Başarıya ‘terör’ suçlaması

HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN 

Türkiye’de yargının Cemaat’e yönelik soruşturmalarında, sanığın ‘başarılı’ bir öğrenci ya da iş adamı olması ‘terör suçunun delili’ olarak gösteriliyor. Bu konudaki son örneği Türk Ceza Kanunu’nun mimarlarından ceza hukuku Profesörü İzzet Özgenç paylaştı. Özgenç, ‘15 yaşında girdiği sınavda gösterdiği başarı nedeniyle terör örgütü üyesi’ olmakla suçlanan bir öğrenciyle ilgili yazdığı hukuki mütalaa Türk hukuk sisteminin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.

Mütalaasında öğrencinin adını vermeyen İzzet Özgenç’in aktardığına göre iddianamede adı geçen öğrencinin ‘FETÖ’ ile ilişkisi kurulmaya çalışılırken tek dayanak noktası olarak, polis koleji giriş sınavında sorulara verdiği cevaplar ve aldığı puan gösteriliyor. Özgenç, sanığın, ‘sınava girdiği tarih itibarıyla on beş yaşında bir çocuk’ olduğunu özellikle vurguluyor. Bilirkişi raporunda, adı geçen öğrenci bakımından bir sahtecilik tespitinde bulunmadığı aktarılıyor.

SUÇ İŞLENDİĞİNE DAİR HİÇBİR VERİ YOK!

Mütalaanın son bölümünde ise, “İncelememe tevdi edilen dosyada, adli sabıkası bulunmayan, orta ve yüksek öğrenim sürecinde herhangi bir disiplin cezası ile cezalandırılmayan X’in herhangi bir suçu işlediği hususunda bir veri bulunmamaktadır. Adı geçen öğrencinin herhangi bir terör suçunu işlediğine ve herhangi bir terör örgütüyle ilişkisinin olduğuna dair bir şüphe bulunmadığını evleviyetle belirtmek gerekir.” deniliyor. 

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, kişisel blog sayfasında çok önemli bir hukuki mütalaa yayınladı. Mütalaanın konusu 15 yaşında girdiği sınavda gösterdiği başarı dolayısıyla bir öğrencinin ‘terör örgütü üyesi’ olarak gösterilmesi ve hakkında bu suçtan dolayı iddianame düzenlenmesi.

İzzet Özgenç’in yazısına göre Galatasaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü öğrencisi X, Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ve kendisinin de sanık olarak yargılandığı davada ‘terör örgütü üyesi’ olmakla suçlanıyor. Özgenç, sanığın kendisine son savunmasında kullanılmak üzere hukuki mütalaa talebinde bulunduğunu anlatıyor.

100 ÜZERİNDEN 69 PUAN ALMIŞ

Öğrenci 1995 doğumlu. 7 Ağustos 2009 tarihinde yapılan Polis Akademisi Başkanlığı Polis Koleji giriş sınavında 100 puan üzerinden 69 puan almış. Bu okula kayıt yaptırmaya 186. sırada hak kazanmış ve 23 Eylül 2009 tarihinde kayıt yaptırmıştır. Adı geçen kişi, bu okuldan 14 Haziran 2013 tarihinde mezun olmuş ve akabinde, Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesine 16 Temmuz 2013 tarihinde kayıt yaptırmış.

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ’Nİ TAM BURSLU KAZANDI

Mütalaada öğrencinin daha sonra Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümüne 3. sınıf öğrencisi olarak kayıt yaptırdığı, ardından yeniden YGS sınavına girerek Kadir Has Üniversitesi’ni burslu kazandığı aktarılıyor. “Öğrenci, bu Fakülte ve Bölümde bir yıl öğrenim gördükten sonra, Galatasaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümüne yatay geçiş yapmış ve halen bu bölümde yüksek öğrenimine devam etmektedir.” deniliyor.

DOĞRU CEVAPLAR, SUÇLAMAYA DELİL

İzzet Özgenç’in mütalaasına göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 18.9.2019 tarihli iddianamede adı geçen öğrencinin ‘FETÖ’ ile ilişkisi kurulmaya çalışılırken, tek dayanak noktası olarak, 7 Ağustos 2009 tarihinde yapılan Polis Koleji giriş sınavında sorulan sorulara verdiği cevaplar ve aldığı puan gösteriliyor. İddianamede, öğrencinin ‘sınavdan önce diğer örgüt mensuplarından soru ve cevapları elde ettiği ve cevap kağıdına önceden öğrendiği işaretlemeleri yapıp sahte belgeyle polis kolejinde eğitime başladığı’ savunuluyor. Savcı da 27 Ekim 2020 tarihli oturumda verdiği mütalaasında, “… sanığın cevap kağıdını içerik itibariyle başkalarını aldatacak şekilde hile unsuru olarak kullanıp” diyerek, öğrencinin ‘silahlı terör örgütü üyesi olma’ suçundan cezalandırılması isteniyor.

O TARİHTE 15 YAŞINDA BİR ÇOCUKTU

Mütalaadan aktaralım: “1 Ocak 1995 doğumlu olan adı geçen öğrenci, bir ortaöğrenim kurumu olan Polis Kolejine giriş sınavına girdiği tarih itibarıyla on beş yaşında bir çocuktur. Soruşturma evresinde bilirkişi olarak görevlendirilen öğretim üyeleri, düzenledikleri … tarihli Bilirkişi Raporunda, adı geçen öğrenci bakımından bir sahtecilik tespitinde bulunmamışlardır. Bilirkişilerin düzenlediği Raporda, söz konusu sınavda sorulan soruların bir kısmının Millî Eğitim Bakanlığının ortaokul müfredatına göre öğretilen bilgi düzeyinin üzerinde bilgiyi gerektiren sorular olduğu değerlendirmesinde bulunulmuş ve keza, bu sorulardan bazılarının yanlış olduğu tespit edilmiştir.”

YANLIŞ SORULARA YANLIŞ CEVAP VERMİŞ

“Adı geçen öğrenci, Bilirkişi Heyetinin yanlış olduğunu tespit ettiği sorulardan bir kısmına cevap vermemiştir; bir kısmına ise verdiği cevaplar da, cevap anahtarına göre ‘doğru’ olan cevaplar değildir. Başka bir ifadeyle, adı geçen öğrenci, Bilirkişi Raporunda yanlış olduğu tespit edilen soruların hiçbirinde, cevap anahtarına göre “doğru” olan cevabı işaretlememiştir.

Bilirkişi Heyetinin, söz konusu sınavda sorulan soruların Millî Eğitim Bakanlığının ortaokul müfredatına göre öğretilen bilgi düzeyinin üzerinde bilgiyi gerektiren sorular olduğu yönündeki değerlendirmesi ile ilgili olarak, hukukçu sıfatıyla, karşı değerlendirme yapma imkânımız bulunmamaktadır. Bilirkişi Heyetinin bu değerlendirmesi doğru olsa bile, bu değerlendirmeden hareketle, adı geçen öğrencinin bu sınavda sorulan soruları ve cevaplarını hukuka aykırı bir yolla (sınav öncesinde) elde ettiği sonucuna varılamaz. Nitekim, Bilirkişi Heyeti de düzenledikleri Raporda bu yönde herhangi bir tespit ve değerlendirmede de bulunmamışlardır.”

‘SAHTECİLİK’ İDDİASININ DELİLİ YOK

“İddianamede ve Esas Hakkında Mütalaada, adı geçen öğrenciye 2009 yılında Polis Kolejine giriş hakkını sağlayan sınavla ilgili cevap kağıdının “sahte” olduğu ileri sürülmektedir. Oysa, adı geçen öğrencinin Polis Kolejindeki ve bilahare yerleştiği yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilik statüsüne ilişkin herhangi bir tereddüt mevcut değildir. Bu vakıa, adı geçen öğrencinin söz konusu sınavla ilgili cevap kağıdının sahte olmadığının kabulü için önemli bir dayanak noktasını oluşturmaktadır.”

“Adı geçen öğrenci, kayıt yaptırdığı Polis Kolejindeki eğitimini BAŞARI ile tamamlamış ve lise düzeyindeki bu okuldan mezun olmuştur. Orta öğrenimini tamamlayan öğrenci, bu okuldan mezuniyet belgesine dayalı olarak, sırasıyla:

-Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Fakültesine.

-Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümüne,

– Kadir Has Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve

Sinema (İngilizce) Bölümüne,

– Galatasaray Üniversitesi, Fen edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümüne kayıt yapmaya ve yüksek öğrenim görmeye hak kazınmıştır. Bu itibarla, adı geçen öğrencinin bu öğrencilik statüsünün geçerliliği ile ilgili olarak herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.”

SADECE BİR ÖĞRENCİ, DEVLETTEN HİÇ MAAŞ ALMAMIŞ

“Ayrıca gerek iddianamede gerek Esas Hakkındaki Mütalaada mevcut olan bir diğer çelişkiye işaret etmek gerekir. İncelememize tevdi edilen dosya içeriği itibarıyla, X, Polis Kolejine girdiği tarihten bugüne kadar, sadece ÖĞRENCİ statüsünü taşımıştır ve taşımaktadır. Adı geçen öğrenci bu süreçte kamu görevlisi olmadı ve bu sıfatla Devletten maaş da almış değildir.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin