Erdoğan, Arınç’a cevap verdi: Hiç kimsenin şahsi ifadeleri bizimle ilişkilendirilemez

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç’ın Demirtaş ve Kavala hakkında yaptığı açıklamalara ilişkin konuştu. Erdoğan, “Hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez.” ifadelerini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Isparta, Burdur, Gümüşhane, Kastamonu ve Sinop 7. Olağan İl Kongreleri’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle: “Halkımız kurallara riayet ederse birkaç hafta içinde salgın grafiğinin boynunu yeniden aşağı çevirmeye başaracağız. Aksi takdirde sınırlamalara devam etmek hatta belki ilave tedbirler almak zorunda kalabiliriz.”

ASLA BİZİMLE İLGİLİ OLMAYAN AÇIKLAMALAR

“Son günlerde bizimle asla ilgili olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılma çalışıldığını görüyoruz. Geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez.”

TERÖRLE KOLKOLA OLANLARLA YANYANA GELEMEYİZ

“Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir. İstikametimizde en ufak bir değişiklik yoktur. Teröre bulaşmış, terörle el ele, kol kola yürüyenler hiçbir zaman bizim ne yanımızda, ne de dirsek teması olduğumuz kişiler olamaz. Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü’lerimizin ölümüne neden olanlar. Kobani katliamının failleri hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamaz.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Eh hiç olmazsa başkalarının da bir şahsiyeti olduğunu hala kabul edermiş gibi davranabiliyor.

    Yoksa bu sözü: “Bizim ifadelerimiz dışında hiçbir söz ŞAHSIMLA ilişkilendirilemez” şeklinde de söyleyebilirdi.
    Adam, “İngiltere, Almanya, Fransa ve ŞAHSIM, dörtlü zirvede de ne söylediysem, bunu çok açık ve net bunu ordada da söyledim” demesi üzerinden çok geçmedi. (10 Aralık 2019)

    Hatirlamayan google’da birkaç saniyede aratabilir.
    Bir örnek: https://www.dailymotion.com/video/x7p0p9g adresinden baksın (toplam 19 sn.)

  2. “Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir. İstikametimizde en ufak bir değişiklik yoktur” demiş.

    Bir dediği bir dediğini tutmuyor.

    Biz halkla beraber olan, gecekondulara giden, özgürlükleri savunan, “yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklara” karşı savaş açmış, itaati değil liyakati öncelemiş ve yalnız bir tek yüzüğe sahip: “bundan başka bir servetim varsa haramdır” diyen Erdoğan’ı seçmiştik.

    Milletvekillerine “halkla içiçe oturun” deyip lojmanları satan Erdoğan’ı sevmiştik.

    Şimdi karşımızda “itibardan tasarruf olmazzz” deyip 1000 küsur odalı Sarayında 1001 Gece Masallarındaki gibi yaşayan, halka siyah çay atıp kendisi beyaz çay içen, altın varaklı bardak kullanan Erdoğan var.

    Pazar çantasıyla alışveriş yapan, çocuğuna okul çantası alırken fiyatını önceleyen, eşi marketten aldığı naylon poşetleri atmayıp değerlendiren halka “israf haramdır; iktisat berekettir” kuralını hatırlatıp İBAN gönderen, 50.000 dolarlık çantalarla dolaşan eşi hanımefendiye de bu konularla ilgili ses çıkarmayan bir Erdoğan duruyor karşımızda.

    Bir dediği bir dediğini tutmuyor.

    Bizim Erdoğan’ımız, Askeri vesayetin avukatı değildi. ETÖ’nün karşısında durma cesareti gösterebilen, Derin Devlete karşı gelmekten korkmayan biriydi.

    “Özür dilerim kandırıldım” diyerek tüm söyledikleri doğrulardan vazgeçen adam mı aynı şeyleri söylüyor?

    Başörtüsü zulmünü bitiren Türkiye’nin başındaki Erdoğan’la, binlerce başörtülü kadının hapse atıldığı, hala cezaevlerinde yüzlerce 1-6 yaş arası bebek ve çocuğun bulunduğu Türkiye’nin başındaki Erdoğan aynı şeyleri mi söylüyor?

    Binlerce kızımızın başörtüsü zulmü nedeniyle üniversindenden ayrılmak zorunda bırakıldığı bir ülkede, başörtüsü zulmüne son verip, sonrasında binlerce başörtülü öğretmen hanımı KHK kararlarıyla ihraç eden Erdoğan gerçekten de aynı şeyleri mi söylüyor?

    “Otobüslere binin” denilen harbiyeliler 18-22 yaşları arasındaki Harbiyeli öğrencilerin, otobüse binme emrini yerine getirdikleri için müebbet hapse mahkum edildiği Türkiye’de hukukuk değişim çizgisi açıkken Erdoğan mı yerinde duruyor?

    Bahçeli’ye karşılıklı küfürleşen, sonrasında kanka olan, şimdilerde bırakın Bahçeli’yi onun “ülküdaşım” dediği mafya bozuntusunun “ülkenin muhalefet partisi liderini kazığa oturtmakla” tehdit etmesine bile tek kelime edemeyen, partisinden de tek kelime ettirmeyen Sayın Erdoğanmı değişmemiş!

    Nereden, nereye…

    “Bizim nerede durduğumuz bellidir” diyen Sayın Erdoğan’ın nerede durduğunu söyleyebilene aşkolsun.

    Milyonların önünde “ne olur gelin de bitsin bu hasret” diyen adam, “ne istediler de vermedik” diyen adam, Perinçek siyasetinin planlarının uygulayıcısına dönüşmedi mi? ETÖ’nün F..Ö’ye değiştirilmesi süreci, Erdoğan ve “Herşeyi Başbakan’ın emriyle ve bilgisi dahilinde yaptık” diyen Sayın Bayraktar, Çağlayan, Güler, Bağış’gillerle birlikte yaşanmadı mı?

    “İstikametimizde en ufak bir değişiklik yoktur” diyen de Sayın Erdoğan.
    Yıllarca AB’nin kriterlerine uymak için güzel çalışmalar yapan AK Partiyi, AKP’leştirip, Türkiye’nin istikametini de AB’den Çin’e çeviren Erdoğan mı istikamet değiştirmemiş?

    Milyonlarca Uygur’a yapılan zulme karşı ağzını açıp tek kelime edemeyen Erdoğan değil mi?

    Devletin Dersim’de yaptığı katliamlarda, binlerce Dersimliyi masum yere katlettiğinden dolayı özür dileyen Erdoğan’la, imzaladığı KHK’larca yüzbinlerce insanı bizzat, milyonlarca insanı doğrudan ve bütün bir ülkeyi dolaylı yoldan mağdur eden Erdoğan aynı adam mı?

    Sınırı aşan Rus uçağının düşürülmesi ardınca, “emri ben verdim” diye yiğitlik yapıp Rusya’ya kafa tutan sonrasında da uçağın pilotunun “F..çü” diye içeri atıldığı ülkenin Cumhurbaşkanı, mevkidaşı Putin’den özür dileyen Erdoğan mı istikmet değişmemiş?

    İstikametinin nereye doğru olduğunu görüyor ve Allah’tan o istikameti sırat-ı müstakime çevirmesini istiyoruz. Yoksa ardında gözü kapalı, “daha iyisi yok” varsayımıyla, “iyi ama bu adam Müslüman” tümdengelimci mantığı ile hareket eden, onunla aynı istimamette giden milyonlarca insan, iyi bir yöne gidiyor gibi durmuyor…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin