YORUM | TARIK TOROS
AK Parti, hükümetten gitmez, gidemez.
Bürokrasiyi, Yargı’yı, Emniyet’i, Maliye müfettişlerini, iş dünyasını, arazi tahsislerini, ihaleleri, devletin yardım musluklarını, kamu denetimini kendi haline terk edemez!
MİT’i… MGK’yı… Diyanet’i… Milli Eğitim’i… İmamları, okul müdürlerini… Sendikaları… Medyayı… TRT’yi… YSK’yı… Ziraat, Vakıf, Halk, kamu bankalarını… TBMM Başkanlığı’nı… Anayasa Mahkemesi’ni… YÖK’ü… TÜBİTAK’ı… BDDK’yı… SPK’yı… Borsa’yı… Rekabet Kurumu’nu… TMSF’yi… Merkez Bankası’nı… ANA uçağını, zırhlı Mercedes’leri… Enerji, Ulaştırma, Adalet, İçişleri, Maliye, Çevre Şehircilik ve Milli Eğitim bakanlıklarını… Kırmızı Kitap’ı… HSYK’yı… Valileri, kaymakamları, emniyet müdürlerini, belediyeleri… TÜRKSAT’ı… Anadolu Ajansı’nı… RTÜK’ü… TNS, reyting sistemini… Basın Yayın Enformasyon’u… Telekom, TTNet, Teledünya, Tivibu, Avea’yı… Türk Hava Yolları’nı… Reklam ajanslarını… Toplu Konut İdaresi’ni… Vakıflar Genel Müdürlüğü’nü… Futbol, basketbol federasyonunu… Kamulaştırarak partileştirmeyi, Digitürk’ü, Turkcell’i… Türkiye Kömür İşletmeleri, TCDD gibi KİT’leri… Sayıştay’ı… Hazine ve dış ticareti… ve Katar Emiri’ni…
BI-RA-KA-MAZ!
Bırakırsa…
Devletleşen AKP’ye, seçim gecesi önünü bile dolduramadığı parti genel merkezinden başka şey kalmaz!
Çaba…
“Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama” çabası değil…
“İktidar’ı AKP’siz bırakmama” çabası…
Önümüzdeki 45 gün boyunca…
Muhtemel kriz konusu olacak koalisyon müzakerelerinde…
Yukarıdaki “parti devletine” bakın, analizinizi buna göre yapın.
Yüzde 40’a değil, 20’ye de düşseler BI-RA-KA-MAZ-LAR!
***
Yukarıdaki analiz yeni değil.
10 Haziran 2015’te BUGÜN gazetesinde yazmışım.
CHP, AKP ile koalisyon müzakereleri yürütüyordu.
Sonra:
-Meral Akşener’e başbakan yardımcılığı teklifi gitti.
-HDP, Davutoğlu hükümetine iki bakan verdi.
-Suruç ve Ankara katliamları oldu.
-İlk kayyım Koza-İpek Grubuna atandı.
-1 Kasım’da 2 kişiden 1’i oyunu AKP’ye verdi.
***
Kısaca:
Ahlaksız teklifler havada uçuştu.
Kan döküldü.
Mala mülke çöküldü.
Makamlar gasp edildi.
***
Sonra…
Sonra, bırakılamayacak şeyler katlanarak büyüdü.
***
Terörün tanımı açıktır.
Terör, siyasi amaca yönelik şiddet eylemidir.
Terörist, siyasal davasını kabul ettirmek için karşı tarafı korku salar, cana-mala kıyar.
***
Erdoğan, MHP’li “deli” çocukların dayak attığı Selçuk Özdağ’ı aramış, “geçmiş olsun” bile dememiş. Komik biçimde, “Ankara’da mı oldu” diye sormuş.
Bahçeli bunu da yapmamış.
İki liderin, olaya dair kamuoyuna açık tek mesajları, tweet’leri dahi yok.
Halbuki denecek sözler bellidir:
-Lanetliyorum.
-Sorumluları bulup adalet önüne çıkaracağız.
-Saldırı, siyaset kurumunadır.
-Kendimize yapılmış sayıyoruz, sonuna kadar takipçisi olacağız.
-İçimizde böyle saldırılardan medet umanlar varsa onlara dünyayı dar ederiz, filan.
***
Böyle bir mesaj vermediler, vermeyecekler, veremezler.
Üzgünüm, çok üzgünüm:
-Kandıramadıklarını sindirecekler.
-Her şeye çökecekler.
-Kan dökecekler.
Zulum ustune zulum yasiyan Tr deki kardeslerimizi dusundugunuzde, bu baslik, icerik makul mu? Bu yazinin; insan psikolojisine faydadan ziyade zarari var. Insanlarin zaten ihtimal dahilinde gordukleri ama dusunmek istemediklerini bam diye yazip can sikmanin ne alemi var. Kan dokulunce mazlumlar zarar gormeyecek mi?
Sayin editor bu yaziyi gozden gecirir misiniz? Kendinizi: Turkiye de binbir cile cekmis ve cekmeye devam eden insanlarin yerine koyup..
Tarık bey bazı şeyler ağza alınmaz.
Hele sizin hiç almamanız lazım.
Analiz kasmaya gerek yok.
Hele ilkokul çocuğu kompozisyonu tadında.
Kan döküldüğünde kimin kanı dökülecek?
Şu ana kadar kime çöktüler?
Daha çökülmedik çok kişi var mı sizce?
Uzaktan atıp tutmamak lazım.
Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmemek lazım
Bu aklına karpuz kabuğu düşürülen EŞEK KİM?
Toros abi ne olur kendini affet.
Kendini bağışlamazsan Allah seni bağışlamaz.
Başkasıyla uğraşmayı bırak, kendini affet abi.
Sadece kendini affet abi.
Ne olur başkasını bırak;
kendini Allah’ın sonsuz merhametine bırak.
Şu başlıkları okuyan biri ne düşünür..
Cemaatin Ahmet Hakanı…
Boş racon,ben demiştim naraları
Kabadayı ağızları
Çok bilmiş ağızları
Felaket tellallığı…
Rahat yerde sallamak kolay
Neden senin yazılarını yayınlıyorlar anlamıyorum…
Hepinizi toplasak Ahmet ALTAN’ın tırnağı etmezsiniz
Herkesin bildiği gerçekleri yazmak gazetecilik değildir,
Eli kalem tutan gazeteciyim diyor
Bırakamazlar, kan dökecekler – 18.01.2021
Erdoğan kendi kendini bitirecek – 13.01.2021
Büyük bir şiddetle vurup susturacaklar – 08.01.2021
2020’yi atlattık diye kimse sevinmesin – 04.01.2021
Olay TV’ye atanan kayyımı tanıyorum – 28.12.2020
Çok alamet birikti, yeni bir ürkütme geliyor – 25.12.2020
Erdoğan’ın Bahçeli’den rencide olma hali olabilir – 21.12.2020
Beyin ölümü gerçekleşti, Batı fişi çekmedi. Çünkü… – 16.12.2020
Aptallara takılmayın, devran dönünce yanınızda hizalanacaklar – 14.12.2020
Aziz Nesin yaşasa verdiği oranı revize eder miydi? – 11.12.2020
Erdoğan’ın imkanı olsa bir kaşık suda boğacağı 4 isim – 09.12.2020
bence buraya yorumlari kapatin… bosa moral bozmasinlar… Yoruma yorum yoruyor…
Hangi amaçla yazıyorsunuz,gazetecilik amacınız nedir anlayamıyorum.Hiç fayda sağlamayan kaba,itici,argo,sokak jargonuyla yazılan yazılara bizi mahkum eden editöre de teessüf ediyorum,
Yazmak zorunda hissetmeyin kendinizi,
Böyle giderse yazılarınızı da sitenizi de takibi bırakacağım
Bu yazıyı editör nasıl yayınlamış? Bu kadar hayal dünyasında yaşanır mı?
Bu cümleleri yazan Toros, neye dayanarak yazıyor acaba? Hangi bilgi kaynağı ona bunu söylemiş?
Yoksa dışarıdan atıp tutmak kolay.
Sayın Toros şunu iyi anlamalı. Yıllardır okuduklarımdan hareketle şunu yazmam gerekiyor. Erdoğan devletle bütünleşmiş durumda. Yani şu anki bütün icraatı, hukuksuzlukları Erdoğan’ın başında olduğu yüce devletimiz yapıyor. Bu devlet nasıl 12 Eylül’de yaptıysa yine aynısını tekrarlıyor. 15 Temmuz’dan dolayı da bu yüce devletimiz kolay kolay cemaati affetmeyecek. Acı gerçek bu.
Erdoğan gitse de devlet bu hukuksuzlukları devam ettirecek.
Erdoğan’ı küçümsedik başımıza neler geldi.
Şimdi de devleti küçümseyerek yeni zulümlere zemin hazırlamayalım.
Benim kanaatim bu. Elbette yanlış olabilir.
Sırf iktidar olabilmek ve kalabilmek için heryerde, herkese mavi boncuk dağıtanlar Dara düştüklerinde aklın alamayacağı şiddete başvurmaktan geri kalmadılar. Diyarbakırda sokağa çıkma yasağı nedeniyle yakınlarının ölülerinin hayvanlarca parçalanmasını seyrettirebilenler, FetÖ diye bir örgüt yaratarak yuzbinlerce insanı işsiz güçsüz, aç, açık çıplak birakabildilerde gitmemek için daha ağır uygulamalardan mi cekine cekler. Ben 27 Mayıs dahil tüm ihtilal darbeleri yaşamış karakollarda cezaevlerinde yatmış şiddete uğramış biri olarak içinde yaşadığımız olayların çok daha ağırlarına gebe olduğunu düşünenlerdenim.
Böyle gazetecilik olmaz…
Kabadayı ağzıyla racon keserek herkesin bildiği gerçekleri tekrar etmek fayda sağlamaz.
Argo,absürt,tahrik edici yazılar bu hareketi temsil etmiyor,
Ben yazmıştım demek için yazmak gazetecilik olamaz,
Bu siteyi de kınıyorum,üçtür yorumu siliyorsunuz,adresime bir cevap yazın,eleştiri sınırlarındaki yorumumu neden yayınlamıyorsunuz