Bahçeli’nin ‘ölümcül’ hamleleri

Yorum | Erhan Başyurt

Devlet Bahçeli, nev-i şahsına özgü, sıra dışı bir politikacı.

MHP’nin başına gelmesi de, istifa ettikten sonra geri dönmesi de, bu kadar uzun süre görevde kalabilmesi de hayret uyandırıyor.

Arabeskin önde gelen isimlerinden Ferdi Tayfur hayranı Bahçeli, farklı bir siyasi ekol.

Kimi zaman ‘realist’ kimi zaman ‘pragmatist’ kimi zaman da ‘sürrealist’….

İdamın kaldırılmasını sağlayan kişilerden biri olarak ‘idamı’ en fazla savunan, meydanda ‘ilmik’ atan farklı bir siyasi çizgisi var.

***

Siyaseti okuma ve siyasi ‘ebced’ hesaplaması herkesten farklı.

2011 genel seçimlerinde yaptığı ‘yüzde 40 ile iktidardayız’ hesabı halen çözülebilmiş değil…

Yaptığı çıkarımları, hesaplamaları bazen matematik dehaları bile algılayamıyor.

Çoğu zaman ‘sağ gösterip sol vuruyor’…

Bahçeli, ikili ilişkilerde tanıdığım en beyefendi ve nezaket sahibi siyasilerden biri.

Ancak meydan konuşmaları ve hassaten yazılı açıklamaları adeta ‘kuzu postunda kurt’ olduğunu gösteriyor.

***

Bahçeli, Türk siyasetinde ‘erken seçim’ çıkışları ile hatırlanacak bir isim.

Türk siyasi tarihine damga vuran 2002 genel seçimi de, 1 Kasım 2015 genel seçimi de Bahçeli’nin siyasi dehasının ürünüdür.

Ekonomik krize paralel erken genel seçime koalisyon ortağı Bahçeli’nin resti nedeniyle gidilmek zorunda kalındı.

2002 erken genel seçimlerinde hatırlanacağı gibi MHP ve DYP de dahil mevcut siyasi partiler büyük oranda erirken, AK Parti girdiği ilk seçimde tek başına iktidara gelmişti.

***

7 Haziran 2015’te de AK Parti en yüksek oyu almış ama tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamamıştı.

MHP, ‘Bahçeli’nin başbakanlığında’ hükümet formüllerine de kapıyı kapattığı için 1 Kasım 2015’te erken seçime gidildi ve AK Parti tek başına iktidarı kuracak ezici çoğunluğu yeniden elde etti.

İlginç olan, Bahçeli’nin erken seçime ülkeyi götürdüğü her siyasi hamlesinde, siyasi rakibi AK Parti kazançlı çıkarken MHP her defasında kaybetti…

***

Bahçeli, yeni ve çok önemli bir hamle daha yaptı.

Yapılacak ilk ‘Tek Adam’ seçimlerinde, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı.

Bahçeli’nin geçmişte meydanlarda Erdoğan aleyhine yaptığı açıklamalara ve yazılı açıklamalarında kullandığı ifadelere, yine AK Parti’nin MHP aleyhine özellikle seçim dönemlerinde yaptığı açıklamalara bakanlar şaşırıyorlar.

Oysa siyaset tam da bu… ‘Carpe diem’ yani ‘anı yaşa’ mantığı üzerine kurulu…

Dünü de yarını da düşünen yok. Siyasetçiler de siyasi parti mensupları da ‘balık hafıza’ ile hareket ediyor.

O yüzden pragmatist o yüzden realist insanlar siyaseten başarı elde ediyor. İdealist ve ilkeli insanlar ise yarı yolda kalıyor, siyaseten başarısız oluyor!

***

Bu noktadan sonra, ne olur? Bahçeli’nin daha önceki hamleleri rakiplerine kazandırdığına göre, bu hamlesi de AK Parti’ye kaybettirebilir mi?

‘Tek Adam’ seçimlerinin tarihi referandum kararına göre Kasım 2019…

Yani bir buçuk yıldan fazla süre var.

O halde Bahçeli’nin ‘ittifak’ ve ‘destek’ çıkışı ne anlama geliyor.

Görünen o ki, teklifi elinin tersiyle itmeyen ve hatta kabul sinyalleri veren iktidar da ‘ittifak’ yanlısı.

Bahçeli’nin hamlesi kanaatimde yeni bir ‘erken seçim’ sinyali… Siyaseti erken bir genel seçime daha götürecek cinsten…

***

MHP, İYİ Parti’nin kurulmasının ardından ciddi oy kaybı ve güven erozyonuna uğramış görünüyor.

Mevcut şartlarda MHP’nin değil yüzde 10 barajını aşmak, Hazine yardımı alacağı yüzde 7’yi görmesi bile zor görünüyor.

MHP, siyaseten varlığını sürdürebilmek için geçmişte ‘MİT ajanı’ suçlamasına ve ‘kaset şantajı’na maruz kaldığı iktidarın kanatları altına sığınmaya mecbur.

Hassaten aynı siyasi çizgiden kopan Akşener, muhalefet safına katılınca, Bahçeli için açıktan iktidar safına katılmak dışında çare kalmıyor.

***

MHP’nin ‘ittifak’ arayışını anlamak mümkün de, ‘koalisyonlar dönemi sona erecek’ diye ‘Tek Adam’ sistemine geçişi pazarlayan AK Parti bu teklife neden sıcak baktı, hatta ‘limon sıkmayın’ diyerek üstüne atladı?

‘Partili Cumhurbaşkanı’nın ilk turda seçilmek için yüzde 50+1 oya, ikinci turda seçilmek için de yine geçerli oyların en az yüzde 50+1 oyuna ihtiyacı var.

AK Parti’nin bu oya ulaşması her geçen gün zorlaşıyor.

İktidar, OHAL üzerinden ‘kolektif cezalandırma’ yöntemiyle, gayrı memnunların sayısını hızla artırıyor.

KHK ile atılanlar, gözaltına alınanlar, tutuklananlar, mağdur edilenler… Birinci derece yakınlarıyla birlikte milyonlarca oyu aşıyor…

Daha ilginci, mağdurların önemli bir kısmı AK Parti tabanıyla yakınlığı olanlar.

‘Gizli bir el’ adeta AK Parti’ye kendi kuyusunu kazdırıyor.

Ülke ekonomisi her geçen gün biraz daha sıkışıyor.

Bir krizin patlak vermesi an meselesi. Ekonomik durgunluk küçük esnafın canını boğazına getirmiş durumda.

Kredi borçları ve haciz sayılarındaki inanılmaz yükselişler de, iktidar için ‘alarm zili’ niteliğinde…

Tüm bunların yanı sıra, iktidarın etrafındaki uluslararası çember de daralıyor.

‘ABD ve AB ile kavgalı, Rusya ve İran ile müttefik’ bir Türkiye, refah değil ancak otoriterleşme yaşar.

Kısacası AK Parti, henüz güçlü olarak iktidarda ve ipler elindeyken, daha fazla riske girmeden bir erken seçime gidebilir.

Böyle bir seçimde de, yüzde 51’i görebilmek veya kolaylaştırmak için MHP ile seçim koalisyonuna sıcak bakabilir.

***

Peki, ‘ölümcül’ siyasi darbeleriyle bilinen Bahçeli’nin bu hamlesi AK Parti’ye yeterli olur mu?

Seçim ortamına girilmeden, seçim günü yaklaşmadan bu konuda tahminde bulunmak zor.

AK Parti’nin sürekli anketlerle halkın nabzını ölçtüğü, siyasi adımlarını bu ölçümlere göre attığı biliniyor.

Bugünden bilinmeyen iki faktör, Bahçeli’nin hamlesinin sonucunda belirleyici olacaktır.

Birincisi, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı için kimi aday göstereceğidir. CHP’nin aday tespitini ‘açık uçlu anketler’, çapraz sorgulamalarla, ‘halkın çoğunluğuna cazip gelen bir aday’ olup olmayacağı sonuca etki edecektir.

İkincisi, şayet CHP’nin adayı güçlü bir isim değilse, gerekirse AK Parti geçmişi de olan ama CHP tabanının katiyetle destekleyeceği bir isim olmayacaksa, Meral Akşener’in ikinci tura kalıp kalmayacağı belirleyici olacaktır.

İYİ Parti, alternatif parti arayışının zirve yaptığı ve siyasi açlığın olduğu doğru bir dönemde kuruldu. Bir rüzgârı arkasına alabilirdi. Ancak vitrin isimlerde yapılan hatalar ve yeni bir merkez parti görünümünden çok MHP’den kopanlar izlenimi verilmesi, şimdilik bu rüzgârı arkasına almasını engelledi.

Bu durumda, seçimlere İYİ Parti’nin nasıl bir liste ile gireceği, popüler yüzleri de saflarına katıp katamayacağı, Akşener’in alacağı oyu belirleyecek.

Mevcut şartlarda, şayet Erdoğan ikinci tur seçimlerine kalırsa, rakibi Akşener değil CHP’nin adayı olacak gibi… CHP’nin adayının, tüm muhalif grupların desteğini, hatta AK Parti’nin gayrı memnunlarının da desteğini alabilecek bir isim olması gerekiyor ki, en güçlü aday Erdoğan karşısında bir şansı olsun.

***

Sonuçta Bahçeli’nin erken seçim siyasi hamlesi bugüne kadar kendine ve kendi cephesindeki partilere fayda sağlamadı. Aksine zarar verdi.

Son hamlesinin nasıl sonuç vereceğini ise CHP ve İYİ Parti’nin performansı belirleyecek…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin