Bir Cehalet Terazisi Olarak Madonna [YORUM-AHMET BOZKUŞ]

Kürk Mantolu Madonna’yı şarkıcı Madonna zanneden kadın sayesinde kitabın şarkıcı Madonna’yla alakası olmadığını öğrenmiş olan milyonlar var. Elbette bu şaşılacak bir durum değil. Hayvanat bahçesi müdürünün TÜBİTAK müdürü olduğu, “Okumuş insan görünce beni hafakanlar basıyor!” diyen profesörlerin(!) yaşadığı, “Eğitim seviyesi yükseldikçe oy oranımız düşüyor.” diyen siyasetçilerin iktidar sahibi olduğu bir ülkeden bahsediyoruz sonuçta. Televizyondaki bilge(!) kadın, bir Türkiye gerçeği.

İlim öğrenen, ilim öğreten, ilim öğrenen ve öğretenleri destekleyen insanların “cehaletin gücü adına” hapishaneleri doldurduğu bir ülke…

Akademisyenlere, öğretmenlere, gazetecilere, yazarlara, mürekkep yalamış on binlerce insana yer açmak için on binlerce suçlunun tahliye edildiği hapishaneleri olan bir ülke…

Kürk Mantolu Madonna da neymiş!   

Sabahattin Ali bugün yaşıyor olsaydı, o gün yaşadıklarından pek farklı bir muamele görmezdi ne yazık ki. Yazıları nedeniyle öğretmenlikten atılmış, yazdığı dergiler, gazeteler kapatılmış olan Sabahattin Ali’nin de kaderi bu olmalı. Düşündüğü, okuduğu ve yazdığı için -ne kadar enteresan- “vatan ha(y)ini” olmakla suçlanan Sabahattin Ali, ne acıdır ki memleketini terk etmeye çalışırken bir cinayete kurban gider. Kırk bir yaşındadır vefat ettiğinde. Ve bir pasaport verilmemiştir kendisine.

Her şey aynı memlekette…

Cehalet ve cinayet!

Şimdi Instagram dekoru olan Kürk Mantolu Madonna’yı askerdeyken yazar Sabahattin Ali. Attan düştüğü için çatlayan sağ bileğinin acısına rağmen yazmayı bırakmaz ve ortaya bu roman çıkar. Bu arada Sabahattin Ali, Leylim Ley’in de şairidir.

Hani vardı ya:

“Ayın şavkı vurur sazım üstüne

Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne…”

Bugün karnındaki ikiz bebeklerini kaybeden kadın gibi Sabahattin Ali de Sinop’ta zindanda yatmıştır.

Aldırma Gönül de o zaman yazılmıştır.

“Başın öne eğilmesin

Aldırma gönül aldırma…”

Bir gün yolunuz tarihi Sinop cezaevine düşerse duvarlarda bu şiirleri görürsünüz ve bir Fatiha okursunuz, ölen şaire, şairlerimize… Sonra iki karanfil alıp ziyarete gidersiniz Sinop cezaevinde iki melek bırakan kadını, yüreğiniz yeterse!

Sabahattin Ali bugün yaşasa Ahmet Altan’la aynı koğuşta olurdu herhalde. Yan koğuştan da Ahmet Turan Alkan bir Sivas türküsü söyler, eşlik ederdi yatağına kırgın ırmaklara…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin