AYM’den kritik ‘işkence’ kararı: Ulus tehlikede bile olsa ‘işkence’ yapılamaz

Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz sonrası rutin bir uygulama haline gelen işkence iddialarıyla ilgili kritik bir karara imza attı. Mahkeme, Antalya’da gözaltına alınan ve işkence nedeniyle hastaneye kaldırılarak bağırsağından ameliyat olmak zorunda kalan öğretmenin şikayeti üzerine başlatılan ve takipsizlikle sonuçlanan soruşturmanın ‘hak ihlali’ oluşturduğuna karar verdi. Kararda, “Kötü muamele yasağı mutlak bir yasak olup ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike durumunda bile askıya alınamamaktadır. Terör ve örgütlü suçlarla mücadele gibi en zor koşullarda bile kötü muamele kesin olarak yasaklanmıştır.” denildi.

Savcılığın, Adli Tıp raporuna rağmen polisin, ‘merdivenden düştü’ tespitini esas alarak takipsizlik vermesini ihlal nedeni saydı. AYM kararına göre soruşturma yeniden başlatılacak ve öğretmene 40 bin lira tazminat ödenecek.

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm tarafından oybirliği ile alınan karar, darbe girişimi sonrasında, 27 Temmuz 2016’da gözaltına alınan öğretmen Eyüp Birinci’nin başvurusu üzerine verildi.

Karara göre, Eyüp Birinci’nin eşi, gözaltı sırasında savcılığa başvurarak eşinden haber alamadığını, sağlıklı halde emniyete götürülen eşinin hastaneye kaldırıldığını duyduğunu belirterek şikayetçi oldu. Ancak daha sonra Birinci’nin eşi, kızı, kayınpederi, eşinin kardeşleri de gözaltına alındı. Hastaneden çıktıktan sonra şikayette bulunmayan, hakimlikte işkence gördüğünü söylemeyen Birinci, tutuklandıktan sonra suç duyurusunda bulundu.

İŞKENCE SONRASI YOĞUN BAKIMA KALDIRILDI

Gözaltında olduğu sırada beş kez doktor muayenesinden geçirilen Birinci için, vücudundaki ağır darp izlerine rağmen, ‘darp ve cebir izi yoktur’ raporu verildi. Ancak sonraki iki muayeneye gelen doktorlar, Birinci’nin vücudundaki işkence izlerini tespit etti ve karın ağrısı şikayeti nedeniyle hastaneye sevkine karar verdi. Hastaneye sevk edilen Birinci’nin kalın bağırsağının yırtıldığı saptandı. Ameliyata alınan Birinci, günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata dönebildi.

EMNİYET: MERDİVENDEN DÜŞTÜ

Antalya Başsavcılığı, söz konusu belgeleri hastaneden ve doktorlardan talep etti. Emniyetten gelen tutanakta ise Birinci’nin başının döndüğü, merdivenden düştüğü, bunun üzerine polislerin kendisini kaldırdığı, ‘istersen hastaneye götürelim’ dediği, iyi olduğunu söyleyen Birinci’nin nezarethaneye konulduktan sonra fenalaştığı belirtildi.

KAMERA KAYITLARI YOK

Savcılık, emniyetteki kamera görüntülerinin gönderilmesine yönelik yazısı ise yanıtsız kaldı. Antalya Emniyeti’nin kayıtları göndermemesine ve herhangi bir yanıt vermemesine rağmen savcılık yeniden talepte bulunmadı. Birinci adına Avukat Münip Ermiş’in yaptığı başvuruda, Adli Tıp raporları, hastane tutanakları ve diğer delillere rağmen, savcılık, emniyette görevli polislerin ve aynı dönemde gözaltında tutulanların ifadelerine başvurmadan takipsizlik kararıyla dosyayı kapattı.

Kararda, gelen raporlarda, Birinci’deki izlerin darp ve cebirle oluşmuş olabileceğinin belirtildiği, buna karşılık bu şekilde mi yoksa merdivenden düşme sonrasında mı oluştuğunun tam olarak belirlenemeyeceğinin söylendiği hatırlatıldı. Bu görüş doğrultusunda kesin kanıt bulunamadığından takipsizlik verildiği kaydedildi.

AYM: SORUMLULAR HESAP VERMELİ

Yaşanan hukuksuzluklar üzerine Eyüp Birinci, AYM’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme, Mayıs ayında karara bağladığı başvurunun gerekçesini açıkladı. Kararda, yaşananlar özetlendikten sonra, “Devletin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüğünün bir usul boyutu bulunmaktadır. Bu usul yükümlülüğü çerçevesinde devlet, her türlü fiziksel ve ruhsal saldırı olayının sorumlularının belirlenmesini, gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır. Bu tarz bir soruşturmanın temel amacı söz konusu saldırıları önleyen hukukun etkin bir şekilde uygulanmasını güvenceye almak, kamu görevlilerinin ya da kurumlarının karıştığı olaylarda bunların sorumlulukları altında meydana gelen olaylar için hesap vermelerini sağlamaktır.” denildi.

KÖTÜ MUAMELE MUTLAK BİR ‘YASAK’TIR

Kararda ayrıca ‘işkence’nin mutlak bir yasak olduğu hatırlatıldı. “Kötü muamele yasağı mutlak bir yasak olup ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike durumunda bile askıya alınamamaktadır. Terör ve örgütlü suçlarla mücadele gibi en zor koşullarda bile kötü muamele kesin olarak yasaklanmıştır.” ifadeleri kullanıldı.

O YARALAR MERDİVENDEN DÜŞME İLE OLUŞMAZ

Adli Tıp raporuna göre, Birinci’nin batın bölgesinde meydana gelen yaralanmanın basit düşme ile oluşmasının tıbben mümkün görülmediği hatırlatılan kararda, polis tutanağında ise merdivenden düşerek basit biçimde yaralandığının belirtildiğinin altı çizildi. Savcılığın, düşürülme ve diğer ihtimalleri araştırmadan, Adli Tıp raporu ile çelişen tutanağı esas almasının eksiklik olduğu kaydedildi. Birinci’yi hastaneye sevk eden doktorun ayrıntılı ifadelerine rağmen, beyanlarının araştırılmadığının anlatıldığı kararda, kamera görüntülerinin yeniden istenmemesinin, gözaltındaki tanıkların ifadelerinin alınmamasının da eksik soruşturma anlamına geldiği belirtildi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin