Erdoğan, ‘Cemaat’ düşmanlığından vazgeçer mi?

BÜLENT KORUCU | YORUM

Uğur Dündar ya da Efkan Ala hakkında ‘FETÖ’ davası açılsa ne olur? En korkaklar, “Vay şerefsiz, kendini nasıl gizlemiş!” diye hemen safını belli eder; hatta savcılara tüyolar gönderir. En cesurlar ise tam tersini ispatlar gibi yapıp yasak savar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘insafa gelene kadar’ içerde kalırlar. Uçuk bir senaryo diyenleri balık hafızalı olmakla itham ederim, dikkatli olun.

Sözcü ve Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar ve yöneticilerinin hem de tutuklu yargılandıklarını unutmuş olamazsınız. İsim olarak Hikmet Çetinkaya ve Ahmet Şık en absürt duranıydı ama hikayesi çarpıcı olan Akın Atalay’dı. Atalay, soruşturmadan 6 yıl önce (2010) yılında Hüseyin Aktaş isimli kişiye 2 bin 500 TL havale göndermiş. Aktaş’ın oğlu ‘FETÖ’cülükle suçlanan bir adamın lokantasında yemek yemiş, ödemeyi kartla yaptığı için radara girmiş. Evinin parkesini döşeyen adama yaptığı bu 2 bin 500 liralık ödemenin hesabı Atalay’a soruldu.

Erdoğan’ın korku cumhuriyetinin taşıyıcı kolonu bu suçlama. 15 Temmuz rejiminin sindirme ve çökme aparatı aynı zamanda. Daha geçen hafta 800’den fazla şubesi olan Hakmar’a çöküp kayyım atadılar. 2016’da TMSF’ye devredilen bin 371 şirketten bugün 533’ü için kayyımlık sürüyor. Bu şirketlerin toplam aktif büyüklüğü, bugünkü değerle 229 milyar 500 milyon TL.

AKP’liler ballı maaşlarla çok sayıda şirkete kayyım atandı, yetmedi şirketler haraç mezat satıldı veya yandaş semirtme aracı olarak kullanıldı. Kayyımların bir liralık işi 100 liraya yaptırdığı ve satışlar sırasında 100 liralık değeri 1 liraya devrettiğine dair yüzlerce örnek sıralayabiliriz. Ülke tarihinin en büyük yağma ve sermaye transferlerinden biri yaşandı.

Kamuda kadrolaşmanın anahtarı da bu sihirli değnek. Yaklaşık 150 bin kişi KHK ve bakanlık kararlarıyla işini kaybetti. 4 binden fazla hakim savcı, 15 bin civarında akademisyen, 30 bin rütbeli asker ve 40 binden fazla polis var bunların içinde.

Donanımsız ve zeka seviyesi düşük taraftarlarını kadrolara yerleştirebilmek için bir çok kriteri kaldırdı ya da onların aşabileceği seviyeye çektiler. Akademide dil barajı en bilinen örnek. Kurmay subayların yüzde 95’inin ihraç edildiği TSK da benzer ‘kolaylıklardan’ nasibini aldı. Temmuz 2025’te çıkan kanunla “Kurmay subay olabilmek için eskiden zorunlu olan Kuvvet Akademileri’nden (Kara, Deniz, Hava Harp Akademileri) mezun olma şartı kaldırıldı.” Mevcut terfilerde kurmaylık şartı aranmayacak, yaş haddi 72’ye kadar çıkarılacak.

Geçen yılın dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun bile harcanması, Erdoğan’ın TSK’da ‘troll’ taburları dışındaki herhangi bir varlığa tahammülü olmadığının göstergesi. Aynı şekilde 15 Temmuz bahanesiyle yapılan kıyımda da tek hedef buydu. O gece sokağa çıkmak şöyle dursun, askerlerini garnizon içinde tutan binlerce kurmay subay ihraç edildi ve tutuklandı. Darbeye direndiği gerekçesiyle ödüllendirilip general yapılan insanlar, ilerleyen zamanlarda ‘FETÖMETRE’ veya başka gerekçelerle aynı akıbete uğradı. Hatta hiçbir iz bulamadıkları çok başarılı askerleri ‘en derin kripto’ diye biçtiler.

Erdoğan’ın iktidarını sürdürebilmek için elindeki yegane araç korku. Mafya liderleri acımasızlıkla nam salar ve imparatorluklarını kurar. Bebekli anneleri, hasta yaşlıları, üniversite öğrencilerini cezaevine göndermesi acımasızlığını herkese göstermek için. İnsanlar, “Eşkiyanın bile dokunmadığı kadınlara acımayan bana ne yapmaz!” diye düşünsün istiyor. Ve açıkçası başarıyor da. İlk basılan kurumun Zonguldak’ta bir kreş olması tesadüf değildi herhalde. 15 Temmuz’da 9 yaşında olan çocukları bugün tutuklamanın suçla, hukukla ilgisi yok. Tek açıklaması var; toplumu sindirmek, korku duvarlarını yükseltmek.

‘FETÖ’ deyince hiçbir şey ispatlaması gerekmiyor! İstediğini işten atıyor, cezaevine gönderiyor, mal varlığına çöküyor…

Sizce Erdoğan, bütün devleti baştan ayağa kafasına göre yapılandırmasına imkan tanıyan, engel olacakları bir dokunuşla buharlaştıran sihirli değneği bırakır mı? Çöktüğü milyar dolarlık mal varlıklarının elinden gitmesine rıza gösterir mi? Cevabınız ‘evet’ ise “Bilal bile babası hakkında bu kadar hüsnü zan sahibi değil!” der geçerim.

“PKK ile barıştı ama…!” derseniz… “Erdoğan’a yeniden adaylık yolunu açacak ve rejimi pekiştirecek Anayasa değişikliği için Meclis’te yeterli çoğunluğu olsaydı bunu yapar mıydı?” diye sorarım.

Buna da ‘evet’ diyenlerin Erdoğan’a dair hiçbir fikirleri yok demektir.

4 YORUMLAR

  1. Günah keçisine acak Allah merhamet eder. Merhameti kuldan değil Yaratandan beklemek en makbulü. Seni şimdi kim kurtaracak dedi ya zalim. Cevabı herkes bilir değil mi?

  2. Yazıdaki ‘kamuda kadrolaşma’ ile ilgili kısma ilave birkaç rakam:
    -KHK marifeti ile ihraç sayısı 125 bin civarında, KHK ile verilen yetkiye dayanarak 3’lü imza ile (birim amiri, kurum amiri ve bağlı olduğu bakan) yapılan ihraçlar hakkında ise net bir veri yok; toplam rakamın 200 bin üzerinde olduğunu tahmin ediyorum
    -15 Temmuz’un gerçekleştiği 2016 yılı Haziran ayı itibariyle kamu personeli sayısı (kadrolu ve sözleşmeli memur ve işçi) 3.622.150; ihraçları bu rakamdan çıkaralım
    -Mart 2025 itibariyle kamu personeli sayısı ise 5.243.896; anlayacağınız soru çalarak (!) falan devlet işine girmiş 250 bin civarında liyakatsız (!) insanı işten attıktan sonra, takip eden 9 yılda KPSS’yi de büyük oranda kaldırarak mülakat marifetiyle son derece liyakatlı (!) 1.800.000 kadar kişiyi işe almışlar
    Ortada bir devlet aklı değil, mafya yönetimi ve yağma düzeni var NOKTA

  3. İnsanları anlayamıyorum! bitaraf olan bertaraf olur. haliyle Sayın Erdoğan’ın cemaat düşmanlığından geçip geçmemesinden öte başka birşey konuşulmalı! Cemaat Erdoğan’ı sever mi!?Bu iki soru birbiri ile yüzde yüz bağlantılı!

  4. Erdoğan affeder bence. Hükümetin dediklerini yapsaydık, erdoganin adamı olsaydık bu gün Hem TR çok daha güçlü, ABD, israil bu kadar güçlü olamaz belkide 60 bin kişi katledilmezdi.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin