Diploma tartışması Erdoğan’ı vurur!

NECİP F. BAHADIR | YORUM

Sinyaller AKP kalemlerinden geldi. Önce Abdulkadir Selvi yazdı; “İmamoğlu’nun diploması iptal edilecek…” diye… Sonra Cem Küçük sahneye çıktı; “Pazartesi iptal kararı çıkacak…” dedi. Tarih ve gün de verdi. İmamoğlu da birkaç gün önce “Erdoğan’ın acelesi var!” demişti; “23 Mart’tan önce ‘diploma iptal edilsin… Ekrem karşıma çıkmasın’… diyor.”

Bu bir ‘duyum’ mu yoksa ‘tahmin’ mi? Kestirmek zor. Ve fakat diploma meselesine Ankara’nın ağırlık koyduğu ortada. ‘Ankara’ deyince de ilk akla gelen isim ‘Erdoğan’ elbette. Bütün kritik ve siyasi davalarda ‘Erdoğan’ın elini’ görmek mümkün.  Diploma gibi doğrudan kendi kaderini ilgilendiren bir konuya ilgisiz kalmasını düşünmek akla ziyan.

Gerçeğin bu kadar çıplak ve açık olmasına rağmen Karar’da Ahmet Taşgetiren “Erdoğan’ın bilgisi dahilinde mi?” başlığıyla yazı yazabildi. Bir insan bu kadar mı hayattan kopuk olur? Okuruna yazık. Daha önce kendisine bir zulüm anlatıldığında da “Bunlardan Tayyip Bey’in haberi yoktur…” gibi saçma sapan tepki vermişti. Neyse konumuz akıl ve vicdan fukarası Taşgetiren değil.

Hukuk ülkeyi terk edeli uzun zaman oldu!

Diploma tartışmalarının gölgesinde bir istifa dikkat çekiciydi. İmamoğlu, “Canından bezdirdiler…” dedi. Üniversite yönetimi 4 yıl önce ‘Diploma da sorun yok, geçerli’ kararı vermişti. Fakültenin Dekanı Ahmet Köse baskılara boyun eğdi ve görevinden ayrıldı. Gerekçesini açıkça söylemedi ama ima etti, bu topraklarda lafın tamamı deliye söylenir: “Uzun süreli yöneticilik yorgunluğu ve son dönemde yaşanan süreç nedeniyle istifa ettim.”

Daha ne desin… Adam anlamak isteyene mesajı gayet açık vermiş. Gerçeklere kör ve sağır olanlara ise yapılacak bir şey yok.

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İktidar kanadına göre ‘yatay geçiş’te usulsüzlük var.

Meselenin ‘hukuk ve mevzuat’ tarafını tartışmak anlamsız. Yok 35 yıl öncesiymiş zaman aşımı yok muymuş, hukuk geriye doğru işlemezmiş, ‘bugünkü hükümlerle 35 yıl önceki işlem değerlendirilemezmiş’ falan… Yasa, yönetmelik dediğin normal ülkelerde olur. Türkiye nicedir ‘anomali’ halde… Bazıları bu ‘anormallikle’ yeni tanışıyor. Oysa yıllardır böyle… Hukuk, adalet bu ülkeyi terk edeli çok zaman oldu.

İmamoğlu, “Diplomamı iptal eden yarın malınıza çöker…” diyor. Nerede yaşıyor bu İmamoğlu? KHK’lardan da mı haberi yok… Anadolu sermayesinin ‘talan edildiğini’ de mi duymadı? 15 Temmuz sonrası uydurulan suçlarla yüzlerce iş insanının mal varlıkları gasp edilmedi mi?

Boydak’ların malları haraç mezat satışa çıkı. Koza Grubu’nun, fabrikaları, otelleri yağmalandı. Yetmedi, 80’ine merdiven dayamış Melek İpek zindana kondu. Anadolu’yu istila eden Moğollar bu kadar ‘talan ve yağma’ yapmamıştı. Erdoğan’ın AKP iktidarı talan ve yağma da Moğolları geride bıraktı.

Ekrem İmamoğlu gibi ‘Türkiye’yi yönetmeye’ aday bir ismin bu olup bitenlerden haberi olmamasını anlayamıyorum. Eğer bir sürç-i lisan değilse yazık… Ülkenin gerçek sorunlarından haberdar olmayan birinin ‘cumhurbaşkanlığa’ talip olması büyük talihsizlik. Nedir bu Anadolu’nun bahtsızlığı… Evet, ‘yağma ve talanı’ politika olarak belirleyen diplomanı da iptal eder, isterse seni de hapse atar.

Diploma iptal edilirse ne olacak?

Evet, çok alamet belirdi, görünen o ki Türkiye yeni haftaya ‘diploma haberleriyle’ ile başlayacak. Zamanlama manidar… Tam da CHP’nin ‘ön seçim’ yapacağı hafta… İmamoğlu, tabanın büyük desteğiyle adaylık sürecini resmen başlatacaktı. Diploma iptal edilirse ne olacak? ‘Edilirse’ diye şart düşmek fazla, Cem Küçük ve Abdulkadir Selvi söyledikten sonra aksini düşünmek mümkün mü? Yandaştan al haberi…

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili tartışmalar Erdoğan’ın diplomasındaki şaibelerin de yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Fahrettin Altun’un paylaştığı noter onaylı belge 1981 Şubat’ta Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel imzasıyla görünüyor. Ancak Batırel, profesör unvanını 1982’de almıştı. Bu arada Erdoğan’ın transkriptini (not dökümünü) bugüne kadar gören olmadı!

Cumhurbaşkanlığı adaylığının olmazsa olmaz şartlarından biri üniversite mezunu olmak. Lise diplomasının bir hükmü yok. İlla da 4 yıllık diploma gerekli… Peki Erdoğan’ın var mı? “Var!” dedi ama kamuoyunu tatmin edemedi. Ülkenin büyük çoğunluğu Erdoğan’ın ‘diplomasız’ olduğu kanaatinde. Diploma diye kamuoyuna açıklanan belge üzerinde çok tartışma ve şaibe var. Transkript zaten yok! Hiçbir üniversite arkadaşını gösterememesi en büyük kanıtlardan… Her şeyi unutulur, mazide kalır okul arkadaşlığı istisna… Özellikle de üniversite… Bir insanın üniversite arkadaşıyla yolunun kesişmemesi hayatın olağan akışına aykırı.

Peki yarın AKP iktidardan düştükten, Erdoğan koltuğunu ve zırhını yitirdikten sonra, yargı ve üniversite, “Diploması yoktu, hepsi sahteydi!” derse ne olacak? Gerçek buysa diyecektir. O yol açıldı çünkü. Erdoğan’ın ‘cumhurbaşkanı’ olarak altına imza attığı kanunlar, yönetmelikler, anlaşmalar hukuken ‘geçersiz ve butlan’ olmaz mı? AKP, İmamoğlu’nun diplomasıyla ‘kendi kafasına sıktığının’ farkında değil. Veya iktidar sarhoşluğu içinde… Yarınını düşünmüyor. Bu ‘bumerang’ döner sonunda Erdoğan’ı vurur. Hukuken ve siyaseten cumhurbaşkanlığı ‘yok hükmünde’ olur. Eden misliyle bulur.

Diploma iptal olduğu an ‘İmamoğlu’nun adaylığı’ düşer. Ön seçim falan anlamsız hale gelir. CHP çıktığı yoldan geri döner mi, yoksa sonuna kadar yürür mü? Bir dönüm noktası olacağı kesin… İmamoğlu’nun kısa vadede önü kesilebilir. Fakat bu CHP için paha biçilmez bir ‘siyasi sermaye ve malzemeye’ dönüşür. İmamoğlu’nun yaşı elverişli… Dönüşü muhteşem olur.

Çapanoğlu’nda numara bitmez!

Yedeği hazır zaten… Mansur Yavaş bu anı bekliyordu. Sıra ona mı gelecek yoksa? Mümkün… Bu ülkede gayrı, “O kadar da değil!” denemez. AKP isterse Yavaş’a da bir kulp bulur, adaylığını engeller. Yavaş da, İmamoğlu gibi Erdoğan’ın korkulu rüyası… Yavaş’ın 31 Mart öncesi tamamen siyasi bir çek senet sorunu gündeme taşındı. Benzeri yine bulunur, yoksa icat edilir. Çapanoğlu’nda numara bitmez.

Nereye kadar?

Erdoğan kolay kazanacağı adayı bulana kadar mı? O isim Özgür Özel mi? Normal şartlarda Erdoğan Özel’i ister… Nitekim AKP niyetini belli etti de ama bu haksız, hukuksuz ve hadsiz ‘ön kesmelerden’ sonra adayın ismine, kişiliğine bakılmaz. Karşısındaki ‘mutlak favori’ haline gelir. 31 Mart seçimleri bu açıdan iyi bir laboratuvar… AKP, kalelerinin nasıl düştüğünü belli ki analiz etmemiş, edememiş. Bir çok yerde ‘CHP kazanmadı, AKP kaybetti…’

Seçmenin AKP’ye olan öfke ve tepkisi tercihini belirleyen en önemli faktördü. AKP kongreye rağmen bu havayı dağıtabilmiş değil.

Erdoğan her halükarda kaybetmeye mahkum… Çıkmaz bir yola girdi. Şansını fazla zorluyor. En basit siyasi gerçeğin bile farkında değil. Kendisini uyaracak danışmanları da yok.

Evet, bugün ‘kontrolsuz gücünün’ zirvesinde… Üniversiteye, yargıya istediği kararı aldırabilir fakat emeline ulaşamaz. Günün sonunda kaybeden Erdoğan olur. İmamoğlu’nun diplomasi döner kendisini vurur.

4 YORUMLAR

  1. Ülkeye bakın biri Cumhurbaşkanı ötekisi Cumhurbaşkanı adayı ikisinin de Diplomaları şaibeli.Bana kalırsa ikisinin de diploması geçerli değil. Eh Allah için bu durum ikisine de
    bu duyarsız topluma da yakışıyor.

  2. Ülkeye bakın biri C.Başkanı, diğeri C.Başkanı adayi. ikisinin da Diplomaları şaibeli.Bana kalırsa iki Diploma da geçersiz. Hoş eline fırsat geçse bu ikisini mumla aratacak kadar karanlık çoğunluktan hiçbir tepki yok…Sonra niye bu durumdayız diye şaşabiliyoruz

  3. Ben kader diyorum. Kim ne derse desin. Bu ülke kaderini yaşayacak. Çok fazla sızlanmaya gerek yok. Dedelerimizden bir söz ” olacak ile öleceğin önüne geçilmez” nokta. Neyi hakediyorsak o olacak.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin