Başarısının kurbanı olmak ya da Pep Guardiola

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Barcelona, 2008’de takımın dümenini Pep Guardiola’ya emanet ettiğinde futbol dünyası bu kararı ihtiyatlı karşılıyordu. 11 yıl Barcelona formasını giyen Guardiola, mevkisinde dünyanın en iyilerinden biri olmuştu. Ancak teknik adamlık geçmişi sadece bir yıl Barcelona B takımı olan birine, koca Barcelona’yı teslim etmekte pek akıl karı değildi. Soru işaretlerini haklı çıkaran ligin ilk iki haftasında alınan bir puan oluyordu. Sonrasında ise Guardiola futbola damgasını vuran bir teknik adam oluyordu. Tam 11 yıldır zirvede olan bir teknik adam için bu sezon pekte iç açıcı gitmiyor.

2008-12 arasında Barcelona’yı çalıştıran Pep Guardiola, futbol dünyasının gördüğü en başarılı teknik adamlardan biri oluyordu. Sadece bir yıllık tecrübeyle 37 yaşında Barcelona’yı çalıştırıp, 4 yıla 3 La Liga ve 2 Şampiyonlar Ligi kupası sığdırmak her teknik adamın harcı değildi. 4 yılın sonunda Barcelona’ya veda ederken, kulübün müzesine 14 kupa bırakıyordu.

Barcelona’dan sonraki durağı 2013’te Bayern Münih oluyordu. Bir sezon dinlendikten sonra geldiği Bundesliga’da yine bildik başarıları tekrarlıyordu. Bayern Münih’te geçen 3 yılın ardından geriye 3 Bundesliga şampiyonluğu, 2 Almanya Kupası ve birer UEFA Süper Kupası ve FİFA Dünya Kulüpler Kupası kalıyordu. Bunca başarıya rağmen CV’sinde Şampiyonlar Ligi olmaması bir eksiklik olarak addediliyordu. Zira görevi teslim aldığı Jupp Heynckes, 2012-13 sezonunda lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış bir takım teslim etmişti.

2016’da Guardiola rotasını Premier Lige çevriyordu. Futbol dünyasının ünlü teknik adamları Arsene Wenger, Jürgen Klopp, Antonio Conte, Jose Mourinho ve Claudio Ranieri, Premier Lig’de zirveye mücadelesinde rakipleriydi. 2008’den itibaren Arap sermayesini arkasına alan Manchester City’nin para sorunu yoktu. Tek sorun harcanan milyonların karşılığında gelmeyen başarıydı. Guardiola takımın başına geçerken 215 milyon Euro’luk bir transfer yapıyordu. Başarının tüm taşları döşenmiş oluyordu. Ancak sezon biterken City’nin tablodaki yeri üçüncülük oluyordu. Dahası şampiyon Chelsea’nın 15, ikinci Tottenham’ın 8 puan gerisinde sezonu tamamlıyordu.

Guardiola ilk kez çalıştırdığı bir takımda ilk sezonunda şampiyonluk görmüyordu. Premier Lig’in gücü ve kalitesinden dolayı bu normal karşılanıyordu. İkinci yılında kulüp yine kasanın ağzını sonuna kadar açıyordu. Bu kez transferde harcanan rakam 315 milyon Euro oluyordu. İki sezonda kasadan çıkan rakam tam 530 milyon Euro oluyordu. Premier Lig ortamına alışmış Guardiola için başarıdan başka bir şansı yoktu.

Nitekim sezonun başlamasıyla City fırtınası esiyordu. Haftalar geçtikte City farkını ortaya koyup rakipleriyle puan farkını açıyordu. Daha devre bitmeden herkesin hem fikir olduğu konu; şampiyonun kim olacağından ziyade ligde ilk 4’e girecek diğer takımlardı. Zira şampiyon City olacaktı. Nitekim sezon başında devraldığı liderlik koltuğunu City kimseye bırakmadan en yakın rakibine 19 puan fark atarak şampiyon oluyordu. Manchester City, 32 galibiyet, 4 beraberlik, 2 yenilgi alırken rakip fileleri 106 kez havalandırıp, kalesinde 27 gol görüyordu. Topladığı 100 puanla, Premier Lig tarihinde 3 rakamlı puanla şampiyon olan ilk takım oluyordu.

Guardiola artık City’ye damgasını vurmuştu. Bu sezon transferde sadece 72 milyon Euro harcarken, bunun 67 milyon Euro’su Leicester City’den alınan Riyad Mahrez için ödeniyordu. Sezonun 3. haftasında Wolverhampton deplasmanında alınan beraberlikle ilk puanını kaybediyordu. Bu aslında bir sinyaldi. Sezonun City için pekte iyi geçmeyeceğinin işareti sadece Premier Lig’den gelmiyordu. Şampiyonlar Ligi’nde sahasında Lyon’a kaybederek, taraftarına bir başka şoku yaşatıyordu.

Premier Lig’de 24 hafta sonunda City, 18 galibiyet alırken, 2 maçtan berabere, 4 maçtan ise yenilgiyle ayrıldı. Geçen sezonun tamamında 4 beraberlik ve 2 yenilgi alan City, daha sezonun bitimine 14 hafta kala 4 yenilgi almıştı. City puan kaybederken, şampiyonluk yarışında bir numaralı rakibi Jürgen Klopp’un Liverpool’u yoluna kayıpsız devam ediyordu. Liderle puan farkını kapatmak bir yana giderek açılıyordu. Özellikle aralık ayında oynadığı 6 maçtan 3’ünü kaybetmesi City için sıradışı bir sonuçtu. Newcastle deplasmanında alınan 2-1 yenilgi şampiyonluktan biraz daha uzaklaşmasını sağladı. Son 9 maçta alınan 4 mağlubiyet durumun vehametini ortaya koyuyor.

Guardiola, Barcelona’da 4, Bayern Münih’te 3 yıl kaldı. City’de bu sezon 3. yılı. Sezon sonunda şampiyonluk gelmezse Guardiola kendi isteğiyle takımdan ayrılabilir. Başarıya alışmış bir teknik adam için 3 yılda bir şampiyonluk elbette başarısızlık olacaktır. Aslında Guardiola, Barcelona’da yakaladığı başarı grafiğinin kurbanı oluyor. Aynı durumu Jose Mourinho yaşamıştı. FC Porto ile lig, UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Mourinho ilerleyen yıllarda bu başarı grafiğinin çok gerisinde kalınca kovulmaktan kurtulamayan bir teknik adam olmuştu. Aynı tehlike şimdi Guardiola’nın kapısını çalıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin