Elektrikte 10 milyar TL yük, vatandaşın sırtına yüklendi

Türkiye’de elektrik faturaları adeta kanatlandı. 3 yıl öncesine göre aynı miktarda enerji tüketen bir ailenin faturası yüzde 100’ün üzerinde arttı. Devletin dağıtım şirketlerine kilovatsaat başına 23.76 kuruştan sattığı elektriği vatandaş 47.43 kuruşa tüketiyor. Bu sayede 2020 yılında özel şirketlerin hizmet verdiği dağıtım sektörüne vatandaş üzerinden aktarılan kaynak 10 milyar TL’yi buldu.

Sözcü’nün haberine göre özelleştirme sonrası enerji sektöründe sıkıntılar büyüyor. Özelleştirilen üretim, dağıtım ve perakende elektrik satışta şirketlerin zarar etmesi nedeniyle, bunlara ek destekler sağlanıyor.

Bu destekler de faturasını ödemekte zorluk çeken vatandaş ve esnafa yansıtılıyor. Dağıtım ve tedarik şirketlerine Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) üzerinden devletin ucuz elektrik verdiğini söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, “1 Ocak 2016-1 Temmuz 2021 arasındaki dönemde EÜAŞ toptan elektrik fiyatları yüzde 34 artarken, mesken abone grubunda dağıtım bedeli artışı yüzde 124 olmuştur. Böylece 2020’de dağıtım şirketlerine aktarılan kaynak 10 milyar TL oldu.” dedi.

Dağıtım şirketlerinin kamu tarafından sürekli desteklendiğini vurgulayan Özdağ, siyasi kararlarla EÜAŞ’ın özel şirketlere sattığı toptan elektriğin fiyatında büyük indirimler ve ayrıcalıklar yapıldığı kaydetti. Özdağ, şöyle konuştu: “25 Kasım 2020’de Elektrik Piyasası Kanunu TBMM’de değişikliğe uğratılırken kanunun amacı ‘özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini temin etmek’ olarak belirtilmişti. EMO olarak biz madde madde bu kanun değişikliği ile dağıtım şirketlerine sağlanan avantajları açıkladık. Örneğin, kayıp- kaçak bedeli adı altında abonelerden para tahsil edilmesinin önlenmesini, mesken abonelerinden KDV ve TRT fonunun kaldırılmasını istedik. Ancak bunlar yapılmadı. Sonuçta EPDK’nın elektrik zamlarını yapabilmesi ve dağıtım şirketlerinin çıkarlarını koruyabilmesinin yasal altyapısı TBMM’de hazırlanmış oldu.”

KAYIP KAÇAK ORANI ÇOK YÜKSEK

Kayıp ve kaçak oranlarında OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 7, TEİAŞ verilerine göre ise Türkiye’de bu oranın 2019 itibarıyla yüzde 10.7 olduğunu söyleyen Mehmet Özdağ, ülke kaynaklarının israf edildiğini belirtti. Özdağ, “Ancak dağıtım şirketlerinden iletim seviyesinden elektrik alan büyük müşteriler (OSB’ler, demir-çelik-bakır-çimento fabrikaları vs.) hariç tutulduğunda dağıtım şebekesi kayıplarının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Görüldüğü gibi dağıtım şirketlerinin önlemeleri gereken kayıp-kaçak bedelini hâlâ bizler ödüyoruz” diye konuştu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Elektrik faturalarından EPDK nın onayıyla alınan dağıtım bedeli (eski tanımla kayıp-kaçak bedeli) belirli bir tarih ile sınırlandırılmıştı. EPDK toplanan bu fonu dağıtım altyapısının iyileştirilmesi ve kayıp-kaçak oranının azaltılması (asgari seviyeye indirilmesi) amacıyla proje desteği şeklinde yine dağıtım şirketlerine verecekti. Geçen yıllara rağmen bir iyileşmenin olmaması bu fonun da doğru kullanılmadığını ortaya çıkarıyor.

    Kaçak kullanımın önüne geçmek için sosyal devlet olmanın gereği olarak, insanların çalarak tüketmeleri yerine belirli miktara kadar ücretsiz tüketim desteği önerisi getirildi zamanın müsteşar yardımcısına. Uzmanlar insani yaşam için aylık asgari elektrik tüketim seviyesini hesaplar, devlet de ihtiyaç sahiplerine bu değere kadar ücretsiz elektrik verir. Buna rağmen kaçak kullanım olursa ağır müeyyide uygulanır. Böylece vatandaşın çalmadan yaşamasına imkan tanınır. Bürokratın verdiği cevap; ” Mevzuata aykırı.” Hırsızın çaldığının parasını diğer vatandaşlardan almak uygun mu peki? Sorun mevzuat ise, mecliste yasa çıkarırsın, kim sosyal devlet olmaya itiraz eder ki !?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin