DİSK Raporu; Başkanlık olan yer de işçi hakkı da çalışma hukuku da kalmıyor

DİSK’i oluşturan 22 sendika bugün başkanlık referandumu için kararını açıkladı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK’in Eski Genel Başkanları Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi ile DİSK’e bağlı yöneticilerin katıldığı toplantıda “Memleketin ve İşçilerin Geleceği İçin Hayır” denildi.

Basın toplantısında Başbakanlık, Parlamenter Demokrasi ve Yarı Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerdeki işçi haklarının karşılaştırdığı bir de rapor açıklandı. Raporda parlamenter system, başkanlık ve yarıbaşkanlık sistemlerinde işçi ve çalışan haklarının korunup korunmadığı UNDP ve BM istatistikleriyle ortaya kondu.  İnsani gelişmenin en iyi olduğu ülkeler (yüzde 82), yine sendikalışma oranının en yüksek olduğu ülkeler (yüzde 28,9) kategorilerinden parlamenter sistemler önde çıkıyor. Başkanlık sisteminin olduğu ülkelerde çalışan hakları ve sendikal mücadeleler engelleniyor.

 

disk sendikal ihlaller disk insani gelisme oranlari

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK’in geçmiş dönem Genel Başkanları Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Bank-Sen Genel Başkanı Duygu Çalışkan, Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Cam Keramik İş Genel Başkanı Birol Sarıkaş, Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Sine Sen Genel Başkanı Zafer Ayden, DİSK’in geçmiş dönem Yönetim Kurulu üyesi ve Lastik İş sendikası Yönetim Kurulu üyesi Muharrem Özen, DİSK’in geçmiş dönem Genel Başkan Yardımcısı Celal Ovat ve  DİSK üyesi sendikaların genel merkez ve şube yöneticileri katıldı.

DİSK’in “hayır” demekle yetinmediğini vurgulayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko; ülkenin saygın Anayasa hukukçuları ve bilim insanlarının katkısı ile hazırlanan “Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu”nu hatırlattı

DİSK Genel Başkanı Kani Beko 3 Şubat 2017’de toplanan DİSK Başkanlar Kurulu’nun Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili olarak DİSK’in temel ilkelerine, mücadele tarihine, emekçilerin özlem ve taleplerine dayanan, ülkenin geleceğini gözeten, örgütün iradesini ortaya koyan açık bir tutum almayı ve bunu kamuoyu ile paylaşmayı gerekli gördüğünü söyledi. Bu çerçevede hazırlanan DİSK Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesini okuyan Genel Başkan Kani Beko, ”Hangi partiye oy verirsek verelim, hangi lideri seversek sevelim, mesele işçilerin ve memleketin geleceği ise bu sefer hep beraber hayır diyelim!” dedi.

DİSK ve 22 Sendika’nın “Memleketin ve İşçilerin Geleceği İçin Hayır” açıklamasında şu noktalara da dikkat çekildi:

Değişiklik paketinin TBMM’den olağanüstü bir hızla, medyadan, hatta vekillerden kaçırarak, muhalefeti susturarak, hukuka aykırı açık oylamalarla, kavga gürültü içinde geçirilmiş olmasını kabul etmek mümkün değildir.

 

Halkın oyuna sunulacak olan Anayasa değişikliklerinin içeriği hakkında halkın bilgilenmesi, sağlıklı bir kamuoyu oluşturacak biçimde tartışma yürütmesi sistematik olarak engellenmiştir. Anayasa gibi hayati bir konuda bu şartlarda yapılacak bir referandumun meşruluğunun ciddi biçimde zedelendiğini düşünüyoruz.

 

Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Toplumun geniş kesimlerinin kabul ettiği bir anayasa ülkede huzuru, kardeşliği ve refahı geliştirebilir. Ülkenin yarısının evet dediği, yarısının hayır dediği, büyük bir bölümünün içeriğini bilmediği bir Anayasanın iddia edildiği gibi “güçlü Türkiye”yi yaratmasının imkansız olduğunu; tersine siyasi istikrarsızlık, kutuplaşma ve kriz getireceğini görüyoruz.

 

DİSK OLARAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN İÇERİĞİNE DE KARŞIYIZ, NEDEN?

Anayasa değişikliği ile yasama, yürütme ve yargı yetkileri cumhurbaşkanının elinde toplanacak, kuvvetler ayrılığı bitecek.

Türkiye Cumhuriyeti devleti tek adam iktidarına teslim edilecek.

Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilecek, memleket halkın tamamını temsil eden Meclisten çıkan yasalar yerine tek imzalı kararnameler ile yönetilecek.

Yürütme erkinin, halkın tamamını temsil eden meclise karşı sorumluluğu olmayacak.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ve vekiller etkisizleşecek, tek yetkili Cumhurbaşkanı olacak.

Bakanlar Kurulu, cumhurbaşkanına hizmet eden atanmış memurlardan oluşacak.

Yargı üyelerinin çoğunluğunu cumhurbaşkanı belirleyecek, böylece tek kişinin kararları yargı kararları da olacak. Yargı yürütmenin vesayeti altına girecek.

Bu değişiklerin özü parlamenter sistemin yok edilmesidir. Bu anayasa değişikliğiyle Osmanlı-Türkiye anayasal birikimi ve Meclis-i Mebusan’dan bu yana geliştirilen tüm demokrasi deneyimimiz yok sayılmaktadır. 150 yıla yakın bir süredir bu topraklarda, sancılı da olsa, varlığını sürdüren parlamenter sistemin köklü biçimde değiştirilmek istenmesine hayır diyoruz.

nsanlık tarihinin yüzlerce yıllık demokrasi birikiminin bir sonucu olan yasama, yürütme ve yargı temelindeki güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran, tüm yetkileri bir kişinin elinde toplayan, üstelik bu kişiyi de denetlenemez ve hesap sorulamaz hale getiren bir Anayasa değişikliğine hayır demeyi görev sayıyoruz.

TBMM VE MİLLETİN EGEMENLİK HAKKI TEK BİR KİŞİYE DEVREDİLECEK

Getirilen değişikliklerle TBMM kuruluşunun 97’nci yılında işlevini kaybedecek, halkın tamamının temsil edildiği meclisteki “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü tarihe karışacaktır. Egemenlik milletin bir kısmının oy verdiği ve aynı zamanda bir parti lideri olarak milletvekillerini de belirleyen tek bir kişiye devredilecektir. Tüm darbelerin hedefi olan TBMM’nin yasa yapma yetkisine darbe vurulmasına, halk iradesinin ortadan kaldırılmasına hayır demek DİSK’in tarihi sorumluluğudur.

TERÖR VE KAOSA KARŞI CAN GÜVENLİĞİ VE YAŞAM HAKKIMIZ YOK EDİLDİ

Bugün halkımızın iki acil yaşamsal ihtiyacı ve talebi vardır: Teröre, kaosa, savaşa karşı can güvenliği ve yaşam hakkı; işsizliğe karşı güvenceli bir işe sahip olmak.

MECLİS HALKTAN KOPARILMIŞTIR

Yıllardır ısrarla gündemde tutulan başkanlık rejimi emekçilerin ve halkımızın bu yaşamsal sorunlarına hiçbir şekilde yanıt olamayacaktır. Halkın yaşamsal sorunlarına çare üretmesi gereken meclisin gündemi çok uzun bir süredir bu dayatmayla işgal edilmiştir. Meclis halktan koparılmıştır.

 

Bu şiddet ve kriz ikliminde, toplumun gerçek ve yaşamsal sorunlarının çözüm yeri, halkın iradesinin en yüksek temsilcisi olan meclistir. Meclisi işlevsizleştirmek hiçbir soruna çözüm olmayacak, aksine sorunları daha da çözümsüz hale getirecektir.

MEMLEKETİN VE İŞÇİLERİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR!

Bu tarihi anda tüm emek örgütlerine açık çağrı yapıyor, tarihsel sorumluluklarını anımsatıyoruz. Tüm sendikal örgütleri Türkiye demokrasisini olduğu kadar sendikal hak ve özgürlükleri de tehdit eden, emekçilerin talepleri ve özlemleri ile hiçbir biçimde uyuşmayan bu değişiklik dayatması karşısında ortak tutum almaya çağırıyoruz.

DİSK olarak tüm işçilere sesleniyoruz:

Bu ülkeyi 15 yıldır yönetenlere oy verdiniz ya da vermediniz. Şimdi tercihiniz bir parti veya lider olmayacak.

MECLİS, YARGI, HÜKÜMETİN YETKİLERİ TEK ADAMA VERİLİYOR

Toplumu kutuplaştıracak, meclisin, yargının ve hükümetin yetkilerini tek bir kişide toplayacak, işçi haklarına zarar verecek, ekonomiyi krizlerle karşı karşıya bırakacak bir rejim değişikliğini oylayacağız.

 

İşçiler olarak daha önce hangi partiye oy vermiş olursak olalım, bu kez memleketimizi yönetenlere hep beraber bir uyarıda bulunma şansımız var.

 

Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen işçiler, haklarını korumak için birleşip “hayır” diyerek güçlerini gösterebilir.

 

disk sendikalilasma oranlaridisk sendikal haklarin korunmasidisk gelir esitsizligi

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin