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz.” ifadelerini kullandı.
Türk Tabipler Birliği (TTB)’nden TR724’ün aldığı bilgiler, Erdoğan’ın kızgınlığını ortaya koyuyor aslında. Buna göre; 2020 sonuna kadar yaklaşık bin 500 yetişmiş sağlık personeli yurt dışında görevini yapmak için TTB’nin kapısını çaldı. TTB’de başvurularının yüzde 90’ını onaylayarak, doktor ve akademisyenlere yeterlilik belgesi verdi. Çünkü, TTB başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede akredite bir kurum konumunda. Bu kurumun onay ve yeterlilik belgesi verdiği sağlık çalışanları, gittikleri ülkelerdeki dil problemini çözdükleri andan itibaren mesleklerini yapmaya devam edebiliyor. TTB’nin onay vermemesi durumunda ise Türk doktorlar yeniden tıp eğitimi almak zorunda kalıyor.
TTB ONAY VERDİ, DOKTORLAR ÜLKEYİ TERK EDİYOR
Kaynakların aktardığı bilgiler bununla da sınırlı değil. Geçtiğimiz yıl Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) yapılan başvuru ise bir önceki yılın neredeyse üç katı. Başta şehir hastanelerinde çalışan doktorlar olmak üzere 4 bin 500 doktor TTB’ye başvuruda bulundu. TTB’de bunların yüzde 80’ini yeterli bularak başvurulara onay verdi. Doktorlar da TTB’den aldıkları yeterlilik belgeleriyle farklı ülkelerdeki hastane ve üniversitelere başvuruda bulundu.
Sağlık Bakanlığı kaynakları da hastanelerde yaşanan sorunların farkında olduklarını aktarıyor. Ancak problemlerin çözümü noktasında hiçbir adım atılmadığını kaydediyor. Buna gerekçe olarak da bakanlığın artık sıradan bir kurum haline getirilmesini gösteriyor. Başta şehir hastaneleri olmak üzere önemli sağlık kurumlarına yapılan atamaların büyük çoğunluğundan haberdar olmadıklarını belirtiyor. Atamaların Saray tarafından yapıldığını kaydediyor. Haliyle yapılan atamaların çoğunluğunu da parti içerisinde siyaset yapmış kişiler ya da yakınlarının oluşturduğu herkesin malumu. TR724’e açıklama yapan bir kaynak ise Cumhurbaşkanının yaptığı çıkışın sıradan bir konuşma olmadığını kaydetti. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu konuda bir rapor sunulduğunu, bundan dolayı da rahatsızlığını en üst perdeden yaptığını aktardı.
Bugün Türkiye’deki yetişmiş doktor, mühendis, gazeteci, yazar, akademisyen ya da hukukçular maddi saiklerle vatanlarını terk etmiyor. Bunun tek bir gerekçesi var. Türkiye’de özgürce mesleklerini yapamamaları. Çünkü hiçbir üniversitede farklı düşünceye saygı gösterilmiyor. Liyakatli yöneticiler olmadığı için de mesleğe yeni adım atan kişiler, zamanla çürüyor. Gelecek ümitlerini her geçen gün kaybediyor. Çareyi de sınırlarının çok ötesinde arıyor.
