Ekonomi seçim kazandırmıyormuş!

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Dünyanın gözünü diktiği ABD ara seçimleri henüz resmi olarak sonuçlanmadı ama öne çıkan ilk veriler bize çok önemli şeyler söylüyor. 

Her şeyden önce haftalardır konuşulan ‘Kırmızı Dalga’ yani Cumhuriyetçilerin seçimde büyük başarı elde etmesi ve sağcı-popülist politikaların daha görünür hale gelecek olması korkusu boşa çıktı. 

Cumhuriyetçiler az farkla Temsilciler Meclisi’nde  çoğunluğu ele geçirdiler, Senato ayağında hala netlik yok ama bekledikleri zaferi elde edemediler

Bu durum başta Trump taraftarı isimler olmak üzere sağcı-popülist politikalar izleyen çevreler için büyük hayal kırıklığı demek. 

Yeniden başkanlık yarışına soyunmaya çalışan bir önceki başkan Donald Trump’ın desteklediği isimlerin çoğu kaybetti. Üstelik 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti içinde Trump ile adaylık yarışına girmesi beklenen Florida Valisi Ron DeSantis seçimi ezici bir üstünlükle kazandı. 

Böylece Trump’ın başkanlık yarışı planları da şimdiden yara almış oldu. 

Nitekim Trump’a yakın isimlerden Güney Carolina Senatörü Lindsey GrahamKesin olan şu, Cumhuriyetçi dalga gelmedi” dedi. 

Bir önceki başkanlık seçimlerinde olduğu gibi düğüm yine Pensilvanya’daydı. Trump’ın desteklediği Dr. Mehmet Öz geriden geldiği yarışta farkı kapatmıştı ama sandık sonuçları beklediği gibi olmadı ve Demokrat rakibine kaybetti

Bu sonuç Başkan Biden ve Demokratlar için büyük moral kaynağı olurken Trump’ın hanesine eksi puan olarak geçti. Hatta Trump’ın yakın çevresine “Dr. Öz’ü desteklemek en büyük stratejik hatamız oldu” dediği kulislere yansıdı.

Kampanya süresince “seçimin kaderi bir Türk’ün elinde” yorumları yapılıyordu. Sandık sonuçlarına göre bu yorum çok da haksız sayılmaz. Çünkü Dr. Öz’ün kaybetmesi Biden’e adeta hayat öpücüğü oldu. 

Kesin sonuçların alınması zaman alacak çünkü Georgia eyaletinde seçim 6 Aralık’ta tekrar edilecek. Ancak şu anki sonuçlara göre Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerde, Senato Demokratlarda kalacak gözüküyor.

Bu durum Biden için kötünün iyisi. 

Çünkü son anketlere göre her iki kanadı da kaybetmesi ihtimal dahilindeydi. Demokratların Senato’yu ellerinde tutması önemli ama Temsilciler Meclisi’ni kaybetmeleri işlerini zorlaştıracak.

Çünkü Temsilciler Meclisi başkanı değişecek, komisyonlar yeniden oluşturulacak. Biden’in geride kalan iki yılı muhalefetin baskısıyla geçecek. 

İLKLERİ BOL SEÇİM: UBER ŞOFÖRLÜĞÜNDEN MECLİSE

Senato’nun 35, Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin ve 30 kadar eyalette valilerin seçildiği dünkü ara seçimler birçok ilkleri de beraberinde getirdi. 

Başta Başkan Biden olmak üzere genellikle yaşlı siyasilerin boy gösterdiği Parlamento’ya ilk kez 25 yaşında bir isim seçildi. Florida’dan Temsilciler Meclisi’ne seçilen Demokrat Maxwell Alejandro Frost, Z kuşağının ilk milletvekili olmayı başardı.

Frost, Uber şoförlüğü yaparak geçinen bir isim ve ‘sosyal adalet’ eylemlerinin önde gelen simalarından. 

Bir diğer ilk ise önemli eyaletlerden Maryland’e siyahi vali seçilmesi oldu. Demokrat Wes More, eyalet tarihinin ilk siyahi valisi olurken ABD tarihinin de üçüncü siyahi valisi oldu. Massachusetts eyaletinde ise ilk kez bir kadın vali olmayı başardı. Demokrat Partili Maura Healey aynı zamanda eşcinsel kimliğini ön planda tutan bir isimdi.

Arkansas ve New York’ta da ilk kadın valiler, Alabama’da da ilk kadın senatör ipi göğüsledi. Ayrıca Demokrat Partili Alex Padilla da Kaliforniya’dan seçilen ilk Latin kökenli Senatör oldu. 

Peki bu sonuçlar ne anlama geliyor ? Seçimlerin Türkiye-ABD ilişkilerine etkisi olur mu? 

Öncelikle şunu söylemek lazım; Türk Amerikan ilişkileri o kadar kötü ki, ‘düzelme’ için radikal bir gelişme olmalı. 

Yani ara seçimde değişen isimler iki ülke ilişkilerinde çok farklı bir süreci başlatmayacak isimler. Mesela hem yeniden seçilen hem de yeni seçilen isimler arasında Türkiye’ye F-16 satışına açıkça itiraz edenler var.

Türkiye, coğrafi değeri yüksek bir ülke olduğu için ABD için önemli ama daha fazlası değil.

Gelelim seçimin ana mesajına.

Bu sonuçlar aslında bir ezberi de yıktı. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de ekonomik göstergeler Covid salgını sonrası negatife döndü. 

Enflasyon yükseliyor, benzin fiyatları neredeyse iki katına çıktı. 

Hayat pahalandı. Bu durumun seçimin ana belirleyicisi olacağı ve Biden’in politikalarına kızan halkın Cumhuriyetçilere akacağı öngörülüyordu. 

Hatta bu yüzden ‘Kırmızı Dalga geliyor” deniyordu. 

Ancak öyle olmadı. Aksine seçim ekonomiden çok ‘demokrasinin ölüm kalım mücadelesi’ olarak görüldü. Bir bakıma Demokratların ‘demokrasi tehlikede’ söylemi işe yaramış gözüküyor.

Çünkü Trump’ın özellikle Anayasa Mahkemesi’nde yaptığı atamalar ve o muhafazakar isimlerin başta kürtaj kararı olmak üzere aldığı bir takım kararlar demokrasi geriliyor mu tartışmalarını alevlendirmişti.

Trump’ın tekrar sahaya inmesi, açıktan Trump’a destek veren ve 2020 seçimlerinin aslında çalındığını iddia eden adayların kampanyalarda boy göstermesi, ifade özgürlüğü gibi konularda gerileme şeklinde yorumlanacak gelişmelerin yaşanması seçimde kırılmaya yol açmış gözüküyor.

Özellikle eğitimli ve genç kitle akın akın sandığa koştu. Nitekim Salı gününe kadar 40 milyondan fazla seçmen zaten oy kullanmıştı. 250 milyon seçmenin bulunduğu ve seçimlere katılımın genelde çok düşük olduğu Amerika’da bu önemli bir gösterge.

Eyalet eyalet ayrı değerlendirmeler yapmak mümkün. 

Ancak genel olarak şunu söyleyebiliriz; ekonomik göstergelerin bozulması, yükselen benzin fiyatları ve enflasyonun ana belirleyici olacağı tezi bu seçimde işlemedi.

‘Demokrasi’ mi ‘ekonomi’ mi tercihi ile başbaşa kalan kitlelerin ‘demokrasi’ demesi dünkü ara seçimlerin en büyük kazanımı olarak görülebilir.

Bu durum Brezilya’da sağcı-popülist Bolsonaro’nun kaybetmesinden sonra gelen umut verici ikinci olay olarak değerlendirilebilir. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin