Bay Kemal ne yapmak istiyor?

YORUM | TARIK TOROS

CHP’nin başörtüsü meselesinde ön alarak Meclis’e verdiği kanun teklifi özetle diyor ki:

“Kamuda kadınlar, meslekleri icabı giymeleri gereken kostüm haricinde kıyafet dayatmasına tabi tutulamaz.”

**

Teklif, mealen böyle diyor.

Konu, daha önce bir yönetmelikle düzenlenmişti.

Ama ondan çok önce…

Sorun, Kemal Kılıçdaroğlu’nun önayak olmasıyla çözülmüştü. 

Kılıçdaroğlu, CHP’ye genel başkan olduğu ilk haftalarda Radikal gazetesine bir demeç vermiş, “Türbanlı kızlar üniversiteye gidebilecekler mi?” sorusuna şu cevabı vermişti:

-Toplumsal desteği sağlayacağız. Herkesin okumasına olanak sağlayacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Biz bu sorunu çözeceğiz. (1 Temmuz 2010)

Kılıçdaroğlu daha sonra YÖK Başkanını arayarak bunu konuştuğunu da açıklamıştı.

Bir anlamda, uygulamaya ve AKP’nin düzenlemelerine CHP’den itiraz gelmemesiyle sorun kendiliğinden çözülmüş oldu.

**

Sorun, yönetmelik veya yasalarla düzenlenecek bir konu değildir.

Yasa yapsanız dahi başkası gelir değiştirir bunu.

Kamuda başörtüsü yasağı, toplumsal konsensüsle çözülebilecek bir sorundu.

Geçen yıllar içinde bu sağlandı ve artık tartışılmıyor.

**

Kılıçdaroğlu’nun son çıkışı tümüyle siyasidir.

Yaz tatilinin ardından geniş gündemle toplanan “6’lı Masa” toplantısından bir gün sonra gündeme gelmesi tesadüf olamaz.

İlk destek mesajları, Masa’nın iki üyesi, Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu’ndan geldi.

**

Amaç, AKP’nin oy tabanında hasıl olan “bunlar gelecek, tüm kazanımlarımızı kaybedeceğiz” kaygısının bu yolla giderilmesi ve bu kozun Erdoğan’ın elinden alınması. 

Şimdi Erdoğan, ne derse desin, ne yaparsa yapsın, Kılıçdaroğlu’nun açtığı yoldan gitmek zorunda kalacak ve üzerine yeni bir şey koyamayacak. 

Tıpkı 2010’da olduğu gibi.

**

Dönelim 6’lı Masaya.

Masa, cumhurbaşkanı ortak adayını yıl sonundan önce açıklamayacak, öyle görünüyor.

Kılıçdaroğlu, pazartesi sabahı çıktığı Halk TV yayınında, daha da sarkabileceğini söyledi:

-Kardeşim sen bizim cumhurbaşkanı adayımızı merak ediyorsan seçim takvimi açıkla, seçim gününü belirle, iki gün içinde adayımız belirlenir. Kampanya başlarken biz bunu yaparız. (3 Ekim 2022)

**

Peki, CHP’nin başörtüsü yasa teklifi neden siyasi?

Açayım:

Muhalefet masası, CHP dışında muhafazakar görünümlü.

Belli ki, onlar da kendi tabanlarının nabzını tutuyor, temayül yoklaması yapıyor.

Cumhurbaşkanı adayı ise çok çok büyük olasılıkla CHP’li bir isim olacak.

Kılıçdaroğlu’nun bu son çıkışıyla, seçim kampanyasında “koyu seküler dönem geri mi dönecek” endişesi taşıyan seçmenin itirazları minimize edilmiş olacak.

Hedef, aday Kılıçdaroğlu olacaksa da değişmiyor.

**

Muhalefet masası 2 Ekim toplantısının ardından güçlü bir bildiri yayımladı.

Hemen ardından CHP’nin verdiği “başörtüsü yasa teklifi” ile AKP’yi afallattı. 

Erdoğan’ı çıldırtacak bir hamle.

Normal vaktinde bile yapılsa bile seçime şurada 8 ay kadar kaldı.

Hep söylüyorum:

Muhalefet gerçekten iktidarı devirmeye niyetliyse ne yapması gerektiğini biliyor, fakat yapmıyor.

Elbette, Erdoğan cephesinin de eli armut toplamıyor.

**

O masada Erdoğan’ı en iyi tanıyan ve davranış kodlarını bilen isim Ali Babacan.

Aylardır şunu söylüyor: “Seçimi ilk turda, itiraz edilemeyecek bir farkla kazanmalısınız.”  

Biliyor ki, ikinci tura kalırsa ya da Erdoğan az farkla kaybederse trafoya kedi girecek.

Israrla bunu Masa’ya anlatmaya çalışıyor.

Siyaset içi ve dışı (ekonomik) dinamikleriyle sıcak aylara girdik.

Masa, son aylarda Erdoğan’a kaptırdığı gündem belirleme inisiyatifini yeniden kazanmış görünüyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Kılıçdaroğlunun türban çıkışı zaman ayarlıdır. Yoksa bir insanın türban konusundaki fikirlerinin değişmesi şeklindeki bir süreci tarif etmiyor. Mesela ne oldu da Kılıçdaroğlu ve belki kemalistlerin türban konusunda bir aydınlanma yaşadılar. Hiçbir zaman o karakterler bir değişim, dönüşüm yaşamadılar. Sadece Türkü Batıdan Humeyniye çevirdiler. Sistemi de güçler ayrılığından Muhaberat rejimine çevirdiler. O yüzden batılı olmayan bir sistemde kemalizmi, batılılaşmayı yaşatamayacakları için Kemalizmi terk ettiler. Artık laikliği, Cumhuriyetin değerlerini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi değerleri duyamazsınız. Bu da beraberinde türban ile barışmayı getirmektedir. Ama buradaki detay atlanıyor. İnsan haklarından bahsetmeyenler zaman ayarlı sadece türban serbestliğinden bahsediyor. Bu dönüşüm nasıl oldu? Mesela neden 5 sene önce olmadı da şimdi oldu? Bu 5 senede Kılıçdaroğlu nasıl bir fikirsel değişiklik geçirdi? Bir kitap okudu da onun etkisi altında mı kaldı. Adıyamana gitti de el mi verdi? Yoksa nutukta daha önce anlamadığı bir yeri mi anladı? Rüyasında birşey mi gördü? Aslında Kılıçdaroğlu CHP yi değiştiriyor. İnsanlar bunu başarı olarak görürken aslında bu sadece CHP yi yeni muhaberat rejimine adapte etmedir. O yüzden Batılılaşmadan uzaklaşan rejim Atatürkün çizgisine aykırı olarak, Humeyni çizgisine paralel olarak türbanı serbest bırakmaktadır. Artık müslümanları zorla kemalist kimliğe sokmak yerine onları açık hava hapishanesinde yada hayvanat bahçesinde gözetim altında tutacaklar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin