Bir zirveden düşüş hikayesi: Mario Götze

HABER PORTRE | HASAN CÜCÜK

Alman futbolunun iki efsanesine göre, o sıradışı bir yeteneği sahipti. Matthias Sammer, “yüzyılın yeteneği” derken, Franz Beckenbauer, “Almanlar’ın Messi’si” Unvanını layık görüyordu. Daha kariyerinin başında yıldızını parlatan bir isimdi. Övgüler peş peşe geliyordu. Almanya 24 yıl aradan sonra 2014’te Dünya Kupası’nı kazanırken, kupayı getiren golde onun imzası vardı. Henüz 22 yaşındaydı. Ancak yaşı ilerledikçe futbolu geriledi. Daha 30’unu görmeden gözden düştü. Transferin son dakikalarında ancak kulüp bulabildi. Bu isim kim mi? Mario Götze!

BAYERN’LE DORTMUND ARASINDA

3 Haziran 1992 doğumlu Götze’nin meşin yuvarlakla ilişkisi daha küçük yaşta başladı. Bayern’in dağlık bölgesi Allgau’da büyüyen Götze, sadece bölgenin değil Almanya’nın da en büyük kulübü olan Bayern Münih formasını giyme rüyasını görüyordu. Futbol adeta hayatı olmuştu. Dedesi Willi Götze, küçük Mario’nun her fırsatta topla oynadığını belirterek, “Kırdığı lambaların faturası cebimi yaksa da ondaki futbol aşkını görünce kızamıyordum,” diyecekti.

Futbola Ronsberg kulübünde başlayan Mario, henüz 6 yaşındayken sadece kulübüne değil doğduğu topraklara da veda etti. Babası Dortmund Üniversitesi’nden teklif alınca, ailecek taşındılar. Yeni yerlerindeki takımının adı Hombrucher oldu. Tekniği ve yetenekleriyle “Ben yıldız olacağım” diyen Mario Götze, 2 yıl içinde Borussia Dortmund’un akademisinden içeri adımını attı. Kısa sürede oranın en gözde oyuncusu oldu. U17 ve U18 takımlarında oynadığı sırada, her yıl Almanya’da genç yeteneklere verilen Fritz Walter altın madalyasını kazandı. Yeni bir yıldız doğuyordu.

MİLLİ TAKIMDA İLK MAÇ

Artık Borussia Dortmund’da as kadroya girme zamanı gelmişti. Kasım 2009’da Dortmund formasıyla sahaya çıktığında 17 yıl 5 ayı geride bırakmıştı. Patlama yapması için bir sezon daha beklemesi gerekiyordu. 2010-11 sezonu Mario Götze’nin sezonu oldu desek yanlış olmaz. Sadece bir maçta takımını yalnız bıraktı. 9 yıl aradan sonra Jürgen Klopp önderliğinde gelen şampiyonlukta büyük pay sahibiydi.

Dortmund performansıyla milli takıma göz kırpan Mario Götze, Joachim Löw tarafından milli daveti aldığında 18 yıl 167 günlüktü. 1954’te Uwe Seeler’den sonra milli takım kadrosuna çağırılan en genç isim olacaktı. Dortmund, üst üste iki sezon şampiyon oluyordu. Marco Reus’la birlikte Mario Götze yine şampiyonlukta başrol oynuyordu. Avusturya’yı 6-2 yendikleri maçta ise milli forma ile ilk golünü kaydetmişti.

Saha içinde ne kadar sıradışı bir futbolu varsa, saha dışındaki hayatı da o kadar sıradandı. Anne babasıyla birlikte yaşıyordu. “Her ay ne kadar para harcayacağıma bir limit koyuyorum. 19 yaşındaki biri Ferrari alırsa bir sonraki arabası ne olabilir ki?” diyecekti.

GUARDİOLA’NIN ROTASYONU

Dortmund’un iki yıl üst üste gelen şampiyonluğunda Marco Reus, Robert Lewandowski ve Mario Götze’den oluşan göz kamaştıran forvet hattı etkiliydi. Bundesliga’da rakip takımların yıldızlarını kadrosuna katmasıyla meşhur Bayern Münih’in bu üçlüden kancayı taktığı ilk isim Mario Götze’ydi. Nisan 2013’te henüz ligler sona ermeden önce Bayern’le söz kesmişti. Dortmund taraftarları şok içindeydi. Bayern 37 milyon Euro serbest kalma ücreti ödemeye hazırdı.

Birkaç ay sonra Şampiyonlar Ligi finalinde Almanya derbisi oynanacaktı. Götze, sakatlığından dolayı maçı tribünde seyretti. Eski takımına kupa kazandırarak veda etme fikrini gerçekleştiremedi. Maçı 2-1 kazanan ve kupaya uzanan taraf yeni takımı Bayern’di.

Onu Bayern’e getiren isim Pep Guardiola oldu. İspanyol teknik adam, telefonla aradığı Götze’ye “Bayern’de tiki-taka futbolu oynatacağım ve sana ihtiyacım var,” demişti. Her yeni başlangıç zorluydu. Götze’nin Bayern günleri de problemli başladı. Sezon başında yaşadığı sakatlıklardan dolayı formayı ancak Eylül ortasında sırtına geçirebildi. Eski takımı Dortmund’u 3-0 yendikleri maçta golünü de attı.

Guardiola onu önce 9 numara pozisyonunda oynattı. Saha içinde rotasyonu seven İspanyol hoca, bazı maçlarda sağ, bazılarında sol kanatta şans verdi. Ancak bu rotasyon onun formunu bir hayli olumsuz etkiledi. Sezon sonunda gözden düştü. Bayern’deki ilk yılında 27 maçta ancak 10 gol atabilmişti.

DÜNYA KUPASI’NDA ANLAMLI GOL

O yaz Dünya Kupası’nda Almanya rüzgarı esiyordu. Yarı finalde Brezilya’yı 7-1’lik skorla elemişlerdi. Kupadan önceki son adımda rakip Messi’li Arjantin’di. Yedek sorunan Götze, 88. dakikada Miroslav Klose’nin yerine oyuna girdi. Normal süresi 0-0 bitince uzatmalara gidildi. Dakika 113’ü vurduğunda Almanların Messi’si sahaya çıktı. Götze, attığı golle ülkesine kupayı getirmişti.

Ancak kupayı getiren golü atmak ona fazla bir şey kazandırmadı. 2015-16 sezonuyla birlikte düşüşü gözle görülür hâle gelmişti. Bayern’de 14 maça çıkabilmiş, sadece 3 gol atabilmişti. Sezon sonunda 22 milyon Euro bedelle eski takımına, Dortmund’a döndü. Ancak burada da forma bulmakta zorlandı. Koca sezonda 9’u ilk 11’de olmak üzere toplamda 11 maçta sahaya çıkabildi. Tek gol kaydetti.

Sıradanlaşma sürüyordu. Zirveden düşüşe kimse engel olamadı. Geçen sezon Dortmund’da 15 maçta şans bulabildi. Bunların sadece 5’inde ilk 11’e adını yazdıracaktı. Onu yetiştirip yıldızlaştıran kulübü artık ona kontrat teklif etmeyecekti. Henüz 28 yaşındaydı ama kulüp bulmakta zorlanıyordu. Transferin son saatlerinde Hollanda liginde PSV ile anlaştı.

Kariyerinde 381 maç oynayan Götze, 105 gol ve 85 asistlik bir performansa sahip. 17 Kasım 2010’da İsveç karşısında ilk kez sırtına geçirdiği Almanya formasıyla 63 maçta 17 golü var. Belki on yıllar sonra geriye dönüp bu istatistiklere bakarak iyi bir oyuncu olduğu düşünülebilir. Ama Almanların Messi’si olmaktan son dakika kulüp bulan bir oyuncu olmaya düştüğü de yazılacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin