Çocuklar diri diri gömülüyor!

İLKER DOĞAN | HABER YORUM  

Cahiliye döneminin en korkunç adetlerinden biri de kız çocuklarının diri diri gömülmesiydi. Aradan 14 asırdan fazla zaman geçti. Dün Peygamber Efendimiz’den (sas) önceki dönemde Arap yarımadasında yaşanan bu canavarlık, AKP Türkiye’sinde ‘şekil’ değiştirerek uygulanıyor. Cahiliye Arapları sadece kız çocuklarını katlediyordu; AKP Türkiye’sinde ise bütün çocuklar diri diri gömülüyor! Daha korkunç olan; toplumun yaşanan onca zulmü, haksızlığı ve adaletsizliği film izler gibi izlemesi… 

Yusuf Kerim daha 6 yaşında.

Tehlikeli bir kanser türü olan Ewing Sarkom (kemik kanseri) hastalığına yakalandı. Ağır hasta. Doktorların açıklamasına göre yaşama şansı yüzde 20! Yusuf Kerim’e hastalığının teşhisi konulduktan hemen sonra Yargıtay’ın hapis cezası kararını onamasının ardından 16 Aralık’ta annesi Gülten Sayın cezaevine gönderildi.

Baba Süleyman Sayın, oğlunun son günlerini annesiyle geçirmesini istiyor. Hastalığına dair raporlar mahkemeye sunularak, ‘tahliye’ talep ediliyor ancak kulaklar sağır, vicdanlar kör!

Reddediliyor.

İnsan hakları savunucusu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, geçtiğimiz günlerde hasta yatağında görüntülü görüştü Yusuf Kerim’le. ‘Nasılsın’ dedi. Ağlayan Yusuf Kerim’in cevabı şöyle oldu: “İyi değilim, ben annemi çok özlüyorum.”

Hastalık Yusuf Kerim’i yormuş, konuşacak hali bile yok…

Yanındaki babası Süleyman Sayın telefonu alıyor. O da çaresiz, “Açıkçası ne yapacağımı bilmiyorum.” diyor.

Ne yapabilir ki!

Evladı gözlerinin önünde eriyor, ölüyor… Son günlerini yaşıyor. Bir baba için belki bir kaç hafta, belki bir kaç ay sonra evladını toprağa koyacağını bilmek ne demek?

Tek bir isteği var Süleyman Sayın’ın; oğlunun son günlerinde annesinin kokusunu duyması, ona sarılması. Bir umut; belki annesi iyi gelecek Yusuf Kerim’e, belki hastalığı atlatacak…

Ancak kapı duvar!

Yusuf Kerim’in annesi tedavisi süresince ‘şartlı tahliye’ edilse ne olur; dünya mı yıkılır? AKP rejimi çöker mi? 

Sadece Yusuf Kerim mi; Türkiye’nin her yerinden benzer feryatlar yükseliyor… Zulüm arşa uzandı.

KHK’lı sınıf öğretmeni Gülgün Bakay, 22 Aralık’ta Edirne’de tutuklandı. Geride gözü yaşlı iki küçük çocuk kaldı. Gülgün Bakay’ın annesi yaşları 4 ve 6 olan çocukların sürekli ağladığını anlatıyor, “Ne olur kızımı bırakın, en azından ev hapsi verin. Ben bu çocuklara bakamıyorum, sürekli ağlıyorlar.” diyor.

Ama onun da sesini duyan yok!

Toplum sanki ‘lanetlenmiş’ gibi; hiç bir zulüm ya da haksızlık ‘tepki’ vermeye değer görülmüyor. 6 yaşında kanser hastası bir çocuğun göz göre göre ölmesinin hiç bir karşılığı yok toplumda.

75-80 yaşındaki beli bükülmüş ihtiyarların cezaevlerinde tutulmasının önemi yok! Lohusa kadınların doğumhaneden alınarak tutuklanması da etkilemiyor toplumu, mağdur ailelere yardım eden hayırseverlerin gözaltına alınması da…

Nefes alıp veriyorlar ve öylece yaşayıp gidiyorlar…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin