Dolar/Euro düşse de çıksa da kaybeden Türkiye olacak

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Doların 20 yıl sonra Euro ile eşitlenmesi konuşuluyor. Dünyada ekonomistler, nedenlerini sıraladıktan sonra Euro’daki değer kaybının süreceğini dile getiriyorlar. Dolar/Euro nasıl seyrederse etsin, kaybedenin TL olacağı kesinlik kazanmış durumda. Bir de dahası var ki en kötüsü o.

Avrupa’yı tek devlet haline dönüştürme yolunda atılan adımlardan biri olan ortak para birimi fikri, 1 Ocak 1999’da hayata geçirildi. 3 yıl boyunca sanal ödeme aracı olarak kullanılan Euro, 1 Ocak 2002 yılında ete kemiğe büründü ve banknot olarak göründü.

Ortalama Avrupalı, özellikle de Almanlar ilk şoku Euroyu cebine koyup markete gittiğinde yaşadı. Kağıt üzerinde 2 Mark = 1 Euro idi. Ürünlerin Marktan Euroya geçerken fiyatları yarıya inmesi gerekirken, önemli bir kısmında doğrudan bir geçiş yaşanmıştı.

Diğer Avrupa ülkelerinde de durum farklı değildi. Buna bir şekilde uyum sağlandı. Uyum zorluğu çekenler, bir süre sonra kendilerini çağdışı buldular.

Euro, dolar karşısında inişli çıkışlı seyir izlese de son 10 yıl içinde en yüksek değerine 2014 yılının ilk yarısında ulaştı. 1 Euro bu dönemde, 1,38 dolar seviyesinin üzerinde seyretti. 2016’da 1,07 seviyesini gördüyse de 2018’de 1,23 fiyatlandırmasına ulaştı.

Euro’nun dolar karşısında zirve rakam olan 1,57 seviyelerini gördüğü tarih 2008 Temmuz ayı oldu. Euro-Dolar paritesinin eşitlenmesiyle birlikte parasını son 14 yılda Euroda tutanlar, muhtemel getirilerinin üçte birini kaybettiler.

Somutlaştırarak ifade etmek gerekirse, küresel kriz döneminde 2008 tarihinde 1570 dolar almak yerine 1000 Euro alan bir yatırımcı, Dolar cinsinden parasının üçte birini eritmiş oldu. İki para birimi arasındaki faiz farkı da hesaba katıldığında Euro yatırımcısının zararı yüzde 50’ye yaklaşıyor.

Ne olduysa 2022’nin başından bu yana yaşandı. Euro, 6 ayda yüzde 12 değer kaybetti. Dolar karşısına 1 Ocak 2022’ye 1,13 değerle giren Euro, 8 Şubat’tan itibaren hızla değer kaybetmeye başladı. 1,14 seviyesini sonraki aylarda bir daha asla görmedi. 30 Haziran’daki 1,04 değerinden itibaren serbest düşüşe geçmiş gibiydi.

EURO’NUN DÜŞÜŞÜNDEKİ TEMEL SEBEPLER NELER?

Euro’nun bu yıl içinde hızlı değer kaybetmesinin birden fazla nedeni var.

  • Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve savaşın Avrupa’da cereyan etmiş olması,
  • Rusya ile yaşanan enerji krizi ve aynı şekilde yükselen enerji fiyatlarının Avrupa’da resesyon (durgunluk) ihtimalini güçlendirmesi,
  • Pandeminin yaşanmasıyla başlayan enflasyonun savaşla birlikte hızla tırmanışa geçmesi,
  • Enflasyon karşısında Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışı yoluna erken gitmesi, buna karşı Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yavaş ve yetersiz tepki vermesi,
  • Euroya son darbe ise ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklenenden pozitif çıkması,
  • Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 boru hattını kapatması.

EURONUN DEĞER KAYBI DAHA DA SÜRECEK

Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Kuzey Akım 1 boru hattının yeniden açılmama ihtimaline karşı Avrupa’nın hazırlıklı olması gerektiği hatırlattı. Habeck, Rusya’nın doğalgazı Kiev’e silah temin eden ülkelere karşı bir silah olarak kullandığını söyledi.

Yatırım Bankası Goldman Sachs raporu, Doların Euroya karşı yüzde 5 dolayında daha değer kazanacağına işaret ediyor. Euro’nun yakın bir gelecekte 0,80 seviyesine ineceğine işaret eden ekonomistler var. Commerzbank analistleri, Avrupa’daki durgunluk endişesinin büyüdüğüne dikkat çekerken, Dekabank uzmanları, Avrupa’nın Rus doğalgazına bağlı olmasını en önemli nedenler arasında sayıyor.

EN ZOR OLANI TÜRKİYE’NİN DURUMU

Avrupa’da ekonomisi güçlü ülkeler, Euronun zayıflamasını avantaja çevirebilirler. Özellikle ihracat devi Almanya, ürettiği malların dünya piyasalarında ucuzlamasını avantaja dönüştürüp ihracatını artırabilir. Bunun gerçekleşmesi halinde resesyon riskini de ortadan kalkabilir.

Euro-Doların eşitlenmesi, Avrupa ülkelerinden daha fazla Türkiye’yi etkileyecek.

Türkiye’nin ihracatı ve turizm gelirlerinin büyük bölümü Euro ile, ithalat ve dış borç ödemelerimizin tamamına yakını ise dolarla…

Euronun daha da değer kaybetme ihtimali, Türkiye’nin döviz gelir gider dengesini bir yıl öncesine göre yüzde 25’e yakın oranda olumsuz anlamda etkilemiş durumda.

Düne kadar Türkiye, hammadde ithalatını daha zayıf para birimi olan dolarla yapıyor, ürettiği mamulü daha güçlü olan Euro ile gerçekleştiriyordu. Aradaki fark olan arbitrajdan da kazanç sağlıyordu.

Türkiye’nin Avrupa ihracatından aldığı oran yüzde 3,6 idi. Buna rağmen Avrupa’da 6’ncı sırada yer alıyor.

Bundan sonra Türkiye, pahalıya alıp ucuza satmak zorunda kalacak. İhracat kilogram değerini 1,5 doların üzerine çıkarmakta zorlanan Türk ihracatçısını, daha zor günler bekliyor.

Bu ülkenin dış ticaretteki gelir gider dengesini etkilediği gibi borç ödemelerini de çıkmaza sokacak.

“Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete” diye kaba bir tabir var. Nasıl her durum ve şartta Kürt Mehmet, en kötü nöbete gönderiliyorsa, Türkiye de her durumda kaybeden ülke olmaya devam edecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin