AK Parti’nin suç örgütü olduğunu gösteren Meclis belgesi

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yola çıktığı dönemde topluma kendini demokrat gösteren ve yolsuzlukları önleme konusunda teminat veren AK Parti, yıllar içinde söylediği hemen her şeyin tersini yaptı. 22 yılda suç örgütüne dönüşen AK Parti, bunun belgesini her defasında Meclis’te tescil ettirecek bir görüntü verdi.

Mesleğim gereği 40 yıldan bu yana siyaseti profesyonel olarak yakından takip ediyorum. Öncesinde de ortaokul ve lise yıllarım, siyasetle yakından ilgilenen bir çevrede geçtiğinden bu dünyayı farklı şekillerde epey gözlemleme fırsatım oldu.

AK Parti’yi, Refah Partisi içinde yeşermeye başladığı günlerden bu yana adım adım izliyorum. Hatırlayanlar bilir, Tayyip Erdoğan’ın, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand’a konuk olup söyledikleri, her demokratın altına imza atabileceği türdendi. 

🔷 Şahıs merkezli bir parti olmayacak,
🔷 Partide lider sultası bulunmayacak,
🔷 Bir kişinin değil, kollektif aklın temsilcisi olacak.

 

14 Ağustos 2001’de Afyon’da AK Parti’nin doğumu duyurulurken, partinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na götüren isim Yaşar Yakış idi. Kuruluş dilekçesinde yer alan 72 isimden önemli bir kısmı zaman içerisinde bir şekilde partiden kopup gitti. İşin ilginç yanı, partinin resmi sitesinde bugün sadece 60’ının adı yer alıyor. 

PARTİ KURUCULARININ ADI İNTERNETTEN SİLİNDİ

Aralarında Ali Babacan ve Yaşar Yakış’ın da olduğu 12 kişinin ismi, kurucular kurulu listesinden silinip atıldı.

AK Parti’nin kuruluşu öncesinde, en güçlü tepkilerden birini Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, CNN Türk’te Taha Akyol’un programında verdi. Koç, güçlü parti kurmanın ciddi para gerektirdiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Bu iş para meselesi. Tayyip Erdoğan’da çok para olduğunu radyolardan dinledik, 1 milyar dolar para biriktirmişler, nasıl biriktirdilerse. Dolayısıyla onun mali derdi olacağını zannetmiyorum. Tayyip Bey, kendini yenilediğini söylüyor, ben kendisini çok yenilediğine inanmıyorum.”

AK Parti iktidara geldikten sonra Rahmi Koç, bu sözlerinin bedelini Koç Holding’in başından ayrılarak ödemek zorunda kaldı. 19 Eylül 2004’te “dünya turu” adı altında Türkiye’den ayrılıp gitti. 

Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde kurduğu havuz sistemiyle elde edilen bu 1 milyar dolar, AK Parti’yi iktidara taşıdı. 

Erdoğan liderliğinin kurduğu usulsüz şekilde para toplama organizasyonu, 1994-1998 yılları arasında test edip başarıya ulaşınca, aynı yöntem, İstanbul yerine ülkeyi yönetmeye başlayınca da uygulandı. Yönetilen koca ülke olunca toplanan paraların miktarı da farklı oldu. 

YOLSUZLUKLARI AKLAMA PARTİSİ

İktidarı elinde bulunduranların bulaştığı hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet olayları, ülkenin polis ve yargısının aylar süren özverili çalışmalarıyla 17/25 Aralık 2013 operasyonları sayesinde deşifre edildi.

Gün yüzüne çıkan yolsuzluk ve rüşvet olayları sonrasında Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış bakanlık görevlerinden alındı. Muhalefet partileri, bu dört ismin Yüce Divan’da yargılanmaları için çalışma başlattı. 

20 Ocak 2015’te yapılan oylamada, AK Parti Meclis grubu, gerçeğin ortaya çıkarılması yerine 4 eski bakan için vicdanlarını sıfırlamayı tercih ederek bakanları akladılar.

Vicdanlarını sıfırlayan AK Partili milletvekilleri oylama sonrasında zafer pozu verirken, gelecek kuşaklara utanç vesikası bırakmış oldular.

İktidarın yaptığı operasyonlarla, sadece Erdoğan ve hempalarının götürdüğü paralar değil, bu ülkede yargı da sıfırlandı.

ÖNCE SIFIRLAMA AKLANDI, SONRA DOKUNULMAZLIĞA GİRİŞTİLER

Ülkenin dizginlerini eline geçiren AK Parti, milletvekillerini ipin ucunda tutmak amacıyla dokunulmazlıkları gündeme getirdi. Hakkında dosya bulunan milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin hazırladığı Anayasa değişikliğini parlamentoya sundu.

20 Mayıs 2016’da yapılan oylamada, değişiklik CHP’nin de destek vermesiyle 376 oyla kabul edildi. Bu sayede Anayasa değişikliği, halk oylamasına gerek görülmeden kabul edilmiş oldu. 

AK Partililer, milletvekillerini iktidarın insafına terk edilmesine zemin hazırlayan bu kirli adımdan sonra kendilerini Meclis’in fatihi olarak gördüler ve toplu poz vermeyi seçtiler.

Muhalefeti fiilen yok etme hamlesi, AK Partilileri yine zafer havasına soktu.

Türkiye’de yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları kaldırma vaadiyle iktidara gelenler, ülkede bu 3 Y’nin kök salmasını sağladılar. Yeni Asya Gazetesi’nin çizeri İbrahim Özdabak, “3 Y’yi kaldıracağız” diye iktidara gelen AK Parti’nin 20 yılda geldiği noktayı çizdi. 

Yoksullukta gelinen noktayı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık geçtiğimiz günlerde katıldığı programda açıkladı. Sosyal yardımlarda kapsamın genişlediği, ödeme miktarlarının arttığı ve yeni sosyal yardım kalemlerinin uygulamaya girdiğini belirten Bakan Yanık, bundan sonra bordrolu çalışanlar, dul ve yetim maaşı alanlar ve kamu işçilerinin de sosyal yardım alabileceğini duyurdu. 

 

Bakanın verdiği bilgiye göre, ülkenin yüzde 32’si sosyal yardımla ayakta duruyor. 6 milyon haneye gıdadan yakacağa, sağlıktan barınmaya kadar yardım yapılıyor. Bakan Yanık, 2020 yılına göre gıda yardımı alan kişi sayısında yüzde 157 artış olduğunu söyledi.

Yoksullukta gelinen nokta, Bakan Derya Yanık’ın bordolu çalışanların da yardım kapsamına alındığını duyurmasıyla tescillenmiş oldu. 

Türkiye, yolsuzlukta bizzat en tepedekilerin adının karıştığı rüşvet olaylarıyla dünya liginde en üst sıraya çıktı. 

Önceki gün Meclis’ten geçirilen sansür yasasından sonra AK Partili vekiller, toplu fotoğraf çekimi yaparak yine kutlama yapmaya girişti. 

Nasıl bir güruhlarsa, işledikleri her büyük suçtan sonra kutlama yapma gereği duyuyorlar. 

Bir grubun ar damarı çatlamışsa, maalesef o damar bir daha asla dikiş tutmuyor. 

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin