Enişte Darbe Komisyonu’na ne anlattı? [BARBAROS KARTAL]

Evet, sevgili izleyenler, TR724 olarak Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’in Meclis Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadenin zaptını ele geçirdik. Aynen yayınlıyoruz.

***

TOPLANTI ZAPTI

BAŞKAN: Sayın vekiller bugün çok önemli bir tanığımız var. Sayın Cumhurbaşkanımıza hain darbe girişimini haber vererek milletimizin ve tabii ki bir anlamda meclisimizin de kurtulmasına vesile olan Sayın İlgen misafirimiz. Kendisine Gazi Meclis adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Sayın İlgen bu kahraman davranışı ile artık milletimizin ‘Eniştesi’ olmuştur. Komisyonun sonuç raporunda bunun resmi olarak da kayda geçmesi için Bakanlar Kurulumuza öneri olarak sunulmasını bilahare oylarınıza sunacağım. Evet, vaktimiz çok dar hemen başlayalım. Sayın Enişte, o geceyi anlatabilir misiniz?

ENİŞTE: Sayın Başkan öncelikle çok teşekkür ediyorum. Bu kutsal çatının altında sizlerle bir arada olmaktan son derece onur duymaktayım. Hepimize bir kez daha geçmiş olsun diyorum.

BAŞKAN: Buyrun devam edin lütfen, vaktimiz az, çayınız da soğumasın bu arada…

ENİŞTE: Efendim evde hanımla oturuyorduk, bir telefon geldi. Bir kardeşimiz Beylerbeyi’nde hareketlilik olduğunu söyledi. İlk başta önemsemedim. Daha sonra başka bir kardeşimiz ‘köprüde asker var’ deyince beyefendiyi arama lüzumu hissettim.

TWITTER’A ATMAK İÇİN SELFİE ÇEKEN CHP’Lİ VEKİLİN YANINDAKİ CHP’Lİ VEKİL: Efendim inanamıyorum yani eniştemiz, Erdoğan’ı askerler köprüye çıktıktan sonra mı aramış? O zaman bütün Türkiye’nin haberi vardı, Erdoğan nasıl ‘eniştemden öğrendim’ diyebilir?

BAŞKAN: Efendim, lütfen tanığı kesmeyelim. Sonra insicamı kaybediyoruz. Komisyonun ilgi alanına girmeyen şeylerle vakit kaybetmeyelim. Buyrun efendim devam ediniz lütfen.

ENİŞTE: Hemen Mustafa’yı aradım, “Oooo Mustafa, yüzüyor musun kerata, o göbeği zor eritirsin…” dedim. “Yok, abi ya ben gitmedim. Hazır patron yokken memleketteyim çocuklarla. Hayırdır ne oldu?” dedi. Ben de kendisine çok önemli bir şey olduğunu patrona ulaşmam gerektiğini söyledim. Bana “Hasan’ı ara!” dedi. Bende Hasan’ın telefonu yok deyince, “Ben sana atarım” dedi.

BAŞKAN: Sonra ne oldu?

ENİŞTE: Epey bekledim. Mustafa numarayı göndermedi. Ben de cebime tekrar baktım, eski bir numara var. Bi şansımı deneyeyim dedim. Aradım, Hasan çıktı. Sesinde acı var. Korktum bir şey oldu diye. “Abi” dedi “Güneşte yandım sırtım inanılmaz acıyor”. Dedim “Oğlum yoğurt sür. O da iyi gelmezse merhemi falan var onun…” , “Tamam, abi” dedi. Tam söyleyeceğim şeyi unutacaktım hatırladım. “Hasan,” dedim “çok önemli bir şey var patrona söylemem lazım.” Hasan “Abi, beyefendi -bir saat beni rahatsız etmeyin- dedi biz seni arayalım” diye karşılık verdi. “Tamam, ama unutma!” dedim.

AKP’Lİ VEKİL: Sayın Başkan bir tarihi yeniden yaşıyor gibiyiz. Gözyaşlarımı zor tutuyorum.

BAŞKAN: Efendim etkilenmemek mümkün mü? Devam edin Sayın Enişte.

ENİŞTE: Tabii Mustafa gibi Hasan da hayta, unuttu. Bir saat sonra tekrar aradım. Hasan, “Abi söyledik, ‘Ben akşama İstanbul’a geleceğim o zaman konuşuruz’ dedi” dedi. Dedim ki, “ya çok acil, akşamı bekleyemem”. “Abi bizi dövdüreceksin” dedi Hasan elinde telefon korka korka yanına girdi, ‘çok acilmiş’ diye fısıldadı.

AKP’Lİ BİR BAŞKA VEKİL: Hasan Bey de en az Enişte kadar kahramanlığı hak ediyor Sayın Başkan… Bence onu da çağırmamız lazım.

ENİŞTE: Sonra Beyefendi, “Enişte hayırdır nedir bu kadar acil?” dedi. Dedim ki köprüde askerler varmış, televizyonlar canlı yayında, durmadan telefonlar geliyor darbe olmuş diyorlar.

BAŞKAN: Sayın Cumhurbaşkanımız ne dediler…

ENİŞTE: Önce kızdılar sonra “Bu muydu acil acil diye sabahtan beri konuşalım dediğin?” dedi. Sakindi, sesindeki cesareti hissetmemek imkânsızdı, “Biz kefenimizi giyip yola çıktık Abi, sen rahat ol. Hakkını helal et. Şimdi kapatmam lazım, Hasan televizyonu aç.” dedi. Tam kapatırken “Abi senden bir ricam var. Berat burada ben göz kulak olurum. Sen Bilal’ın yanına git elinden telefonu al” dedi.

POKEMON OYNAYAN MHP’Lİ VEKİLİN YANINDAKİ CHP’Lİ VEKİL: Efendim soru sormak istiyorum müsadenizle?

BAŞKAN: Buyrun efendim, yalnız çok kısa olsun. Saat epey ilerledi.

CHP’Lİ VEKİL: Sayın Enişte siz de sade bir vatandaşsınız. Sizin öğrendiğiniz saatte hemen hemen herkes hatta MİT bile darbe olduğunu öğrenmişti. Siz buna rağmen neden arama ihtiyacı hissettiniz?

BAŞKAN: Çok kısa lütfen…

ENİŞTE: Efendim, geçen darbede (17-25’i kastediyor. BK) hazırlıksız yakalanmıştık. Çoluk çocuk ne yapacağını bilemedi. Bu darbede bana düşen bir şey var mı diye merak ettim. Bizim Tayyip Bey’le aramızda böyle tarihi konuşmalar olmuştur. Mesela 1994 yılında seçim sonuçları belli olunca aradım, Başkan sen oldun, dedim. O zaman da sakindi, şaşırmamıştı.

HDP’Lİ VEKİL: Telefonu kapattıktan sonra ne yaptınız?

ENİŞTE: Tam evden çıkıp Bilal’in yanına gidecektim. Hanım, “Çay koydum dışarısı çok kalabalık sonra çıkarsın, zaten trafikten gidemezsin” dedi. Ben de gitmek yerine Bilal’i telefondan aradım.

HDP’Lİ VEKİL: Yanı Cumhurbaşkanı herkese dışarı çıkın derken siz içerde miydiniz?

BAŞKAN: Efendim kesmeyelim. Siz Kobani zamanı herkese dışarı çıkın derken sanki sokaktaydınız. Laf olsun torba dolsun…

ENİŞTE: Bilal’i aradım. “Enişte duydun mu darbe oldu” dedi. Şaşırdım. “Nasıl anladın ya!” diye sordum. Bilal, “Buraya askerler geldi, babamı sordu. Ben söyler miyim nerede olduğunu, aptal herifler işte, ‘hâlâ Marmaris’te haberiniz yok mu?’ dedim” dedi. Tam adresi istemişler. Bilal de Google’a girip adresi vermiş. Sonra helikoptere atlayıp gitmişler.

BAŞKAN: Kamuoyunun ilk defa bizim komisyonumuzla öğrendiği bir şey bu, demek hainler Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki mübarek ikametgâhlarına kadar gitmişler. Sayın Bilal Erdoğan’a bir şey yapmışlar mı?

ENİŞTE: Yok yapmamışlar. Şarj aleti istemişler. Berat’ın Çin malı çakma iPhone şarjını vermiş hainlere.

BAŞKAN: Çok teşekkür ed…

HDP’Lİ VEKİL: Sayın Başkan son bir sorum olacak. Emekli bir öğretmen olarak Sayın Enişte, on binlerce masum öğretmenin işten atılması hakkında ne düşünüyor. Yeni bir işadamı olarak malına el konulan masum insanlar hakkında ne diyor?

BAŞKAN: Efendim mağduriyet edebiyatı yapılacak yer değildir burası. Eğer Sayın Enişte olmasaydı, ne ben ne de siz burada olabilirdik. Kaldı ki bu sorunun muhatabı Sayın Eniştemiz değildir. Soruyu kayıtlardan çıkarıyorum. Teşekkürler Sayın Enişte. Hepimize o geceyi tekrar yaşattınız.

BİTTİ

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin