Ekonomi değil Kürt seçmen

YORUM | ALPER ENDER FIRAT 

AKP Hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin maddi manevi bütün imkanlarını kullanarak Sedat Peker’in en yakınından bir ismi Emre Olur’u Türkiye’ye kaçırdı. Bu da hükümetin, Peker’in anlattıklarından ve anlatacaklarından bir hayli tedirgin olduğunu bize bir kere daha gösterdi. 

Ancak ben yine de bu kaset ya da suç itiraflarının -nasıl ki bugüne kadar etki etmediyse bundan sonra da- seçimlere etki etmeyeceğini düşünüyorum. Sedat Peker her şeyi anlatsa hatta 15 Temmuz’u nasıl tezgahladıklarını, 251 kişinin katillerinin kimler olduğunun belgelerini ortaya çıkarsa, kendi yaptıklarını da itiraf etse yine de seçimlerde farklı bir sonucun ortaya çıkmayacağı kanaatindeyim. 

Hani derler ya hiç kimse, gerçeği görmek istemeyen kadar kör olamaz, bu deyim Türkiye’de onlarca kere test edildi. Kendi hayatını doğrudan etkilemeyecek hiç bir yeni bilgi, seçmen kararını derinlemesine etkilemeyecektir; daha önce defalarca etkilemedi çünkü. Sedat Peker’in ya da başka birilerinin ortaya dökeceği gerçekler, Türkiye ya da uluslararası alandaki mahkemeleri harekete geçirmedikçe heyecanlı bir maç izlemekten öteye geçmesi mümkün değil. Türkiye mahkemeleri, içlerinde binlerce Atatürkçü, solcu, Dersimli savcı ve hakim olmasına rağmen harekete geçmiyor.

Muhalefetin seçimlerden beklentisini yükseltecek, iktidarın yumuşak karnı olacak şey ne bozulmuş ekonomi ne de hükümetin kirli yüzünü bir kere daha ortaya dökecek bilgiler olacak. Erdoğan Rejimi’ni zor duruma düşürecek ve ona seçim kaybettirecek iki mesele var: Birincisi Kürt seçmeni muhalefet bloğunda kalmaya ikna edilmesi, ikincisi de uluslararası düzenin AKP Hükümeti’nin gitmesini gerçekten istemesidir. 

Kürt seçmenin siyasi tercihlerine ise Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan, İYİ Parti ve Kemal Kılıçdaroğlu iyi ya da kötü anlamda etki edebilir. Millet İttifakı içindeki İyi Parti’nin siyasi çıkışları, açıklamaları ve davranışları Kürt seçmenin muhalefet bloğuna destek verip vermemesinde belirleyici olacaktır. Bugüne kadar Kürtlerle ilgili politikalarının Recep T. Erdoğan’ı çok mutlu ettiğini söylemek yanlış olmaz. AKP’yi mutlu etmesi muhtemel diğer figürler Abdullah Öcalan ve PKK olacaktır. Daha önce de ne zaman zorda kalsa Erdoğan’ın imdadına koşmuşlardı.

Muhalefet blogu lehine olan da iki şey var: birincisi Kürt seçmen üzerinde Abdullah Öcalan’dan daha tesirli olan Selahattin Demirtaş’ın dirayetli ve aklı selim politik tavrına kararlılıkla devam etmesi; ikincisi de Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkedeki bütün temel sorunların üzerine giden siyasetini devam ettirmesi. Bu doğrultuda mesela grup toplantısı için Elazığ’ı seçmesi bence çok yerinde ve akıllıca bir davranıştı. 

Selahattin Demirtaş’ın da memleketi olan Elazığ ilginç bir şehir. Kürt nüfusun yoğun olduğu ama klasik CHP tabanında kötü bir imajı bulunmayan kent, CHP’nin Kürtlerin yoğun yaşadığı coğrafyayla iletişim kurmaya başlaması için en doğru yer.

CHP’nin Elazığ hamlesine derin devlet ve AKP nasıl bir karşılık verecek önümüzdeki günlerde belli olur. Ancak şu çok açık ki Kürt seçmen seçimlerde muhalefetin en yumuşak karnı ama seçimi kazanmasının belki de tek yolu. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin