CHP’nin teröristleri!

YORUM | BÜLENT KORUCU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, af konusunda iktidarla birlikte çalışmaya hazır olduklarını açıkladı. Bugüne kadarki birlikte çalışma pratiklerinden hem partisi hem de bütün ülke zararlı çıktı. Böyle giderse aynı delikten bir daha ısırılacak, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak. Zira af konusunda tam da Erdoğan Rejiminin istediği bir çerçeve çizdi. Masaya oturmadan karşı tarafa istediklerinin fazlasını vererek başlayan bir pazarlık… Ne diyor Kemal Bey: bu af sadece belli başlı suçları kapsayacak; terör, taciz, tecavüz ve benzeri suçlar kapsam dışı kalacak, kader mahkumlarına yönelik olacaktır.

640 bin kişinin yararlandığı ‘Korona İzni’yle o kader mahkumu denen suçlular zaten dışarıda. Geri toplanmaları da bu saatten sonra kolay görünmüyor. Örtülü af, 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatılırken CHP de destek vermiş ve ‘…maddenin kanuni temeli şudur; bu kişiler topluma adapte olmuş, iş kurmuş, başka suç işlememiş’ diye gerekçelendirmişti. İçerde gazeteciler, öğretmenler, belediye başkanı ve vekiller ile kermes yapan teyzeler kalmıştı. Öyleyse fiilen toplanamayacak olanlar ve aynı suçu daha sonra işleyenleri içeren bir af toplumsal barışa nasıl hizmet edecek? CHP bundan nasıl bir sosyal ve siyasal fayda umuyor?

Kılıçdaroğlu, MHP’nin teklifi hakkında konuşurken, “…bakar, inceleriz. Ancak biz gazetecilerin, milletvekillerinin, STK temsilcilerinin hapiste olduğu bir Türkiye istemiyoruz” demişti. CHP Lideri, sıraladığı kişilerin ‘terör’ suçlamasıyla cezaevinde bulunduğunu bilmiyor olabilir mi? Hiç sanmıyorum. 

En azından eski Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu’nun durumundan dolayı konuya vakıftır. Cumhuriyet Gazetesi’nin MİT tırları manşeti yüzünden kesinleşmiş 5 yıl 10 ay cezası bulunan Berberoğlu, seçilme hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle  tahliye edildi. Milletvekili olduğu sürece infazı ertelendi. Yeniden seçilmediği takdirde o da cezaevinin yolunu tutacak. 

Kılıçdaroğlu’nun STK temsilcisinden kastı ise Osman Kavala da ‘kader mahkumu’ değil. Tam aksine darbe yapmaktan müebbet verdiler. Hadi bakalım Kavala’yı ve Gezi Davası’nın diğer mahkumlarını kapsayacak ama terör suçlularını dışlayacak kanunu nasıl yazacaklar?

Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlandıklarını söyleyen Millet İttifakı, Kürtlerin oyunu almadan muhtar bile seçtiremez. Cezaevi şartlarında yaşaması mümkün olmayan Aysel Tuğluk’u, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten hemen sonra tutuklanan Selçuk Mızraklı’yı ve Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde bırakan bir afla Kürt seçmenin karşısına hangi yüzle çıkacaklar? Saydığım isimler bilinenler oysa binlerce insan silahlı hiçbir eyleme karışmadığı halde, HDP’de siyasal faliyet yaptığı için tutuklu. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır ziyaretinde Türkan Elçi’yle görüşmüştü. Hepimiz biliyoruz ki canlı yayında faili meçhule kurban giden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi yaşasaydı Demirtaş’ın hücre arkadaşı olurdu.

8 aylık Bahar, 22 Eylül’den beri annesi Büşra Çulha ile Edirne Cezaevi’nde. Babası da tutuklu. Bahar’ın annesi öğretmen ve Erdoğan yargısına göre terörist! O hapishanede diğer yüzlerce bebekle birlikte büyüyecek ve siz onu içine almayan bir af kanunu çıkarıp sonra da helalleşme türküleri söyleyeceksiniz, öyle mi!

Dünyanın en kötü ve istismara açık terör kanunlarından birine sahipken ve yargı böylesine siyasetin köpeği haline gelmişken ana muhalefetin af teklifi evlere şenlik. Üstelik kapsama dahil edilenler zaten üç yıldır dışarda. Kılıçdaroğlu söze, ‘Görüyoruz beceremiyorlar, birlikte çözebiliriz’ diye girmiş. Sizin becerdiğiniz buysa AKP’nin, Erdoğan’ın gitmesine hiç gerek yok…

Digitürk aboneliğini bitirme, Bank Asya’ya para yatırma, okula öğrenci göndermenin terör suçu sayıldığı bir ülkeden söz ediyoruz. Şimdilik oyunu açık oynamadıkları için pasif direnişle konserleri engelliyorlar. Yarın şarkı söylemenin terör suçu sayılmayacağına garantiniz var mı? Yok daha neler demeyin; Digitürk aboneliği bile daha masum bir eylem… Organize biçimde Tarkan’ın ‘geççek geççek’ şarkısını mırıldanmak pekala darbe kışkırtıcılığı olabilir. Parçayı indirenler yönetici, birbirine önerenler irtibatlı, başkası çalarken dinleyenler iltisaklı… Al sana dört başı mamur örgüt şeması. Bence Erdoğan bunu düşünmeli, hiç fena durmadı!

Konunun teorik ve hukuksal zeminine girmedim bile. Bu savruk ve omurga yoksunu teklif için o zeminlerde nefes tüketmek bence israf…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. İttihatçı şebeke, çete darbelerde çok başarılıdır. Bunu bir adamın arkasına saklanarak becerme konusunda çok başarılı yömtem geliştirerek yapıyorlar. Bu yöntem omurgasız olmayı gerektirir. Ama günün sonunda kendi emelleri gerçekleşmektedir. Hem de başka adamlar adına kendi emellerini gerçekleştirirler. Bu şebeke için Atatürkçülük, Kemalizm, Hürriyet, Tayyipçilik gibi kavramlar yalandır. Sadece amaçlarının gerçekleşmesi için bir maskedir. Çünkü maske, maskeli balo gibi kafaları karıştırır ve kimse şebekenin izini bulamaz. Zamanla arkasına saklandıkları yada ismini ve suretini kullandıkları adamı şebekenin katilleri yok eder ve sanki öldürülen adam yerine kendileri geçerler. Bu teknikte çok ustalaşmışlardır. Muhtemelen şebekenin yurt dışı ayağı da aynı yöntemi diğer ülkelerde gerçekleştirmektedir. Bu sayede kötülük imparatorluğunu hergün genişletmektedir. Şu anda bu imparatorluğun büyüklüğü muhtemelen Cengiz Hanın elde ettiği topraklardan daha büyüktür. Bu sahte Devletlerini çıkarları gereği kimi zaman birbiri ile vuruşturmaktan çekinmezler. Mesela Yunan ve Türkü kurtuluş savaşımda, şimdi olduğu gibi vuruştururlar. Bu sayede istedikleri darbeleri yaparlar. Devletleri yıkarlar.

    İttihatçı şebeke şimdiye kadar Tayyipe bütün isteklerini yaptırdı. Şebeke Tayyip maskesi adı altında Devletin rejimini değiştirdi. Atatürkün kurduğu Laik Hukuk Türkiye Cumhuriyeti yerine sırf Batıdan uzaklaşmak ve Türkleri İrana benzetmek için Laiksiz Hukuksuz Devlet kurdular. Ve şebeke bu Devleti ‘terörist’ kavramına sığınarak, ‘terörist’ arkasına saklanarak bu kendileri gibi karanlık rejimi kurdular.

    Karanlık şebeke kendilerini temiz göstermek, iyi birileri olduğunu göstermek için ‘teröristlere’ burun kıvırmaktadır. Yani kendileri iyidir ve teröristi af et etmek istememektedir. Çünkü kendileri terörist değiller ya, terörist gibi, darbeci gibi davranmıyorlar ya, o yüzden ne kadar temiz insanlar olduklarını iftirayla terörist yaptıkları insanlar üzerimden kanıtlamaktadırlar.

    Yani teröristler, darbeciler, çeteler kendilerini maskeli baloda gizlemek için çok sayıda ‘terörist’ ortaya atıyorlar ve kafa karışıklığına, frekansları bozarak neden olarak, tıpkı daha önce Atatürkün arkasına saklandıkları gibi bu sefer Tayyip bu işi kendi beceremeyecek diyerek (çakallar) Tek adamın arkasına saklanarak kendilerine bir Vatan elde etmeye ve bu Vatanı kalıcı evleri yapmaya çalışırlar.

    Şebeke öyle üstün pozisyondaki kimin terörist olduğu kimin olmadığına sahte mahkemeleri sayesinde hukuk kılıfında karar veriyorlar. Yani hangi Türke tecavüz edilecek hangi Türk tecavüzden kurtulduğuna kendileri karar verirler. Ve insanlar bu şebekenin ağzına, hukukun, Kuranın ne olduğunu bilmediğinden, bakarlar. Şebekenin sevmedikleri Türkleri af edecek mi diye ağızlarına bakarlar. Şebeke kendini üstün görür, insanları ise aşağı görür. Üstünlüğü ele geçirmiştir. Kimsenin hukuk talep edecek durumu yoktur. Ordusu, emniyeti dağıtılmıştır. Hukuku siyasetin köpeği yapılmıştır. Makarnaya muhtaç hale gelmiştir.

    Kimse şebekeyi sorgulayacak halde değildir. Çünkü şebeke her istediğini yaparken Tayyipin arkasına saklanır. Kimse Tayyipten uzaklaşmasın diye Tayyipin karşısına Alevi Kılıçdaroğlunu koyar, tıpkı Suriyede Esadı koydukları gibi.

    Bu şebeke Atatürkün batılılaşmasını imsanlara unutturmuştur. Fakat insanlar zaten Atatürk yerine şebekeyi seçmektedir. Çünkü eski insanlar şebekenin Atatürk ile ilgisi olduğunu düşünürler. Yani bıgün Tayyipçi gibi görünen şebeke yani Tayyipi ortaya atanlar o zaman Atatürkü ortaya atıyorlardı. Yani Atatürkü kendi bağlamımdan kopartıp kendi hedefleri doğrultusunda kullanıyorlardı. Bugün ise laik hukuk Cumhuriyetin adını bile anmayarak çıkarları gereği saf değiştirdikleri görülmektedir. Ama insanlar hala Atatürkün arkasından gittiklerini sanıyorlar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin