AKP uzatmaları oynuyor, koyu seküler dönem kapıda

YORUM | TARIK TOROS 

Endişeli modernlerle endişeli İslamcılar yer değiştirdi, düzen aynı.

“Laiklik” kelimesi yıpranmış ve negatif bir kelimedir, tıpkı “liberal/liberalizm” kelimeleri gibi.

***

Laiklik, laikliği savunanların bile sıtkının sıyrıldığı bir kelimedir.

Anadolu Müslümanlarına göre adeta dinsizlikle eşdeğerdir.

Haliyle, işe öncelikle oradan başlamak gerekir.

Benim gibi “laiklik”ten pek hazzetmeyenler “seküler” veya “sekülerizm” kelimelerini tercih ediyor, son dönemde.

Ayrıca, kişi “laik” olmaz.

“Ben laikim” diyene gülüyorum.

Laiklik bir sistemi tarif eder.

***

Türkiye hiçbir zaman laik bir devlet olmamıştır.

Buna Atatürk de dahildir.

Hiçbir zaman din ve devlet işleri birbirinden ayrılmamıştır.

Bilakis, devlet her daim din işlerine burnunu sokmuştur, kendi haline bırakmamıştır.

Devletten maaş alan ve her cuma Diyanet’in gönderdiği hutbeyi okuyan imam söz konusu ise…

O din, devletten bağımsız değildir. Olamaz da.

***

Türkiye’de tek millet, tek din ve tek mezhebe dayalı bir inanç sistemi vardır: Sünni Türk!

Diyanet, Hanefi fıkhına göre fetva verir (bkz. deniz ürünleri helal/haram tartışması.)

Türkiye laikliği laftadır. Yoktur, hiç olmamıştır.

Devlet, okul açarak, memur atayarak İslam’ın belli bir itikadını kendi yorumuyla müesses nizam haline getirmiş, diğerlerine Diyanet’te masa bile vermemiştir.

Tarikat ve cemaatlerle mücadele stratejisinin altında da bu vardır.

***

Şimdilerde…

Ne zaman başörtüsü konusu açılsa…

Laik mahalle hep bir ağızdan, “Toplum bu konuda çok mesafeler aldı” deyip konuyu kapatıyor.

Hiç öyle zannetmiyorum.

Yarın, koyu seküler dönemde eskiye rahmet okutan uygulamalara dönülme riski büyük!

Ayrıca…

Kimse de böyle konuşarak şu dönemin taşlarının nasıl döşendiğine dair sorumluluğundan sıyrılmaya çalışmasın.

***

AKP ve Erdoğan dönemi, uzatmaları oynuyor.

Bu, ne zamandır böyle.

Hiçbir manevra, kan kaybını gidermediği gibi…

Düzeltmek için yapılan her şey -bilakis- çöküşü hızlandırıyor.

Sonrası için umutlu olmak güç.

Güçlendirilmiş parlamento vesaire…

Üzgünüm, Erdoğan eliyle tesis edilen yeni müesses nizamı değiştirme niyeti ve arzusu göremiyorum kimsede.

Ülke koyu seküler bir döneme doğru koşar adım yürüyor.

Paletler önce “siyasi ayak”tan AKP’yi…

Ardından önüne geleni ezecek.

***

Muhalefet, muhalifler?

Allah aşkına, göçmenler söz konusu olunca “hışma uğrarım” diye politika geliştiremeyen…

Aşı karşıtlarına dahi iki çift laf edemeyenlerden “cesaret” beklemeyin.

Herkesin başının çaresine bakması gereken bir dönem.

Yakın gelecek yok.

Bunu öngören, öngörebilen kimseye de rastlamadım, yerli yabancı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. İslamcıların laiklik üzerinden başlattıkları oyun aslında müslümanlara akp üzerinden başlatılan oyunun başlangıcıdır. Bu süreç daha kürtleri provoke etmeye, türkleri provoke etmeye kadar ilerleyecek. Hdp ve chp zaten uzun zamandır bildiğimiz chp ve hdp değil. Adeta demokrasinin bekçisi rolünü oynuyorlar. Arada bir kendi adamları da içeri alınacak, süreç daha da inandırıcı olacaktır. Akp üzerinden müslümanlara tuzak kurulmaktadır. Laiklik oyunun planlayıcısı akp değil, akp içinde başkalarıdır. Bu oyunun sonunda akp kendi tuzağına düşecektir. Sonra ne mi olacak? Pasif ışid hücreleri devreye girecek, tıpkı suriyeli muhaliflerin başına geldiği gibi mesele laiklik tartışmasından çıkacak, irtica tartışmasına dönüşecek. Tıpkı suriyeli muhaliflerin irticaya dönüşmesi gibi. 28 şubatta olmayan irtica örgütü artık var olacak. Son hazırlıklar yapıldı. Şiddet ve hiddet gösterileri ile toplum dehşete düşürülecek. Sizin de dediğiniz gibi muhalefet cumhuriyet rejimi değişmiş, cumhuriyetin değerleri gitmiş, milleti avrupadan kopartmışlar, rotayı irana çevirmişler, ama muhalefet konuyu bir tane belirsiz cümle ile özetliyor. “Güçlendirilmiş parlamenter sistem”. Yani bütün açıklama bu. Bu da gösteriyor ki rejim değişikliği konusunda çok da bir sıkıntıları yok. Ben hatırlıyorum türkler avrupaya doğru yürürken bunlar hep bir ağızdan iran oluyoruz, irtica hortladı diyorlardı. Milliyetçiler dahil. Şimdi ise avrupadan türkleri kopartılar, adeta el ele tutuşarak halay çekmedikleri kaldı. Siz hiç iran eleştirisi duydunuz mu son yıllarda?

  2. Sağolun Tarık Bey ve yorum yazan Mahmut Bey…

    Aynen dediğiniz gibi , Freni patlamış, Kontrol Mekanizmaları, SİNDİRİLMİŞ veya SATILMIŞ veya Avrasyacıların tetikçileri ile doldurulmuş, bir KAMYON hızla sona, bir uçuruma gidiyor. Maalesef…

    Bu ortamı hazırlayan ve devam ettiren, ateşe odun taşıyanların AĞIZLARI YANMADAN, kafalar dank! etmeyecek gibi duruyor. Toplumun yapısı bu ve değişmeye niyetleri yok gözüküyor.

    – Suriyedeki mevcut durum gibi, herkes pişman, yanmış, yıkılmış bir ülke.-

    Diğer yandan, yere doğru hızla düşen bir topun tekrar yukarı doğru havalanabilmesi için, DİBE VURMASI bir hayat kanunu değilmi?

    Hep dediğiniz gibi, uçagın düşmesi kaçınılmaz! KEMERLERİNİZİ SIKI BAĞLAYIN !

    • Nail bey, düşmekte olan bir uçakta kemer bağlamak çözüm değil. Eğer düşüş gereçekleşirse bağlayan da bağlamayan da ölecek demektir. Ama yine de tedbir olsun diye bağlanabilir tabii, ona karşı değilim.
      Şahsen ben uçak korkusu olan biri olduğum için en ufak türbülansta bile koltuğa sımsıkı yapışmayı ve gözümü kapatmayı tercih ediyorum. Tabii, eğer uçak düşecekse bu uzun vadeli bir çare olmasa gerek. İkinci ihtimal aklıma kelime-i şehadet getirmek geliyor. Ha, uçak son anda kendini toparladı, düşmedi. O zaman diğer yolcuların arasında korkak damgası yemek, hanımın ve çocukların yüzüne en az bir beş sene bakamamak da var tabii.
      Neyse, bu benzetmeyi bir kenara bırakacak olursak, bana Türkiye için uzaktan endişelenmek, uçak düştü düşüyor, kamyon uçurumdan fırladı fırlıyor türü uyarılar yapmak artık pek anlamlı gelmiyor. Orada bu gidişin destekçilerinin bir defa bu kesimin sesini dinlemek gibi bir dertleri yok. Sanıyorum, bu sitenin takipçileri de değiller. Yanılmıyorsam bu sitenin en fazla takip edildiği ülke ABD. Ayrıca Türkiye´nin gündemi de artık çok sıkıcı, Erdoğan şunu dedi, Perinçek şunu yaptı, Hulusi Akar şöyle asker selami verdi filan. Bunlarla ilgilenmek vakit kaybı gibi geliyor bana.
      Belki de Türkiye gündeminin boğuculuğunun ve karamsarlığının içinde boğulmamak için en iyi çözüm ilgiyi dağıtmak, yeni hobiler vs. edinmek. Yoksa ömür bitecek, ama oranın göz boyayıcı politikacılarının ve çıkarcı halkının ülkeyi yükselttiği bir seviye olmayacak.
      Bir not da yazarın uyarısına düşelim. Koyu laik bir dönem bana pek bir tehdit gibi gelmiyor. Eğer bu olursa Müslümanlar yine kardeş olduklarını, dinlerinin insani ve ahlaki boyutunu yeniden keşfedeceklerdir. İktidarın bir parçası olan bir din ise despotun destekçisi haline geliyor, inandırıcılığını kaybediyor, bütünleştirici değil toplumu bölücü bir faktör haline geliyor ve çirkinleşiyor.

      • Yorumuma alaka gösterdiğiniz için tşkr.

        BİLGİ KONUSUNDA 2 şeyi önemli görüyorum:
        1- Gerçeğin, hakikatin tespiti,
        2- Bu gerçeğin yaygın kitlelerce bilinmesi,

        Bu sitede yorumları takip edenlerin olduğunu görüyorum.
        Malum çağımız, ONLİNE İNTERKONNEKTE bir çağ.

        Bu açıdan , doğruların, bilgilere dayalı öngörülerin paylaşılması, önemli benim açımdan.

        Bazen bir kişiden çıkan bir haber, bir bilgi bir anda Sosysl Medyada bir dalga oluşturabiliyor.
        Malum, birçok fikir akımı, …izm, bir kişiden çıkıyor.

        Ayrıca, bir sohbet havası veriyor bu sitenin yorumlar kısmı. Önemlisi, usülüne uygun -hakaret, kabalık içermeyen- karşı yorumlara yer vermesi, ilgimi çekiyor.

  3. Temennim, gayretim Türkiye’ nin bir dip yapmadan Hukuka geri dönmesi;
    Bir dibe vuruş yaparsa da tekrar havalanması.

    Zira her dibe vuruşdan sonra bir sıçrama olmuyor. Ve dibe vurma bir son olabiliyor.

    Heybesinde Türkiyenin geleceği için yararlı olabilecek, kimde ne varsa ortaya dökülmesi,
    Yani bir KELEBEĞİN KANATLARINI ÇIRPARAK harekete geçmesi, varlık alemine çıkması…..

  4. Gençliğimden beri, -iyilik hanemi arttırmak amaçlı- gerçekleşmesi muhtemel olan, büyük çapta gördüğüm, hayallerime kapıyı kapatmadım. Hep açık tuttum.

    20 25 yıl boyunca bu hayallerin bazısının, pişerek bir şekle büründüğünü gördüm.

    Ya tutarsa!! denemeden vazgeçmedim.

    Pozitif faaliyet, eylem cezbedicidir. İhtiyaç anında , milyonların teveccühüne mazhar olabilir….

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin