AK Parti’nin dün hüzün günüydü

YORUM | M. AHMET KARABAY

“AK Parti, 21 yıllık iktidarın ardından girdiği bu seçimi kazanacak mı?” Gündemin cevabı aranan en önemli sorusu. Sorunun cevabı bende yok. Sizinle bu sorunun cevabına giden küçük işaretler paylaşmak istiyorum.

Önce 16 Mart Perşembe günü saat 17.00’ye gidelim. 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak olan genel seçimlerle ilgili, kamudakilerin görevlerinden istifa etmeleri için son gündü. 

Geçtiğimiz yıldan itibaren AK Parti Genel Merkezi ile temasa geçen ve sayıları yüzlerle ifade edilen yargı mensubu vardı. Bu yargı mensupları, yapılacak seçimde AK Parti’den milletvekili adayı olmak istiyordu. Ancak son aylarda yaşanan gelişmelerin ardından bu isimlerin tamamına yakını adaylık başvurusunda bulunmak için istifa dilekçesi vermedi.

Bürokrasinin farklı kademelerinden beklenen istifalar da beklenenin ve umulanın çok altında kaldı. Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un açıklamasına göre iktidar partisinden aday olmak için yapılan başvuru sayısı 3 binin biraz üzerinde. Yargı bürokrasisinden değil bürokrasinin bütün kademelerinden gelenlerin sayısı 200’ü bulmadı.

2015 VE 2018’DE KAÇ KİŞİ BAŞVURU YAPTI?

Her seçim öncesinde iktidar partisinden aday olmak için kuyruklar uzardı. Bu tablo seçimlerin bir göstergesi olarak kabul edilirdi. Buna ilişkin size sadece son iki seçimde iktidar partisine yapılan adaylık başvurularını hatırlatayım.

AK Parti’nin kazanacağına ilişkin toplumda kesin kanaatin var olduğu 24 Haziran 2018’de adaylık için başvuru sayısı 7 bin 329 idi.

AK Parti’nin tek başına iktidarı koruyup korumayacağına ilişkin ciddi şüphelerin var olduğu 2015 seçimlerindeki başvuru sayısı 6 bin 223 düzeyinde kalmıştı. 

Geçen iki seçimin rakamlarıyla kıyaslandığında Ali İhsan Yavuz’un hayal kırıklığı olan rakamı paylaşmasından sonra yaptığı bir başka açıklama daha vardı. “Yoğun başvurular nedeniyle” başvuruları 22 Mart tarihine kadar uzattıklarını duyurdu.

Muhtemelen bazı isimlere aday adaylığı başvurusunda bulunmaları için özel çağrılar yapılacak ve rakamın yukarılara çekilmesi sağlanacak. 

AK Parti’de önceki seçimlerde görülen heyecan bu seçimde belirsizliğe ve bekleyişe dönüşmüş durumda. İktidar partisinin menfaat ve ikbal sağlayan mekanizmalarının eskisi gibi işlemediğini bürokratlar da iş dünyası da çok net görüyor. 

Bundan dolayı risk alma yerine bekleyip görme tavrı daha ağır basıyor. 

BİR GÜNDE YAŞANAN ÜÇ HÜZÜN

Geçmişte AK Parti’den aday olmak için mücadele edilir ve görev almak için yarışılırdı. Şimdi tablo epeyce farklı. Belki biraz abartılı olacak ama eski görüntüyü vermek için parti adam arıyor.

20 Mart Pazartesi günü AK Parti’de hüzün günü olarak tarihe geçecek türden. Yaptığı “balon haberlerle” adından söz ettiren Talat Atilla siyasi kulisleri hareketlendiren bir iddiada bulundu. 

Atilla’ya göre  AK Parti aralarında Müge Anlı, Hilal Kaplan, Hasan Basri Yalçın, Halime Kökce ve Şebnem Bursalı‘nın da olduğu bazı gazetecilere milletvekili adaylığı teklifinde bulundu. Atilla bir de Anlı için, “iktidar kulislerinde yüzde 2-2,5 oranında oyu olduğuna inanılıyor” iddiasını ortaya attı.

Teklif götürülüp götürülmediğine ilişkin kulisler hareketlenirken AK Parti cenahı ilk şoku, Müge Anlı ile yaşadı. Anlı, adaylık teklifi iddialarını ironik bir dille izleyicisiyle paylaştı:

 

”Bir kere çok az. Sırf 2 buçuğa razı olmam. Niye 2,5 olsun ya! Ben bugün kendim aday olsam görün bakalım yüzde kaç oy alıyorum. Aşk olsun hiç teklif de eden yok. 2,5 oyu da az buldum söyleyeyim. Yüzde 25 oy alırım.”

FATİH ERBAKAN’DAN GELEN ‘HAYIR’ CEVABI

AK Parti yönetimi, Yeniden Refah Partisi’ne (YRP) yapılan ittifak teklifinden gelecek cevabı heyecanla bekledi. YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın açıklamalarına kadar parti yönetiminden alınan kararla ilgili dışarıya bilgi sızdırılmadı.

Genel Başkan Fatih Erbakan kameralar karşısına geçtiğinde TRT dahil, iktidar yandaşı bütün televizyon kanalları canlı yayındaydı. Fatih Erbakan, kararlarını açıkladı:

 

“Yetkili kurullarımız ve teşkilatlarımızla gerçekleştirmiş olduğumuz son derece kapsamlı istişareler sonucunda milletvekili seçimlerine herhangi bir ittifaka dahil olmadan müstakil olarak gitme kararı aldık.”

TRT, Erbakan’ın konuşmasını AK Parti’ye hayır cevabı verdiklerini açıklaması üzerine müziğin sesini yükseltti ve canlı yayına son verdi.

Sonrasına ilişkin iktidar cenahının nasıl bir tavır takındığını paylaşmanın gereği yok sanırım. En hafif eleştiri, “nispeten vicdanlı” diye nitelendirilen Yusuf Kaplan’dan geldi. Fatih Erbakan’ın Kılıçdaroğlu’nun önünü açtığını ve bundan dolayı vebale girdiğini söyledi.

Kimilerine göre de Millet İttifakı masasından öfkeyle kalkan İYİ Parti lideri Meral Akşener gibi Erbakan da yeniden Cumhur İttifakı’na dönecek. YRP’li isimler ise iktidar kanadına, Erbakan’ı suçlama yerine “İslam hükmünü görünce cin çarpmışa dönen AK feministler ve AK laiklerden hesap sorun” cevabını verdiler.

SON UMUDU MEHMET ŞİMŞEK BİTİRDİ

AK Partili seçmen, akşam saatlerinde gelen bir haberle heyecanlandı. AK Partilileri olduğu kadar siyaset kulislerini de dalgalandıran haber, ekonominin eski patronu Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştüğü bilgisiydi. 

Mehmet Şimşek, kendisine yapılan daveti kırmamış ve Erdoğan ile AK Parti Genel Merkezi’nde görüşmeye gelmişti. Görüşme 1 saat 15 dakika sürdü ve saat 21:00’de sona erdi. 

Gazeteciler AK Parti Genel Merkezi’nin önünde yerlerini alıp birazdan Mehmet Şimşek’in gelip yapacağı açıklamayı bekliyordu. Kürsü tahmin edildiği gibi genel merkez görevlilerince hazırlanmıştı.

Bekleyişin sürdüğü sıralarda gazeteciler arasına, “Şimşek gitmiş” haberi bomba gibi düştü. Gazeteciler ne olup bittiğinin perde arkasını anlamaya çalışırken, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kameralar karşısına geçip açıklama yaptı.

Mehmet Şimşek’in aktif siyasete dönmeyeceğini belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fikri düzeyde katkıda bulunacağını söyledi. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra Mehmet Şimşek, kendi sosyal medya adresinden bir açıklama yaptı:

“Sn Cumhurbaşkanımız ile akşam saatlerinde Ak Parti Genel Merkezi’nde son derecede samimi bir ortamda görüşme fırsatım oldu. Kendisine bu kabulleri çok teşekkür ederim. Kendi alanıma giren her konuda istenen katkıları vermeye her zaman hazırım. 

Ancak yurtdışında finans kuruluşlarındaki işlerim nedeni ile aktif siyasete girmeyi düşünmüyorum. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

Aslında Mehmet Şimşek’in Erdoğan’a bu cevabı vermesi şaşırtıcı değil. Erdoğan’ın ekonominin kodlarını bozduğu dönemde Şimşek, mesafe koymaya başlamıştı. İlk uyarıyı 6 Mayıs 2016’da yapmıştı:

“Yabancı kaynak gelmesi için risk primi düşük olacak, dünya normlarında olmalıyız. Tüm alanlarda rasyonaliteyi korumalıyız… Türkiye’de büyüme yapısal reformların uygulanmasına bağlı.”

Sonra 23 Mart 2018’de şunları söyledi:

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne referans olarak ihtiyacı var. Bizim de hukuk devletini güçlendirmemiz, demokratik standartlarımızı iyileştirmemiz, kurumsal kaliteyi yükseltmemiz açısından ne güneyde ne doğuda başka ilham alacağımız kimse yok. Avrupa Birliği bizim hala ilham kaynağımız.”

Erdoğan, seçimlere giderken Şimşek’e haddini bildirmeye kalkmış ve 31 Mayıs 2018’de şöyle kükremişti: 

“Yok ekonomi şöyle, yok böyle’ diye atıp tutuyorlar. ‘Yok kur şöyle oldu, yok bunda böyle oldu.’ Batsın sizin kurunuz ya, ne kuru. Biz dimdik yolumuza devam ediyoruz. İnançlıyız, güçlüyüz ve yatırımların ülkesiyiz. Böyle de devam edeceğiz. Şu anda altyapısıyla her şeyiyle yoluna devam eden bir Türkiye var. İnanmıyorsan kusura bakma arkadaş. Biz bu işe inananlarla yolumuza devam ederiz.”

Bu yaşanmışlıklardan sonra dünya ile entegre biri olan Mehmet Şimşek’in yeniden Erdoğan’ın patronluğunun altına girmesi zaten pek de akıllıca görünmüyordu. 

Şimşek, ekonomide gelinen çıkmazın, Erdoğan’ın patronajında düzeltilemeyeceği görüşünde. Şimşek, bu görüşlerini dile getirmek yerine yurt dışındaki işlerini gerekçe göstererek kibarca “Hayır” cevabı vermiş oldu. 

Dün AK Parti ve Tayyip Erdoğan için kara bir gündü.
🔸 Sabah Müge Anlı’dan
🔸 Öğleyin Fatih Erbakan’dan
🔸 Akşam da Mehmet Şimşek’ten hayır cevabı aldı.

Cumhur İttifakı’nın “sadık üyesi” gibi görünen Doğu Perinçek de ayrı aday olacağına göre Erdoğan, Devlet Bahçeli, Mustafa Destici ve Hüda Par’dan Zekeriya Yapıcıoğlu’na kaldı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin