Bolu’da yakılan ‘yabancı’ ateşi Türkiye’yi sarar mı?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Bolu’da ilgi çekici şeyler oluyor. Söz konusu olan yalnızca Belediye Başkanı Tanju Özcan‘ın liderliğinde hayata geçirilen yabancılara suyun metreküpünün TL’nin karşılığı dolar üzerinden, yabancıların evlenmeleri halinde ise 100 bin TL nikah bedeli ödemesi uygulaması değil.

Bolu’da uygulamaya konulanlar, aslında Türkiye’de bir kesimin gönlünden geçenler. Sosyal medyada yer bulan tepkilere bakıp da öyle küçük bir azınlığın falan istedikleri olduğunu sanmayın. Tanju Özcan, sanıldığından büyük bir kesimin duygularına tercüman oluyor.

Önce Bolu’da son üç günde ne olduğuna bakalım. Bolu Belediye Meclisi, 2022 yılı bütçesini kabul etti. Buna göre, Türk vatandaşları suyun metreküpüne 2,5 TL öderken, 4658 sayılı yasa kapsamında Bolu’da oturan yabancılar aynı miktardaki su için 2,5 dolar ödeyecekler.

Bir de evlenme ile ilgili düzenleme var. Yabancı ile evlenilmesi halinde alınan nikah bedeli ise 100 bin TL olarak tahsil edilecek.

BU BOLU İÇİN KÜÇÜK, TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK ADIM

Bu bir anda ek bir önerge ile gündeme getirilmiş ve kabul edilmiş bir karar değil. Yaz başlarında yabancı akınının, özellikle de Afganistan’da Taliban rejiminden kaçan insanların kitleler halinde Türkiye’ye giriş yapmaya başladığı dönemlerde gündeme getirildi.

Tam o günlerde Kocaeli Gebze’de Ayşegül  Aydın (20) isimli bir genç kadının Afgan uyruklu A.M. tarafından tecavüz edildikten sonra öldürüldüğü günlerde kamuoyu gündemine getirildi.

Kamuoyu hem kitlesel Afgan göçünü, hem de Ayşegül Aydın‘ın öldürülmesini konuşurken Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan çıktı yabancılarla ilgili planlarını açıkladı. Su ve nikah için yabancılardan tahsil edilecek para uygulamasının nasıl olacağını anlattı.

Faşist diyen oldu, bu yapılmak istenenin eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığını söyleyenler oldu, bunu söyleyen birinin CHP’de yeni olmadığını söyleyenler çıktı.

Oysa Tanju Özcan, sıradan bildik bir CHP’li değildi. 24., 25., 26. ve 27. dönemde CHP’den milletvekili olarak Parlamentoda görev yaptı. Belediye başkanları  milletvekili seçilebilmek için genel başkanları nezdinde olmadık vaatler verip çaba harcarken Tanju Özcan, Meclis’i bırakıp başkanlığı seçti.

Bunda 2009’da aday olup seçilememesinin payı var mıdır bilmiyorum. Ama bir önceki seçimde yüzde 49.6 oyla başkan olan Alaaddin Yılmaz‘dan koltuğu yüzde 52.7’lik bir oy toplayarak devraldı.

Burada bir anekdotun göz önünde bulundurulmasını hatırlatmak isterim. Bolu Türkiye’nin en ilginç oy dağılımının yaşandığı bir kent. Oylar iki ittifakta kümelenmiş durumda.  Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı adaylarının toplam oyu yüzde 97,44. Öteki partileri bırakın birkaç büyük şehir dışında kendi adayına oy vermesi ile bilinen HDP’nin adayı olmasına rağmen elde ettiği oy oranı yüzde 0,22.

Tanju Özcan, seçildikten sonra Kur’an-ı Kerim üzerine yemin ederek göreve başladı. Kendi ifadesiyle “sosyal demokrasiyi sol yazarların eserlerini okuyarak benimsememiş, Kur’an ve Hz. Peygamberin hadislerini okuyarak benimsemiş” birisi.

Bolu Belediye Başkanı, öyle sanıldığı gibi halktan kopuk biri de değil. Çarşıda, pazarda hemen her yerde karşınıza çıkabilir. Öyle makam arabası düşkünü biri değil. Sıradan insanlara sorduğunuzda başkanlarının partisini sevmeseler bile hizmetlerini ve insanlığını takdir ediyorlar.

Geride bıraktığımız günler itibariyle Bolu’da yeni bir dönemin başladığı resmen ülkeye ve tüm dünyaya ilan edilmiş oldu. Kararın Belediye Meclisinden geçmesi ile birlikte yazın gündeme getirildiğinden çok daha yoğun bir tartışma yaşanmaya başlandı.

Kimilerine göre Tanju Özcan, sessiz milyonların sesi, onların gönüllerinden geçeni hayata geçiren bir isim. Kimilerine göre ise faşist biri. CHP’nin bu şahsı ihraç etmemesi, alınan ırkçı uygulamalar kadar büyük bir skandal.

Bu isimlerden birisi de HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Irkçılık, ayrımcılık suçtur. CHP helalleşmek istiyorsa, ırkçılık yapan birisini partisinden ihraç etmelidir” çıkışını yapınca bu kez tartışmalar eksen değiştirdi. Aslında beklenen mecrasına oturdu demek yanlış olmaz sanırım.

Bu açıklama ile birlikte sığınmacı tartışmasına, bir de kılıfı farklı olsa da Kürt-Türk çekişmesi eklenmiş oldu. Gergerlioğlu‘na cevap bizzat Tanju Özcan‘dan geldi.

BAŞKAN TANJU ÖZCAN, KÖROĞLU MU BOLU BEYİ Mİ?

Tanju Özcan ve onun öncülüğünde atılan adımla ilgili tartışmalar bugünkü noktada kalmayacak. Yabancı karşıtlığı üzerine yeni bir parti kuruldu. Bu milliyetçi/Türkçü camianın yakından tanıdığı bir isim. Başkan Özcan‘ın yaptıkları, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ‘ın liderliğindeki partinin temel amaçlarından birisi.

Başkan Özcan, Bolu’da yabancıların yerleşmemesi için bu adımı attığını açıkça söylüyor, Ümit Özdağ ise bunu Türkiye çapında yapmak istiyor. Yerelden ulusala geçiş.

Şimdi su tabloyu net okumakta fayda var.

Tanju Özcan CHP saflarında ise de dindar bir kimliğe sahip. Ümit Özdağ ise ayrı bir partide yapılanmasını ortaya koydu. Siyasi kamplardan arınmış olarak olaya baktığımızda ortada yeni bir kamplaşma var.

Öyle küçük ve yerel bir adım olarak algılamak yanlış olur. Ortada partileri ve isimleri aşan bir zihniyet yapılanması bulunuyor. Taraftarı ise her partide var.

Kimi Tanju Özcan‘ı Türkleri demografik istilaya karşı koyan bir Köroğlu olarak göreceği kesin. Şehrin nabzını tutuyor ve onlara tercüman oluyor.

Kimin Bolu beyinin gözlerine mil çektiği seyis Yusuf‘un oğlu Ruşen Ali, nam-ı Köroğlu; kimin halkına zulmeden Bolu Beyi  olduğunu söyleme imkanı yok.

Şurası bir gerçek ki Bolu’da yaşananlar Türkiye’yi çok etkileyecek. Bolu üzerinden yeni bir kavga aracımız oldu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Bolu baskani haksiz degil…sadece soylemine “merkezi yonetimin hatalarinin, yanlis politikalarinin kurbani olamayiz…yerelde tedbir almaya calisinca boylesi bir drum olusuyor…fakat Bolu icin buna mecburuz.” derse, kimse buna birsey diyemez..
    Avrupada, her belediyenin nufusuna, imkanlarina Gore kontenjan verme…iskan ettigi multeci sayisina Gore merkezden destekleme..gibi uygulamalarin yaninda gayri insani olarak Gettolara istifleme gibi tavirlar var…bunlar carpik dunyanin sonuclari.

    • Empati yoksunu milletiz. Kendimize dokunmadıkça anlamıyoruz. Sığmayan insanları istiflemek daha farklı bir sorun. Konuyu yanlış örneklendiriyorsun. Şöyle anlatılırsa belki anlarsın: Bugün dünyanın herhangi bir devletinde, orada bulunan Türkler için, “hem kötü şartlarda sigortasız çalışacaksın, hem en yüksek kiraları vereceksin, hem de aynı mal ve hizmeti daha pahalıya alacaksın” dense ne hissedersiniz? Şimdi Almanya’da böyle birşey uygulansa ne dersiniz? Hemen “biz oraya katkı sağlıyoruz, yardımlarla yaşamıyoruz” vs savunmalarına sarılmayın. Almanya’da ya da diğer devletlerde farklı şekillerde yardım alan çok sayıda Türk var. Sadece yardımlarla yaşayanlar bile mevcut. Yardımı vermek başkadır, çalışıp kazandığı parayla mal/hizmet almasına engel olmak başkadır. Bu Bolu özelinde uygulansa bile ırkçılıktır. Ama tabii bunu anlayamayacak insanlara ne anlatacaksın. Almanya oradaki Türkler’e yardım etsin ve demokrasi uygulansın, ezan okunmasına, cami açılmasına izin verilsin ama biz buraya gelince başka milletlere her türlü dayatmayı ve baskıyı yapalım. Hatta kendi milletimizi bile diktatörlük altında inletelim. Bu kafalar ne zaman değişecek acaba?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin