Birileri savaş düğmelerine random basıyor

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yaşanan tabloya baktığımızda dünyanın yeniden harmanlanacağı bir döneme giriyoruz. Kuzeyimizde patlak veren Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşın kısa süreceğine ilişkin ufukta hiçbir belirti yok. Irak ve İran’da önemli olaylar ortaya çıktı. Hindistan ve Pakistan arasında yeniden tırmanan gelişmeler yaşandı. Çin ve Tayvan yeniden sıcak çatışmanın eşiğinde.

Girişte anlattıklarımla başlığın ne alakası var diye bir sorunun akla gelmesi muhtemel… Anlatacaklarımı saymazsanız gerçekten de bir ilişki yok görünebilir.

Önce Ukrayna dışındaki gelişmeleri özetleyeyim.

Bu gece Irak’taki özerk Kürt bölgesinin merkezi olan Erbil’e yönelik 12 füze atıldı. Füzeler, ABD’nin Erbil Başkonsolosluğu ve çevresiyle Erbil Havaalanı yakınlarına düştü.

Saldırının İran’dan gerçekleştiği öne sürüldü, ardından da Tebriz kentinden fırlatıldığı kesinleşti.

Füzelerin, ABD Başkanı Donald Trump’ın döneminde öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin doğum gününde onun intikamını almak amacıyla atılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruldu. Kimi kaynaklar da Suriye’de geçen hafta İsrail tarafından öldürülen iki İranlı Devrim Muhafızı subayın intikamını almak amacıyla yapılmış olduğunu öne sürdü.

Şurası bir gerçek ki saldırının İran topraklarından yapılmış olması ve Erbil’deki ABD Konsolosluğunun hedef alınması, iki ülkeyi değil bölgeyi ilgilendiren bir gelişme. Saldırıya hedef olan yer Irak, saldırının düzenlendiği yer İran, saldırının hedefi ABD, gerekçe ise İsrail.

İran tarafından yapılan açıklamada, bölgede bulunan Mossad merkezinin hedef alındığı duyuruldu. Saldırıda en büyük hasarı gören yerlerden birisi de ABD Konsolosluğu’nun yakınında bulunan Kürdistan 24 televizyon kanalıydı.

Saldırı üzerine ABD öncülüğündeki koalisyona bağlı uçaklar havalandı ve bölgede denetim uçuşları yaptı. Taraflardan sert açıklamalar geldi. Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani, “Erbil korkaklara karşı boyun eğmez” dedi.

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi de saldırının halkın güvenliğini hedef aldığını söyledi. Mesrur Barzani’ye “Kardeşim” diye gönderdiği mesajda, “Halkımızın selametini hedef alan saldırılara karşı koyacağız” dedi.

Yaşananlar üzerine İran, Suudi Arabistan’la bu Çarşamba günü yapılacak müzakerelerin yeni turunu askıya aldı. Bu bölgede gerilimin tırmanacağını gösteren bir işaret oldu.

Bunu bir yere not edelim.

Hindistan, Pakistan’a “yanlışlıkla” füze fırlattı. Füze, Pakistan’ın içlerine doğru 120 kilometre gidip düştü. Yeni Delhi yönetimi, “Füze yanlışlıkla ateşlendi. Olay son derece üzücü” dese de Pakistan bunun füze denemesi olduğuna inanıyor.

Hindistan’ın ve Pakistan’ın nükleer silahlara sahip olduğunu hatırlayalım. Fırlatılan füze, nükleer başlık taşıyabilen BrahMos füzesiydi. Pakistan’ın Mian Channu şehri yakınlarına düşen füze, iyi ki nükleer başlık taşımıyordu.

Bu gelişme de bir yerde not olarak dursun.

Batı’nın “serseri mayını” Kim Jong-un’un yönettiği Kuzey Kore’nin, Japon Denizinde peş peşe yaptığı füze denemeleriyle nükleer silah programlarına hız verdiği ortaya çıktı. ABD, füze geliştirme faaliyetlerine katkıda bulunduğu gerekçesiyle 3 Rus şirketine ilave yaptırım kararı aldı.

Kuzey Kore’nin fırlattığı füze başta “tanımlanamayan” bir füze olarak nitelendirildi. Ancak Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan “dünyayı sallarız” açıklaması tüyler ürperticiydi:

“Birçok ülkenin boyun eğme ve körü körüne itaatle ABD ile uğraşarak zaman kaybettiği günümüz dünyasında, bu gezegende, ABD anakarası menzilindeyken füze atarak dünyayı sallayabilecek tek ülkemiz var.”

Pyongyang hükümeti, yapılan çalışmanın 2017’den bu yana en büyük füze denemesi olduğunu da ek bilgi olarak paylaştı.

Bölgeden bir başka gerginlik ise Çin ile Tayvan arasındaki gelişme oldu. Çin, “Savaş uçağımı düşürdün” diyerek burnunun dibindeki bir avuç büyüklüğündeki Tayvan’ı (Çin’in nüfusu 1.4 milyar, Tayvan’ın nüfusu 23 milyon, 1/60’ı kadar) işgal etmeye hazırlanıyor. Çin, düşen savaş uçağı gerekçesiyle 39 savaş uçağını Tayvan hava sahanına soktu.

ABD’nin üç uçak gemisi Pasifik’ten rotayı bölgeye çevirdi. Çin, Tayvan’ı 2020’den bu yana savaş ortamında tutuyor. Son gerginliğin boyutunun nereye varacağı tartışma konusu.

Ukrayna’daki Rus işgaliyle ilgili neler olup bittiğini yayın organlarından takip ediyor olmalısınız. Rusya’nın son saldırısı, savaşın yayılma ihtimalinin ne kadar güçlü olduğuna ilişkin yeterli ipuçları veriyor.

Rus askeri güçleri, Polonya sınırında bulunan, Ukraynalılara eğitim verildiği öne sürülen Yavoriv Üssü’nü vurdu. 30 füzenin fırlatıldığı adresin NATO üssü olduğu ileri sürüldü. Saldırıda ile 9 kişinin hayatını kaybettiği, 57 kişinin de yaralandığı duyuruldu.

Şimdi Erbil’de gece düzenlenen saldırıyı, Hindistan-Pakistan füze yanlışlığını, Kuzey Kore-Batı güç denemelerini, Çin-Tayvan sürtüşmesi dünyayı bekleyen potansiyel riskler durumunda.

Kişisel tedbirler olarak neyi öngörüyorsanız bunları almanız gerektiğini düşünün. Bu tedbirlerin neler olduğunu herkes kendi önceliklerine göre belirlemek durumunda. Öyle anlaşılıyor ki iki yıl boyunca insanlara hayatı zehir eden Covid-19 salgını bitiyor derken, dünya daha büyük bir musibetle karşı karşıya kalacak.

Bu yıl dünyanın daha çok karışacağı anlaşılıyor. Bunun en büyük zorluğunu yine garibanlar yaşayacak. Bir kısmı “Sen kahramansın! Vatan senden hizmet bekliyor” denilerek cepheye sürülecek, geride kalanlar da sıkıntıyı üstlenecek.

Yoksul kesimler, gıdadan ulaşıma, giyimden barınmaya ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla bedel ödeyecek.

Birileri savaş düğmelerine random basıyor. Üçüncü dünya savaşı düğmesi hangisi acaba?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin