Avrupa Raporu, iktidardakileri ve İYİ Partiliyi çok üzdü

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olarak faaliyet gösteren Avrupa Komisyonu, çalışmalarını tamamladı ve hazırladığı raporu yayınladı. Raporda, Türkiye’ye ilişkin geniş bir bölüm ayrılırken, tartışmalara İYİ Partili Zeki Hakan Sıdalı’nın iddiaları ve İngiliz vekil Sir unvanlı Edward Leigh’ın Fethullah Gülen cevabı damgasını vurdu.

Avrupa Birliği 12 Ekim tarihli Genişleme Raporu, üç ana bölümden oluşuyor. Rapor, Batı Balkanlar, Türkiye’deki gelişmeler ve Bosna-Hersek’e aday statüsü verilmesinin tavsiyesi başlıklarından oluşuyor.

Raporun Türkiye ile ilgili bölümünün tamamını dileyenler bu linkten okuyabilir. Geniş özetini ise, tr724’te bulabilirsiniz

Burada daha çok Ankara’yı ve iktidarın muhalefet içindeki ayağı olarak faaliyet gösteren İYİ Partili üyenin tavırları üzerinde durmak istiyorum.

MHP, BBP ve Vatan Parti destekli AK Parti hükümetinin yol açtığı hukuksuzlukların detaylandırıldığı raporda yer alan bazı önemli konu başlıkları şöyle: 

🔴 Türkiye’de demokratik gerileme, bu rapor döneminde de devam etti.

🔴 Yargının bağımsızlığı sorunu, sistematik bir hal almayı sürdürdü.

🔴 AİHM kararları uygulanmadı (Demirtaş ve Kavala davaları), bu nedenle Avrupa Konseyi’nde ihlal prosedürü başlatıldı.

🔴 Gazetecilerin, avukatların, insan hakları savunucularının, muhalif siyasetçilerin, öğrencilerin ve sosyal medya kullanıcılarının yargılanmaları ve mahkumiyetleri devam etti.

🔴 Muhalif belediyeler hedef haline getirildi. Halkın oylarıyla seçilmiş olan 48 HDP’li belediye başkanı görevden alındı. 

🔴 Avrupa Konseyi’nin kilit önemdeki tavsiyeleri, dikkate alınmamaya devam edildi.

🔴 Denge ve denetim mekanizmasının yerini cumhurbaşkanlığı aldı. 

🔴 Olağanüstü hal sözde ortadan kalktı, ancak o dönemde alınan kararların tamamına yakını uygulanmaya devam ediliyor. 

Raporun en dikkat çekici konu başlığı ise iktidar ve ağızdaşları tarafından “FETÖ” olarak nitelendirilen yapıdan “Gülen Hareketi” olarak söz edilmesi oldu. Raporda Terörle Mücadele Kanununun Avrupa Birliği standartlarına uyumlu bir şekilde düzeltilmesi gerektiğinin altı çiziliyor ve Gülen Hareketi’nin silahlı örgüt değil, sosyal bir network olduğundan söz ediliyor.

Rapor, 2016’dan bu yana Gülen Hareket ile bağlantısı olduğu gerekçe gösterilerek 3 bin 985 hakim ve savcının görevden alındığına dikkat çekiyor. Ayrıca, 2021 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Gülen Hareketi mensubu 421 tutuklunun başvurusunun da değerlendirerek hukuka aykırı raporu düzenlediğini belirtiyor. 

Raporda, Türkiye’nin Avrupa bölgesinde Gülen Hareketi mensubu olduklarını gerekçe göstererek kişiler hakkında dava açtığı ve okulların kapatılması için hükümetlere baskı yaptığına da dikkat çekiliyor. 

Avrupa Komisyonu raporunda, Türkiye’nin Avrupa Birliğine katılması sürecindeki ilişkilerin hâlâ çıkmazda olduğu da vurgulandı. 

TÜRKİYE, İDDİALARI CEVAPLAMA YERİNE YOK SAYDI

İddiaların muhatabı olan AK Parti hükümeti, belirtilen suçlamaları cevaplandırmak yerine “iddiaları toptan reddediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı cevabi metinde, özgürlükler, yargı kararları ve terörle mücadele konularındaki iddiaların asılsız olduğu öne sürüldü.

 

AVRUPA KONSEYİNDE İYİ PARTİLİ SIDALI’YA İNGİLİZ’DEN CEVAP

Bu arada Avrupa Konseyi İzleme Komitesi’nin Türkiye’ye ilişkin hazırladığı ara dönem değerlendirmesi de, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne (AKPM) sunuldu. 

Ara dönem değerlendirilmesine ilişkin sunulan ve kabul edilen 34 sayfalık raporda Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığına vurgu yapıldı. 

Görüşmelere Gülen Hareketi etrafındaki tartışmalar damgasını vurdu. İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, görüşmeleri başka bir boyuta taşıdı. Sıdalı, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin terörle mücadele ettiğini ve buna saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. 

İngiliz milletvekili John Howell ve Letonya milletvekili Boriss Cilevics’in, hazırladıkları raporda AK Parti iktidarının dilini kullanıp “FETÖ” demek yerine “Gülen Hareketi” demesi, İYİ Partili Sıdalı’nın tepkisini çekti.

Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak adlandırılan PKK mensuplarının, üye ülkelerde ellerini kollarını sallayarak gezdiğini söyleyen Sıdalı, “Raporda teröre karşı hassasiyetimizi anladığınız da belirtiliyor. Biz demokrasi için gerekli tüm adımları atarken, siz de terör gruplarına karşı üzerinize düşeni yapacak mısınız?” diye sordu. 

Zeki Hakan Sıdalı, AKPM raportörlerinin Türkiye’de terör örgütü olarak adlandırılan bir yapıyı sivil toplum hareketiymiş gibi adlandırmasının yanlış olduğunu ifade etti. Sıdalı, “Sizce neden demokrasiye karşı bir darbe girişimi gerçekleştirdiniz? Darbe girişiminde bulunanları neden hala hareket olarak adlandırıyorsunuz?” dedi.

Sıdalı’nın konuşmasından sonra oturumda İngiltere temsilcisi Sir Edward Leigh söz aldı. Sir Leigh, şunları söyledi:

 

“Sayın Gülen’e yönelik saçma sapan sürekli bir saldırı var, o bir terörist değil, hiçbir Batılı güvenlik kurumu Sayın Gülen’in bir terör örgütünün başında olduğunu bir an bile kabul etmiyor.

Meslektaşım Sayın John Howell ve eş raportörü tarafından hazırlanan bu raporun mükemmel bir rapor olduğunu söyleyebilirim. Eleştirileri kesinlikle adli nitelikte ve bana öyle geliyor ki bu, Avrupa Konseyi’nin üzerinde yoğunlaşması gereken bir konu. 

Burada Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden biri var ve buna rağmen demokrasinin, bağımsız yargının ve basın özgürlüğünün gerilemekte olduğuna dair hiçbir şüphe yok. Bence objektif olan herkes bunu kabul edecektir.” 

Sir Leigh, konuşmasının devamında, Türkiye’de demokrasinin, bağımsız yargının ve basın özgürlüğünün sürekli gerilediğini, Osman Kavala’nın masum olduğunu ve derhal bırakılması gerektiğini de söyledi.

İYİ PARTİ VE MHP BİRBİRİNİN ALTERNATİFİ VE RAKİBİ

Erdoğan, devlet gücünü arkasına alıp demokrasiyi rafa kaldırırken, muhalif görünümlüleri de yanına almayı ihmal etmedi. 

İYİ Parti, içinden doğup geldiği MHP ile yarışmayı hiç bırakmadı. Erdoğan’ın şekillendirdiği Türkiye’de İYİ Parti ve MHP birbirlerinin en büyük rakibi bu doğru. Çünkü aynı seçmen kitlesine hitap ediyorlar. 

İYİ Parti ve MHP, yönetim bazında birbirlerinin rakibi olsa da aslında koltuk paylaşımı dışında birbirlerinden farkları yok. 

Bundan dolayı da İYİ Parti, Erdoğan’a her zaman “Biz burada alesta durumundayız” mesajı verme gereği duyuyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin