AİHM’in Risale-i Nur Küliyatı Kararı [3 – ÇIKARILACAK MESAJ]

Analiz | Aziz Kamil Can

AİHM, Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılan “Risale-i Nur Külliyatı kapsamındaki eserlerin” basımını ve dağıtımını yargı kararı ile toptan yasaklayan Rusya’ya karşı İbragim İbragimov ve diğerlerinin (Case of İbragim İbragimov and Others v. Russıa; Applications nos. 1413/08 and 28621/11; 28/8/2018) yaptığı başvuru ile ilgili verdiği ihlal kararı, Türkiye’de yaşanılan zulmün akıbetini göstermektedir.

AİHM, bu karar ile inanç temelinde ifade özgürlüğünün önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Türkiye’de yıllar önce defaten yasaklanmaya çalışılan ve yargılamalara konu olan Risale-i Nur, anılan karar ile Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkede de mutlak bir beraat almıştır.

Peki, bir zamanlar bu kitapları yasaklayan Türkiye, bugün farklı bir hukuk ve demokratik anlayışa sahip olabilmiş midir? Aslında evet (!) Eski Türkiye, bu kitapları yargılamaya konu ediyor ve mahkeme kararı çıkartmaya çalışıyordu. Yani kendi hukuksuzluğunu hiç olmasa bir hukuk organı eliyle yapma çabası içine giriyor ve bu yolda da kitapların yazarı olan Said Nursi’ye savunma hakkı verebiliyordu. Nitekim yapılan savunmalar sonucunda da kitaplar serbest kalabiliyordu.

Ya bugün! Önce uydurma bir örgüt çıkardılar, sonra her muhalif düşünceyi örgüte dahil ettiler. Yazarlar, gazeteciler, öğretmenler, hakimler, ev hanımları, çocuklar, çizgi film karakterleri, bebekler vb. aklınıza gelebilecek her türden… üyeler!

Rusya ya da diğer bir ülke tarihte hiç bu kadar herkese uzanabilecek bir zulmü yapmamıştı. Hitler bile zulmünü belli bir ırka yani Yahudilere yöneltmişti. Ama bizde zulüm, bir kitleyi tüm yönleri ile yok etme yanında muhalif olan her unsura uzanmıştı.

Bu bağlamda dün hukuka uygun olan bir şey bugün idari karar ile mahkûmiyet nedeni olabiliyordu.

Kaderin cilvesine bakın ki, AİHM’in, Risale-i Nur eserlerini toplatan Rus mahkemelerini haksız bulduğu bir dönemde, bu kitapların çizgisinde ilmi-dini-ahlaki-sosyal nitelikte kitaplar yazan Fethullah Gülen’in kitaplarını okumak müebbet hapis cezası için yeterli bir neden kabul ediliyordu. Hatta bu kişilerin birer cani gibi işkence görmelerine de göz yumuluyordu.

Bir kişinin evinde Gülen’in kitaplarının bulunması örgüt üyeliği için yeterli bir kanıttı. Oysa bu kitaplar yasaklanmamıştı. Rusya’da olduğu gibi bir mahkeme kararı ile toplanmalarına ilişkin bir hüküm bile yoktu.

AİHM’in söz konusu kararı düşünüldüğünde, bugün örgüt üyeliği için kanıt olarak evlerinde el konulan bu kitaplardan dolayı soruşturma geçiren, yargılanan ve mahkûm olan herkesin inanç ve ifade özgürlüğü çok bariz bir şekilde ihlal edilmiştir.

Bu noktada, mağdurların savunmaları da çok önemlidir. AİHM’in yukarıdaki kararında Rus mahkemeleri safhasında başvurucuların usulüne uygun tüm talepleri nedensiz olarak reddedilmiştir.

Örneğin başvurucular, kitapların alanlarında ehil olan ilahiyatçı bilirkişilerce incelenmesi ve buna göre bir suç unsuru olup olmaması yönünde karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdi.

Ülkemizde daha vahim bir tablo var. Rusya, hiç olmazsa hem ceza hem de hukuk davasında sosyolog, dil bilimci ve psikologlardan oluşan bilirkişiler görevlendirmişti. Bizde bu bile yapılmıyor. Evinde sadece Gülen’e ait kitabın bulunması suçlama için yeterli bulunuyor.

Hiçbir hakim, bu kitapların içeriği ne? Suça teşvik edici bir yönü var mı? Yasaklı kitaplar mı? vb. bir araştırma ihtiyacı hissetmiyor.

Gerek iddianame ve gerekse mahkumiyet veya tutuklama gerekçelerinde açıkça bu kitaplar delil olarak gösteriliyor. Bu kabulün, ilerde bu davaların başka bir sebebe gerek kalmaksızın sırf bu nedenle “hakkın ihlali” olarak sonuçlanacağından kuşku yoktur.

Yukarıdaki kararda AİHM, inanç özgürlüğünün aynı zamanda dışa vurmayı da gerektirdiğini, inancın başka kişilere anlatılmasının ancak bu şekilde mümkün olabileceğini, aksi durumda bu özgürlüğün ölü bir özgürlük olarak kalacağını da vurguluyor.

Bu açıdan bakıldığında, sırf inancından dolayı Fethullah Gülen’in “yasak/toplama kararı” olmayan kitaplarını okuyan, hatta onlardan esinlenip inanç ve fikirlerini çevresindeki insanlarla da paylaşan yüzbinlerce insan nasıl soruşturmaya tabi olup, cezalandırılabilir?

AİHM, Rus mahkemesinin basit bir şekilde sadece bilirkişilerin görüşlerine dayandığını, mahkemenin kendisinin doğrudan eserleri incelemediğini, hangi ifadelerin problematik olduğunu belirtmediğini, sadece bilirkişilerin ulaştığı sonuçları global olarak hatırlatmakla yetindiğini, bilirkişilerin ulaştığı sonuçların, dil ve psikolojik incelemenin ötesine geçtiğini ve bilirkişilerin hukuki nitelendirme yaptıklarını (yetkilerini aştıklarını) not etmiştir.

Bugün Türkiye, daha vahimini yapmaktadır. Bilirkişi incelemesinden geçmeyen bu kitaplar için, polis ve MİT’in sunduğu kanaat raporlarına bağlı olarak müebbet veya senelerce hapis cezası verilmektedir.

AİHM, Risale-i Nur Koleksiyonu’ndaki eserlerin 50’den fazla dile çevrildiğini, birçok ülkede yaygın bir şekilde bulunduğunu ve söz konusu eserlerin bu ülkelerde en küçük bir probleme dahi yol açmadığını belirttikten sonra, Said Nursi’nin eserlerinin yasaklanmadan önce Rusya’da 2000 yılından bu yana 7 yıl boyunca yayınlandığını da not etmiştir.

Aynı şey Gülen kitapları için de geçerlidir. Türkiye’de yıllardır okunan bu kitaplar, hala basımı yapılabiliyorken ve aynı şekilde onlarca dilde yüzün üzerinde ülkede okunup, bir çatışmaya sebebiyet vermemişken, bu kitapları okuyanlar örgüt üyesi ilan ediliyor.

AİHM’in kararına göre, AİHS’ye taraf devletler, “nefret söylemi” ve “şiddeti teşvik eden ifadeler” içermeyen hiçbir kitabın basımını ve dağıtımını yasaklayamaz, yasaklar ise, ifade özgürlüğünü ihlal etmiş olur.

Şüphesiz burada çıkarılacak en önemli mesaj; ifade özgürlüğü kapsamında kalan bu türden kitapları sırf bulundurdukları için bireylerin hiçbir yaptırıma tabi tutulamayacağıdır.

Dolayısıyla, bu hukuksuz uygulamalar kapsamında yargılanan her mağdurun aşamalarda AİHM’in bu ve benzeri kararlarından da esinlenerek, gerekli savunmalarını yapması ve nihayetinde diğer ihlal nedenleri yanında bu ihlal sebebini de ekleyerek davayı AİHM’e taşıması, hakkın iadesi için bir fırsat olacaktır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin