Altılı masadaki saatli bomba

YORUM | Av. MEHMET TAHSİN

Nedense Altılı Masa’daki Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Gültekin Uysal, bana hep Süleyman Soylu’yu anımsatıyor. Soylu’nun AKP’ye katılmadan önce Demokrat Parti’nin genel başkanı olduğu süreçteki AKP ve Erdoğan’a yönelik ağır eleştirileri arşivlerde duruyor. Keza kendisinin en büyük destekçisi Devlet Bahçeli’nin hakaretleri de öyle…

Gültekin Uysal, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı adayında olması gereken kriterleri açıkladı. Uysal’a göre ilk kriter “Cumhurbaşkanı adayının 20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış” olmasıydı. Tabi bu durumda altılı masada bulunan, AKP’nin 20 yılında 13 yıl bakanlık yapmış olan Ali Babacan ve 5 yıl bakanlık 2 yıla yakın da başbakanlık yapmış olan Ahmet Davutoğlu otomatik olarak adaylıktan elenmiş oldu.

Gazeteci Levent Gültekin, bu açıklamayı yorumlarken altılı masadan bir ismin Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu millet ittifakından uzaklaştırmak istediğini iddia etti. Levent Gültekin, hem AKP hem de millet ittifakı içinden iyi haber alan bir gazeteci olması hasebiyle bu iddiası yabana atılmayacak kadar önemli.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Demokrat Parti’nin halen Meclis’te iki milletvekili var. Biri Genel Başkanı Gültekin Uysal, İyi Parti listesinden meclise kapağı atmış. Diğer milletvekili ise Cemal Enginyurt. O da Ordu Milletvekili olarak seçildiği MHP’den, AKP’li Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’yi eleştirdiği için 2020 yılında ihraç edilmiş, bir süre bağımsız kaldıktan sonra Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla Demokrat Parti’ye geçmiş. Tanrı dağına gidip uluyacak kadar ülkücü Enginyurt, son günlerde hangi kanalı açsam karşıma çıkıyor.

Konu yaklaşan seçim ve Cumhurbaşkanı adaylığı olunca Cemal Enginyurt adı daha da bir önem kazanıyor. Hatırlarsınız 2000 yılında Süleyman Demirel’in görev süresinin sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında meclisteki 5 partinin mutabakatıyla, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer aday gösterilmişti. İşte o dönemde koalisyon hükümetinin MHP’li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu parti kararına rağmen Cumhurbaşkanlığına aday olmuştu. Adaylık dilekçesini vermek üzere meclise gelen Somuncuoğlu, MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ve arkadaşlarının saldırısına uğramış, Meclis Başkanlığına vermek istediği adaylık dilekçesi yırtılmıştı. Somuncuoğlu, Cemal Enginyurt’un kendisine önce “Abi aday ol desteklemezsem şerefsizim” dediğini, aday olduktan sonra ise “Bahçeli’nin sözünü yere düşüremezsin” diye saldırdığını açıklamıştı.

Somuncuoğlu bu olayla ilgili saldırganlardan şikayetçi olmuş, yapılan yargılama sonunda Cemal Enginyurt ‘hürriyeti tahdit’, ‘Görevli memurlara cebir ve şiddet, tehdit ve mukavemet’ ile ‘kamu malına zarar vermek’ suçlarından 20 ay hapse mahkum edilmiş, 8 ay da cezaevinde kalmıştı. Şimdilerde her gün bir kanalda ciyak ciyak bağıran Enginyurt, bu saldırı yüzünden aldığı hapis cezasının “Fetöcü” hakimler tarafından verildiğini, aslında hiçbir suçu ve günahının olmadığını söylüyor. Sanki hiç bu olaylar olmamış, kendi partisinin bakanı ve korumalarına saldırmamış, darp etmemiş gibi!

Cemal Enginyurt’un cezaevine ilk girişi değildi bu. Bir tweetinde 15 yaşındayken Allah, Vatan, Ezan, Bayrak için cezaevine girdiğini söylüyor ama onu yakından tanıyanlar, o dönemde ülkücü hareket yüzünden değil de işlediği adi bir suç yüzünden ıslahevine girdiğini, ülkücülerle orada tanıştığını ve çıktıktan sonra ülkücü hareket içinde yer aldığını anlatıyor.

İşte bu Cemal Enginyurt, bugün Altılı Masa’da yer alan partilerden birinin genel başkan yardımcısı. Şimdi yeni bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Altılı Masa’da adayı belirleyecek partilerden birinin genel başkanı yukarıdaki tweeti atan Gültekin Uysal ve yardımcısı Cemal Enginyurt!

Bugün masadan Babacan ve Davutoğlu’nu uzaklaştırmaya çalışan her kimse, yarın aslında varlığıyla yokluğu bir olan bir partinin masadan kalkmasıyla “ittifak dağıldı” diye yaygara koparacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kaldı ki bir süre önce Ahmet Hakan’ın “Demokrat parti gitti, Saadet gitti gidiyor gibi…” diyerek ittifakın dağılacağını iddia etmesi de sebepsiz değil. Her ne kadar erken öttüğünü fark edip ertesi gün özür dilese de…

Başta da söylediğim gibi, Demokrat Parti’nin Genel Başkanını her gördüğümde Süleyman Soylu’yu hatırlatması boşuna değil. Üç gün sonra Gültekin Uysal’ın da yakasına AKP rozeti takılırsa hiç şaşırmayın. Yardımcısı Cemal Enginyurt’a gelince… Zaten eski partisiyle flört etmeye çoktan başlamış bile. Hem MHP’den ihraç edilmesine neden olan (eski) Tarım bakanı da görevden affedilmiş… Geri dönmemesi için bir sebep kalmamış. Onu görünce de bir zamanların hızlı CHP’lisi, şimdinin AKP’lisi Savcı Sayan aklıma geliyor!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin