‘Beyin göçü’ zirveye çıktı; ‘huzur’ arayan gençler kaçıyor!

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN  

Türkiye’de enflasyon, faiz ve işsizlik gibi devasa ekonomik sorunlar nedeniyle, zirveye çıkan ‘beyin göçü’nü konuşmaya fırsat kalmıyor. AKP rejiminin hemen her konuda yarattığı belirsizlik özellikle gençlerin geleceğe dair umutlarını bitirmiş durumda. İmkanı olan gençlerin tamamı yurtdışına çıkmak için fırsat kolluyor.

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Lale Akarun’un sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımlar, ülkede eğitimin geldiği noktayı göstermesi açısından önemli. Akarun, “30 senedir hocayım; hiç bu kadar çok referans mektubu yazmamıştım. Bütün öğrenciler yurtdışında okumaya gitmek istiyor.” diyor.

Gençlerin Türkiye’den ‘kaçmak istediği’ artık herkesin bildiği bir sır. Ülkenin geleceği ciddi tehdit altında ancak iktidar temsilcileri tıpkı dış politika, ekonomi ve sağlık konularında olduğu gibi ülkenin yarınlarını tehdit eden bu problemi de görmezden geliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 14 Ekim’de yaptığı açıklamada, gençler arasında yaygın olan yurt dışına gitme eğilimiyle ilgili olarak şunları söylemişti: “Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler.”

Ancak gerçekler Bilgin’in açıklamalarından çok farklı. Gençler ‘dünyayı tanımak için’ değil; daha adil, daha huzurlu, daha mutlu ve kendilerini hem sosyal hem de ekonomik olarak daha güvende hissedebilecekleri bir ülkede yaşamak için kaçıyor. Her geçen yıl yurt dışında yaşamak isteyen gençlerin oranı da artıyor.

GENÇLERİN YÜZDE 76’SI ‘GİTMEK’ İSTİYOR

Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın (BES) eğitimci, araştırmacı ve akademisyenlerden oluşan AR-GE Kurulunca 2007 yılında yapılan çalışmada ‘yurt dışında yaşamak’ isteyen gençlerin oranı yüzde 55 olarak ölçülmüştü. Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV), geçtiğimiz yıl 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Gençlik Araştırması Raporu’na göre bu oran yüzde 62,5’ye yükseldi.

Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile geçtiğimiz yıl Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleştirilen ‘Gençlik Araştırması’nın sonuçlarına göre ise gençlerin yüzde 76’sı ‘daha iyi bir gelecek için’ yurt dışında yaşamak istiyordu.

Bugün bu oranın hangi noktada olduğuna dair net bir veri yok. Ancak toplam 16 binden fazla oy kullanılan internetteki bir ankette ‘Yurt dışında yaşayıp, çalışmak ister misin?’ sorusuna ‘evet’ diyenlerin oranının yüzde 93 olduğunu hatırlatalım.

PROF. AKARUN: BÜTÜN ÖĞRENCİLER YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Lale Akarun, sosyal medya hesabından tam da bu konuyla ilgili paylaşımlar yaptı. Akarun, “30 senedir hocayım; hiç bu kadar çok referans mektubu yazmamıştım. Bütün öğrenciler yurtdışında okumaya gitmek istiyor.” diyor.

Akarun, bu sonuca neden olan sebepleri de zincirleme olarak sıralıyor: “Niye yüksek teknolojili ürün üretemiyoruz? Standart cevap: Çünkü nitelikli insan kaynağı yok. Niye nitelikli insan kaynağı yok? Çünkü yurtdışına gidiyorlar. Niye yurtdışına gidiyorlar? Çünkü maaşlar çok düşük. Niye maaşlar çok düşük? Çünkü yüksek teknolojili ürün üretemiyoruz.”

ASGARİ ÜCRETE BİLE RAZIYIM, YETER Kİ ÇIKAYIM!

Lale Akarun’un paylaşımı önemli. Bugün faiz, enflasyon gibi devasa sorunların yanında ‘Türkiye’de yaşanan beyin göçünü konuşmaya fırsat kalmıyor. İktidara göre zaten sorun yok! Ancak muhalefet de konuyla ilgili dişe dokunur hiç bir girişimde bulunmuyor.

Prof. Dr. Akarun’un tweet’lerinin altına çok sayıda yorum yapılmış. Bir kaç tanesini alalım:

“CV’lerimizi yurt dışına çıkabilmek için güncelledik. İngilizce kabul eden herhangi bir ülkeye çılgın gibi başvuruyoruz; ‘asgari ücret bile verseler yeter’ diyerek. Para umurumuzda değil, huzur, sakinlik, adalet istiyoruz.”

BAŞVURULARIN YARISI TÜRKİYE’DEN

“Çalıştığım şirket pozisyon açtı (Berlin’de). Başvuruların yarısı Türkiye’den ve çoğu da pozisyon için ‘overqualified’ idi. Ama şirket sponsor olmadığı için hepsine hemen red maili attılar. İçim acıdı. Ne umutlarla başvurdu o insanlar kim bilir”

BIKTIK BU ÜLKENİN HER ŞEYİNDEN

“Seneye diplomamı alayım, dil okulu aracılığıyla gitmek istiyorum bu ülkeden. Bıktık hocam, bıktık bu ülkenin her şeyinden. Sadece insan gibi muamele görmek istiyorum.”

YETER Kİ NORMAL BİR ÜLKEYE GİDEYİM

“Hocam sadece okumak mı? Buradaki orta düzey yönetici beyaz yakalı işimi bırakıp, 35 yaşında Avrupa ya da ABD’de asgari ücretle giriş seviyesi işte çalışmaya razıyım. Yeter ki normal bir ülkeye gideyim”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Bu yazıyı okuyunca içim karardı. Zaten bu sitede yayınlanan yazılar adamda moral bırakmıyor.
    Ama şükür ki, Youtube´da izlediğim bir video imdadıma yetişti. Meğer TR724 yazarları ne kadar küçük düşünüyormuş, büyük resim ne kadar önemli ve heyecan verici imiş…
    Bakın, “Nur Dersi” adıyla yayınlanan videoda neler anlatılıyordu:
    Doların yükselmesi, birtakım ekonomik sıkıntılar yabancıların işiymiş. Silahla yapamadıklarını şimdi Dolar-Euro savaşı ile yapmaya çalışıyorlarmış. Dersi veren hoca bugün olanları önceden biliyormuş. Hatta bugün yaşananları Temmuz-Ağustos gibi beklemiş.
    Bilgisinin kaynağı ise Said Nursi´nin risaleleri imiş. “Risale´de olduğu için söylüyorum. Nereden bileceksin” diyor. Zaten bu gibi hadiseleri anlamak için sonuca bakmak lazımmış. Süreçten sonuca bakmak ise insanı yanıltırmış. Bunu yapmak için de vahye muhatap olmak, vahiyle bakmak lazımmış.
    Risale dersi yapan hoca geleceğe dair de müjdeler veriyor. İleride Türkiye, Amerika, Japonya, Mısır, Almanya, Pakistan bir olacakmış. Ama Amerika konusunda kafası biraz karışık gibi. (Veya bizim kafamız basmadığı için anlayamıyoruz, o da olabilir). Zira diyor ki, Almanya ve Japonya şu an Amerika´nın sömürgesi. Bu İkinci Dünya Savaşı´nda yana böyleymiş ve hala özgür değillermiş. Bu ülkelerin Amerika´nın karşısına kim çıkıyorsa “alttan alta” yanında yer almaları lazımmış ki özgürlüklerine kavuşsunlar. Teknolojik olarak Amerika´nın karşısında kim varsa hepsi Türkiye´nin arkasında imiş.
    (Burada antiparentez belirtelim: Merkel niye Türkiye´yi ziyaret etti şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi? Almanya Amerika´ya karşı özgürlük savaşında usul usul Reis´in arkasına sığınıyor. Japonya da belki bunu açıktan yapamadığı için Reis´e gizliden gizliye elçi gönderip gözünüzü seveyim bize abilik yapın diyor).
    Peki bu savaşın sonucu ne olacak? Tabii ki Türkiye kazanacak. Hatta hadisi şerif varmış, Beyaz Saray´ın bir kısım Müslümanlar tarafından fethedileceğine dair. Zaten Türkiye Azerbaycan-Ermenistan Savaşı´nda askeri teknolojisi ile kendini göstermiş. Orada Amerika Rusya, Kanada, İsrail, Fransa bir tarafta, Türkiye bir tarafta savaşmış. Türkiye´nin sihaları onların silahlarının dumanını attırmış. Adamlar hayran kalmış. S-300, F-16, uçak gemisi bunlar hikayeymiş. (Burada lütfen bir an için okumaya ara verip Reis gibi bir nimet için şükredelim… Teşekkürler, şimdi okumaya devam).
    Peki, Türkiye´nin başarılı olacağı ümidinin kaynağı nedir?
    Ayasofya´yı açan bunlara muvaffak olacakmış. Hatta Ayasofya´dan önemli Taksim camisiymiş. Avrupalılar oraya, “Burası bizim, cami yapamazsın” gözüyle bakıyorlarmış. Konstantiniyye´nin başkenti, bir nevi Roma´da Vatikan gibi bağımsız bir yer olarak bakıyorlarmış, kendi başkentleri olarak kabul ediyorlarmış. Gezi protestoları, mezi protestoları boşuna oradan çıkmıyormuş.
    Ha, bu arada Corona´yı da bu küresel güçler çıkarmış.
    Şimdi gördünüz mü büyük resmi? Siz hala ekmek fiyatı şu oldu, gençler gitmek istiyor filan yazıyorsunuz. Nur Dersi veren hoca diyor ki: Dolar, Euro yükseldi, bunlar hikaye! Hatta bu olmalı imiş ki, Türk milleti kendine gelsin. Demirin ateşe sokulması lazımmış. Yoksa biz adam olmaz mısız.
    Hakkaten, siz hangi gezegende yaşıyorsunuz TR724 yazarları?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin